HABER

Erdoğan, TürkAkım doğal gaz boru hattının açılış töreninde konuştu: (2)

"Hedefimiz ülkemizi küresel enerji merkezlerinden biri haline getirmektir. Türkiye olarak kesinlikle bölgesel gerilim peşinde değiliz, asla da olmadık" - "Doğu Akdeniz'de süren hidrokarbon arama faaliyetlerimizin tek amacı ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin menfaatlerini korumaktır. Her fırsatta tekrarladığımız gibi Doğu Akdeniz'de ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin ekonomik, hukuki, diplomatik bakımdan hayata geçme şansı yoktur" - "Müttefikimiz ABD ile komşumuz İran arasında bir süredir devam eden gerilim hiç arzu etmediğimiz bir noktaya ulaştı. Türkiye olarak ne Irak'ın ne Suriye'nin ne Lübnan'ın ne de deniz yoluyla enerji ticaretinin yüzde 30'undan fazlasının yapıldığı Körfez bölgesinin vesayet savaşlarının sahnesi haline gelmesini istemiyoruz" - "Coğrafyamızda artık yeni bedeller ödemeye kimsenin mecali kalmamıştır. Hiç kimsenin sadece kendi çıkarları uğruna Irak başta olmak üzere tüm bölgeyi yeni bir ateş çemberine atmaya hakkı yoktur" -"Tüm taraflarla konuşabilen bir ülke olarak diplomasi trafiğimizi çok yönlü bir şekilde devam ettireceğiz. Elimizdeki tüm imkanları seferber ederek bölgemizin kan ve gözyaşına boğulmasına izin vermeyeceğiz"

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hedeflerinin Türkiye'nin küresel enerji merkezlerinden biri haline getirmek olduğunu belirterek, "Türkiye olarak kesinlikle bölgesel gerilim peşinde değiliz, asla da olmadık." dedi.

Rus doğal gazını Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya nakledecek TürkAkım doğal gaz boru hattının tamamlanması dolayısıyla Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen törende konuşan Erdoğan, yeni arz kaynaklarının ortaya çıkarılması ve mevcut rezervlerin geliştirilmesi doğrultusunda kara ve denizde hidrokarbon arama ve üretim faaliyetlerinin artırılması için çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hedefimiz ülkemizi küresel enerji merkezlerinden biri haline getirmektir. Türkiye olarak kesinlikle bölgesel gerilim peşinde değiliz, asla da olmadık. Doğu Akdeniz'de süren hidrokarbon arama faaliyetlerimizin tek amacı ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin menfaatlerini korumaktır. Her fırsatta tekrarladığımız gibi Doğu Akdeniz'de ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin ekonomik, hukuki, diplomatik bakımdan hayata geçme şansı yoktur. Akdeniz'deki en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye'nin bu bölgeyle ilgili her türlü projede söz söyleme hakkı elbette olacaktır. Buradan tüm kıyıdaş ülkelere yaptığımız iş birliği çağrımızı tekrarlamak istiyorum. Gelin tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapmış Akdeniz'i çatışma değil, iş birliği sahasına dönüştürelim. Bize bir adım gelene çok daha fazlasıyla gitmeye hazırız. Karşılıklı saygı ve hakkaniyet temelinde her türlü iş birliğine varız. Gerek TANAP, gerekse bugün açılış gururunu yaşadığımız TürkAkım, ülkemizin işte bu vizyonunun en somut nişanesidir. Ve TürkAkım isminin sahibi de hak sahibi değerli dostum Sayın Putin'dir. Muhataplarımızdan beklentimiz, Türkiye'nin uzattığı bu samimi iş birliği elini geri çevirmemeleridir."

- "Sembol eserlerinden biri olacak"

Erdoğan, bu sene Rusya Federasyonu ile modern dönemdeki diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 100. yılını kutladıklarını ancak komşu Rusya ile münasebetlerin çok daha köklü olduğunu anlattı.

2. Beyazıt'a, 1492 yılında Çar 3. Ivan'ın gönderdiği mektubun Türk-Rus ilişkilerinin başlangıcı olarak kabul edildiğini aktaran Erdoğan, dolayısıyla iki komşu devlet arasındaki münasebetlerin 500 seneyi aşan bir derinliğe ulaştığını vurguladı.

"Avrasya coğrafyasının iki köklü devletinin iş birliği yaptıklarında bunun hem insanlarımız hem bölgemiz için nasıl olumlu neticeler getirdiğini biliyoruz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"İstiklal Harbimizde Rus dostlarımızdan gördüğümüz desteği unutabilmemiz mümkün değildir. Soğuk savaşın en keskin dönemlerinde dahi Rusya ve Türkiye komşuluk hukukunun zedelenmesine müsaade etmemişlerdir. Son dönemde de fikir ayrılıklarımızın ortak çıkarlarımızın önüne geçmesine izin vermedik. Sayın Putin'in güçlü iradesiyle ilişkilerimizde çok farklı bir ivme yakaladık. 1980'lerde 300-400 milyon dolar civarında seyreden ticaret hacmimizde artık 100 milyar dolarlık hedefi konuşuyoruz. Özellikle son 3 yılda ikili ticaretimizde düzenli artış yaşıyoruz. Turizmde her sene yeni bir rekor kırılıyor. Müteahhitlerimizin Rusya'da üstlendikleri işlerin toplamı 75 milyar dolara ulaştı. Karşılıklı yatırımlarımız onar milyar doları aştı. Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinde de ciddi bir aşamaya geldik. İnşallah ülkelerimiz için son derece önemli olan bu projeyi de planladığımız takvime uygun şekilde tamamlayacağız. Bugün açılışını yaptığımız TürkAkım projesi ise yeni dönemin sembol eserlerinden biri olacaktır. Sahip olduğumuz potansiyeli tam manasıyla harekete geçirdiğimizde ortaya çıkacak katma değerden tüm bölgenin istifade edeceğine inanıyoruz. Tıpkı bir Rus atasözünde ifade edildiği gibi 'Akıllı yol arkadaşı, yolun yarısı demektir.' Biz de 'önce refik sonra tarik' diyen yani yol kadar yol arkadaşının da önemli olduğuna inanan bir milletiz."

Türk-Rus dostluğunun ortak projelerle son yıllarda bu gerçeği defalarca ete kemiğe büründürdüğünü ifade eden Erdoğan, "İnşallah önümüzdeki dönemde de Türkiye ve Rusya'nın iki komşu ülke olarak yol arkadaşlığını kararlılıkla sürdüreceklerine inanıyorum." dedi.

- "Vekalet savaşlarının bedelini milyonlarca masum ödedi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde bölgesel olaylar bakımından oldukça sancılı günler yaşandığını vurgulayarak, "Müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri ile komşumuz İran arasında bir süredir devam eden gerilim hiç arzu etmediğimiz bir noktaya ulaştı. Türkiye olarak ne Irak'ın ne Suriye'nin ne Lübnan'ın ne de deniz yoluyla enerji ticaretinin yüzde 30'undan fazlasının yapıldığı Körfez bölgesinin vesayet savaşlarının sahnesi haline gelmesini istemiyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Özellikle komşu Irak'ın zaten sıkıntılı olan istikrarını tamamen kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Irak Türkmenlerinin selameti de bizim için kendi vatandaşlarımızın güvenliği kadar önemlidir. Arabı, Kürdü, Türkmeni, Şiisi, Sünnisi ile Irak halkının tamamı bizim özbeöz kardeşimizdir. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizi daha önce de farklı vesilelerle açıkça ortaya koyduk. Yaklaşık 30 yıldır kargaşa ve çatışmalarla anılan Irak'ın toprak bütünlüğünü koruyarak, yeniden huzura kavuşması için büyük çaba harcadık. DEAŞ ve PKK terörü ile mücadelesinde Irak'a her alanda destek verdik. Mezhepçilik taassubunun bu ülkeyi esir almasını engellemek için Irak halkını oluşturan tüm gruplara düzenli temas kurmak suretiyle elimizi uzattık. Savaş tamtamlarının çaldığı bu kritik süreçte de diplomasinin tüm kanallarını kullanarak tansiyonu düşürmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede son bir haftada çok sayıda liderle telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Dışişleri Bakanımız da muhataplarıyla yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyor. Amacımız gerilimi düşürerek yeniden akli selimi hakim kılmaktır."

Erdoğan, bölgenin son 20 yıldır devam eden çatışmalar sebebiyle zaten bitap düştüğünü, farklı güçler arasında sürdürülen vekalet savaşlarının bedelini Irak'tan Suriye'ye kadar milyonlarca masumun ödediğini ifade ederek, asırlarca esenlik ve barış diyarı olan İslam medeniyetinin kadim şehirlerinin birer enkaza dönüştüğünü söyledi.

Kardeşin kardeşe düşman hale getirildiği bu tablodan da en fazla bölgeyle ilgili hesabı olan dış güçlerin faydalandığına işaret eden Erdoğan, "Coğrafyamızda artık yeni bedeller ödemeye kimsenin mecali kalmamıştır. Hiç kimsenin sadece kendi çıkarları uğruna Irak başta olmak üzere tüm bölgeyi yeni bir ateş çemberine atmaya hakkı yoktur. Tüm taraflarla konuşabilen bir ülke olarak diplomasi trafiğimizi çok yönlü bir şekilde devam ettireceğiz. Elimizdeki tüm imkanları seferber ederek bölgemizin kan ve gözyaşına boğulmasına izin vermeyeceğiz. Bu süreçte Rusya Federasyonu ve değerli dostum Sayın Putin ile de sürekli diyalog ve istişare halinde olacağız. Rus dostlarımızın da katkısı ve destekleriyle inşallah bu sıkıntılı süreci suhuletle atlatacağımıza inanıyorum." şeklinde konuştu.

Konuşmasının sonunda TürkAkımı'nın iki ülke ve bölge için hayırlara vesile olmasını diyen Erdoğan, sözlerini projenin mimarı olarak gördüğü Rusya Devlet Başkanı Putin ve heyetine teşekkür ederek tamamladı.

(Bitti)

En Çok Aranan Haberler