Erdoğan'dan satır başları şöyle:
Katılımcı ülkelerin büyük çoğunluğu görüşmelerde devlet ve hükümet başkanları ya da yardımcıları nezdinde buraya katılıyor. Ziyaretimde bana Sayın bakanlarımız Veysi Kaynak, Bekir Bozdağ, Fatma Betül Sayan, Mevlüt Çavuşoğlu, Nihat Zeybekçi, Berat Albayrak ve milletvekillerimiz eşlik ediyor.
20 Eylül Salı günü BM Genel Kurulu’na hitap edeceğim. Konuşmamda ülkemizin BM’de oynadığı aktif role vurgu yaparak terörle mücadele başta olmak üzere Suriye ve Irakkrizi, mülteci sorunu, tabii ki 15 Temmuz darbe girişimi ki bizim bir demokrasi mücadelemiz olmuştur milletçe… Dünyanın duruşunu değerlendirme noktasında olacağım.
71. Genel Kurul görüşmeleri ülkemiz açısından hassas bir dönemde gerçekleşiyor.Türkiye bir taraftan 15 Temmuz’un yaralarını sararken diğer taraftan da Fırat Kalkanı ile yoğun bir mücadele veriyor. DAEŞ, PKK gibi cinayet şebekelerine karşı başarılı operasyonlar yapıyoruz. PYD, YPG bunları söylemeden geçmemiz mümkün değil. İnşallah terör ve terör örgütleri ile mücadelemiz yeni boyutlar kazanarak devam edecek.
"HER TARAFTA ÖRGÜTÜN İNİNE GİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Ziyaretimiz kanlı darbe girişiminin ve FETÖ’nün tüm dünya kamuoyuna anlatılması için bir vesile oluşturacaktır. FETÖ’nün Türkiye ve diğer ülkeler için yarattığı tehlikeyi anlatacağız. Her tarafta örgütün inine girmeye devam edeceğiz. Bundan sonra dünyanın hiçbir bölgesi FETÖ militanları için güvenli bir sığınak değildir, olmayacaktır.
Ayrıca konuşmamda BM’nin yapısından kaynaklanan sorunları ve dünya 5’ten büyüktür diyerek ortaya koyduğumuz sorunları da vurgulayacağım.
SORU-CEVAP
Suriye askerlerinin vurulması: ABD'li yetkililerin açıklaması bir yanlış tespit istikametinde. Bunun daha ilerisini belki seyahatte yapacağımız bazı görüşmelerde 'Hayırdır, nedir, nasıl oldu' diye sorar gerçeğini daha yakından öğrenme fırsatını buluruz.
ÖSO'nun ABD'li askerleri kovması: Özel kuvvetler ÖSO tarafından istenmedi. ÖSO'ya yönelik ABD'li yetkililerin davranışları süreci bu yöne itti. Bizim yetkililerimiz, bizim özel kuvvetler mensuplarımız 30 kadar ABD'li özel kuvvetleri oradan çıkardı.
Tel Abyad'da ABD bayrağı: Terör koridoruna izin vermeyeceğimizi söyledik. IŞİD ismini kullanarak İslam'a saygısızlık ettiklerinin farkında değiller. Biz IŞİD'i kabul etmiyoruz, bunun adı DAEŞ'tir. İslam'la terörü bir arada kullanmak mümkün değil. Tel Abyad denilen yer Arapların yerleşim bölgesidir. Bu bölgeyi çeşitli operasyonlarla DAEŞ elde ettiği yeri PYD/YPG'ye bıraktı. Bu Haseke'den gelen bir süreç. Hedef Afrin'le bütünleşmek suretiyle Akdeniz'e açılmak. Gaziantep olayından sonra 'Artık yetti' dedik. ABD'ye, Rusya'ya söyledik. Biz Münbiç operasyonunda 'PYD/YPG olmayacak' dedik. Burası Araplara ait olmasına rağmen PYG/YPG ait göstermek istediler. 3-4 ay sürer dediler, 15 günde iş bitti. 'Haklıymışsınız' diyorlar. Haklı olmak bir şey getirmiyor. Bölgeyi bilen biziz, bizi dinleyin. NATO'da birlikteyiz, stratejik ortaklığımız var. El ele verelim bu pisliği temizleyelim. Bizim, buraları tehdit unsuru olmaktan çıkarmamız gerekiyor.