YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Erdoğan, tek parti döneminde ahıra dönüştürülen camileri belgelerle anlattı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin iktidar olduğu dönemlerde camilerin ahır olarak kullanıldığını kabul etmeyen CHP...

Erdoğan, tek parti döneminde ahıra dönüştürülen camileri belgelerle anlattı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin iktidar olduğu dönemlerde camilerin ahır olarak kullanıldığını kabul etmeyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, camilerin başka amaçlarla kullanıldığını gösteren ‘belgelerle’ yalanladı. Kılıçdaroğlu’nu da Diyanet İşleri Başkanı’ndan özür dilemeye çağıran Başbakan Erdoğan, camilerin ahır olarak kullanıldığını ispat etmenin Başbakanlık kurumunun vazifesi olduğunu vurguladı. Erdoğan ardından CHP’nin tek parti döneminde ‘camilerin ahır, askeri depo, eğlence yeri’ gibi amaçlarla kullanıldığını gösteren belgelerin bazılarını paylaştı.

Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında konuşmasının büyük bölümünü, CHP’nin iktidar olduğu dönemde camilerin ahır olarak kullanılmasına yönelik uygulamalarına ayırdı. Bu konuda şimdiki CHP yönetimini de eleştiren Erdoğan, “Bugünlerde geçmişiyle yüzleşemeyenler ciddi itibar kaybetti. En azından susma erdemi gösterirler ama pişkinlik bu kişilere susma erdemini de vermiyor.” ifadelerini kullandı. Erdoğan, “Tek parti CHP döneminin zulmünü bu millet iliklerine kadar yaşamıştır. Tek parti döneminin zulmü, sadece sözlü hatıralarda değil yazılı belgelerde de mevcuttur.” dedi.

O dönemde kitapların nasıl yasaklandığını, toplatıldığını ve yakıldığını; evlerin basılıp Kuran’ların, dini kitapların hatta Osmanlıca kitapların alındığını bu milletin çok iyi hatırladığını söyleyen Erdoğan, “Kuran öğretiminin mağaralarda harabelerde yapılmak zorunda bırakıldığını, bu millet hüzünle ve çok iyi hatırlıyor. Camilerin nasıl kapatıldığını, nasıl satıldığını, ezanın nasıl susturulduğunu, gazetelerin ve dergilerin yasaklandığını, sakala bıyığa, kılık kıyafete nasıl müdahale edildiğini bu millet çok iyi hatırlıyor.” şeklinde devam etti.

Erdoğan, bunu inkâr eden CHP liderine de “İki kitaptan yola çıkarak yüzlerce kitabın yasaklanmasını meşru göstermek yüzsüzlüğün ta kendisidir. Karanlık geçmişinizle gurur duyabilirsiniz, tıpkı Dersim’de olduğu gibi susabilirsiniz ama zulüm ve baskıyla dolu karanlık geçmişinizi meşrulaştırmaya kalkarsanız orada biz de size belgelerle gereken cevabı veririz.” diye seslendi.

“SANA TEK PARTİ DÖNEMİNİ ŞAPKASINI KAPTIRMAZ YOL ARKADAŞIN ANLATSIN”

Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz CHP döneminde camilerin satıldığını, kapatılıp ahıra dönüştürüldüğünü söylediğimizde Kılıçdaroğlu bize şiddetle itiraz etti. Değerli bir ilim adamı olan ve makamın saygın olduğu Diyanet İşleri Başkanımıza da nezaketi aşan ifadelerle son derece münasebetsiz edep dışı bir üslupla dil uzattı. Kılıçdaroğlu’nun burayı iyice dinlemesini, bilmediği bilmeden konuştuğu tarihini öğrenmesini tavsiye ediyorum. Şu an Kılıçdaroğlu’nun yol arkadaşlığını yaptığı bir zat var. Eski başbakanlardan, eski cumhurbaşkanı biliyorsunuz. Bu zat şapkasını kaptırmaz, şapkasını alıp gider ama seçimlerde Kılıçdaroğlu ile al takke ver külah yapmaktan kaçınmadı. Kılıçdaroğlu’nun savunduğu yol arkadaşlığı yaptığı 28 Şubat’ın özenle dışında tutulmasını istediği bu zat, 1966 yılında başbakanken CHP’nin camileri kapattığını ifade ediyor. İsmet İnönü bu ifadeler karşısında çıkıyor bugün Kılıçdaroğlu’nun tavrının aynısını takınıyor. İnönü aynen şu cümleleri kullanıyor: ‘Acaba cumhuriyetin hangi döneminde ibadet yasak olmuştur. Hiçbir zaman olmamıştır.’ Kılıçdaroğlu bugün de aynı konuşuyor. Kılıçdaroğlu bizden dinlemene gerek yok, sen o yol arkadaşının yanına git eğer ‘dün dündür bugün bugündür’ demezse, sana CHP zulmünü, kapanan camileri o yol arkadaşın gayet tafsilatlı şekilde anlatacaktır.”
1966’da İsmet İnönü’nün bu açıklamasının ardından Yeni İstiklal gazetesinin vatandaşı ‘İnönü’nün yalanlarına karşı vatandaşı ispata çağırıyoruz’ diye bir kampanya başlattığını belirten Erdoğan, gazeteye bu minvalde adeta mektuplar yağdığını aktardı.

ERMENİ VATANDAŞIN MEKTUBUYLA BAŞLADI

Erdoğan, ardından gazeteye gelen bir mektubu şöyle paylaştı: “Bir Müslüman değil bir Hıristiyan, bir Ermeni vatandaş aynen şu mektubu yazıyor: ‘Muhterem Yeni İstiklal gazetesi, İnönü’nün yalanlarına karşı yaptığınız ispat çağrısına Diyarbakır’dan haykırarak cevap yazarak uyruğu bulunduğum Türkiye’ye karşı vazife bilerek sesleniyorum. Ben gerçi bir Hıristiyanım ama bütün dinlerin düşmanı olan ve nihayet ortanın solunda olduğunu ağzıyla da ispatlayan bu zatın faaliyetini arz ediyorum. Müslümanların Kurşunlu veya Fatih Paşa Camii dedikleri ibadethane 1941-42 yılında depo yapılıp kapatılmıştır. İçerisinde pek az miktarda kütüklük, kam, hançer, at eğeri vs. gibi döküntü konmuştur. Avlusunda 8-10 adet hurda at arabası takoza alınmıştır ve önüne de nöbetçi dikilmiştir. Bu meydan bizim kiliseye de bu camideki mühimmatı koruması için bir manga asker yerleştirilmiştir. Dini ibadethanemizin içi de tuvalet olarak kullanıyorlardı.”

MUĞLA’DA CAMİDE KADIN OYNATILDI

Ardından Çorum’dan Muğla ve Malatya’ya kadar birçok ilden gelen mektuplardan örnekleri sıralayan Erdoğan, “Muğla’da 6 caminin depo yapılıp, dolapları tuvalet haline getirilerek kadın oynatılıp şarap içildiğini, karşı çıkan zamanın Müftüsü Münir Özsoy’un da vali tarafından görevinden azledildiğini” aktardı. Kahramanmaraş’taki Türkoğlu mahallesindeki Ulucami’nin kapatılıp bir ahır haline geldiğini ve 1947’de Şekerli ve Hatuniye camilerinin de kapatıldığını, Şekerli Camii’nin ambar, Hatuniye’nin ise karakol olarak kullanıldığını kaydetti.

Erdoğan, Balıkesir’den çavuş lakaplı Mehmet Altınörs’ün bir mektubunu da şöyle paylaştı: “Sayın muhalefet lideri İnönü, bu yaştan sonra utanmadan milletin gözünün içine bakarak ve gerçekleri tahrif ederek hakikati yanıltmak istemektedir. Balıkesir vilayetinde Zağnos Camii müstesna bütün camiler kapatılmış, içlerine ot, saman, hayvan semeri, postal ve askeri malzeme depo edilmiştir. Bu millet CHP’yi bir daha her ne pahasına olursa olsun tekrar başa geçirip eski aç perişan günlerine dönmek istememektedir. Devirler değişti paşam, kafalar değişti. Arayıp arayıp bulamadığın aptal saf köylü kalmadı. Senin devrini gördü ve bugünün kıymetini daha iyi anlıyor. Bizi artık rahat bırak, şimdi kazandığımız hürriyeti bize çok görme paşam.”

10 ADET BELGE GÖSTERDİ

Erdoğan ardından CHP’nin o dönemdeki bu uygulamalarına ilişkin resmi belgeleri gösterdi. Başbakan ilk olarak camilerin kapatılması ve ahırlara dönüştürülmesine yönelik 19 Kasım 1935’te çıkarılan yasayı gösterdi. Camilerin satışını mümkün hale getiren bu yasada “Cami ve mescitler kendilerinden başkaca istifade edilmek üzere kapatılır.” ifadesinin yer aldığını aktaran Erdoğan, Türkiye’nin her vilayetinde camiler kapatılmaya başlandığını kaydetti.

İkinci belgede ise bu camilerin listesi olduğunu belirten Erdoğan, “1926-50 arasında 513 cami satılıyor; 327 cami arsası, çoğunun üzerinde cami var, satılıyor; bin 70 mescit satılıyor; kilise, manastır, türbe, darüşşifa, imaret, mezarlık ve çok sayıda tarihi eser satılıyor; 3 bin 411 adet hayrat vakıf taşınmazının satışı gerçekleştiriliyor. Tamamının delilleri belgeleri elimizde.” diye ekledi.

Üçüncü belge olarak Sivas’taki Ulu Cami’nin devlet müzesi yapılmasını öngören bir Bakanlar Kurulu kararını gösteren Erdoğan, ayrıca camilerin satış ilanı verilirken “millet uyanmasın diye harap ve vakıf denilmesi için talimat verildiğini” aktardı.

Dördüncü belge olarak Vakıflar Müdürlüğü’nden Tekirdağ Valiliği’ne yazılan bir talimatı gösteren Erdoğan, “Cami ve mescitlerin satış ilanlarının harap vakıf bina şeklinde neşrettirilmesi, cami ya da mescit denilmemesi ifadesi var. Bunlar millet uyanmasın diye hep. Uyanırsa CHP’nin akıbeti tehlikede olacak.” dedi.

Beşinci belge olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Başbakanlık’a ‘önemli ve acele’ diye gönderdiği metni gösteren Erdoğan, bu belgeye göre Üsküdar’daki Atik Valide Camii’nin ahır olarak kullanıldığının gözüktüğünü kaydetti.

Altıncı belgede ise Karacabey’den bir vatandaşın Vakıflar Müdürlüğü’ne yazdığı dilekçeyi gösteren Erdoğan, Behçet Öner isimli vatandaşın dilekçesine göre kazada cemaatle namaz kılmak için cami kalmadığının altını çizdi. Erdoğan, “İkinci Dünya Savaşı bahane edilerek camileri askeri amaçlarla kullanan dönemin hükümeti, buralara gereken hürmeti göstermediği gibi tarihi eserlere de zarar vermiştir.” şeklinde konuştu.

Yedinci belgede Gaziantep’teki Selim Efendi Camii’nin CHP’ye satıldığını gösteren Erdoğan, sekizinci belgeye göre de Edremit’teki Yıldırım Camii’nin de halk evi yapılmak üzere CHP’ye satıldığını söyledi.

Gösterdiği dokuzuncu belgede de Osmangazi ilçesindeki Tophane Mahallesi Camii’nin bando ve muhafız birliğine teslim edildiğinin yer aldığını kaydeden Erdoğan, 20 Nisan 1936’da Cumhuriyet gazetesinde “Bu ne insafsızlık, Seferhisar’da tarihi cami ahır yapılmış” şeklinde haber çıktığını belirtti ve kupürü gösterdi. Erdoğan, ellerindeki dosyada tek parti döneminde camilerin satılmasına, depo ve ahır olarak kullanılmasına ya da CHP’ye satılmasına dair yüzlerce haber kupürü olduğunu ifade etti.

KILIÇDAROĞLU'NA ‘ÖZÜR DİLE’ ÇAĞRISI

Erdoğan, ardından Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Kılıçdaroğlu önce Diyanet İşleri Başkanı’ndan, o makamdan özür dile. Sana değer vererek seni Kutlu Doğum programına çağıran Diyanet İşleri Başkanı’na ‘onları onurun varsa açıkla’ diyorsun. Onları gel bize sor. Grup başkan vekili arkadaşlarımı özellikle göreve çağırıyorum. Bunların Meclis gündeminde kayda girin. Bunun cevabını verecek makam biziz. Diyanet işleri değil. Camilerden Diyanet İşleri Başkanlığı sorumlu değildir. Camiler Vakıflar Müdürlüğü’ne bağlıdır, adeta işletir Diyanet buraları. Bunun cevabı vakıflardır, yani bizden isteyeceksin.” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler