ANKARA( ANKA)Hırvatistan Cumhuriyeti Başbakanı İvo Sanader, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak Türkiye'ye geldi. Başbakanlık Merkez Binada resmi törenle karşılanan Sanader ve beraberindeki heyetle daha sonra toplu görüşmelere geçildi. İki ülke arasında İkili ilişkilerin geliştirilmesi, yatırımların karşılıklı teşviki, ekonomik, enerji, çevre, doğa, su konularında işbirliği anlaşmaları da imzalandı. Başbakan Erdoğan, gerçekleştirilen görüşmelerin çok verimli olduğunu, her iki ülkenin de bulundukları bölgede barışın ve istikrarın korunmasında aynı kararlık içinde bulunduğunu söyledi. Erdoğan, "İmzalanan anlaşmalar işbirliğimizi ortaya koyan önemli akitlerdir" dedi. Hırvat Başbakan Sanader de, Türkiye'nin NATO'ya girmeleri konusunda verdiği desteğe teşekkür etti. Türkiye ile bir çok alanda işbirliği içinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Sanader, "Biz 500 milyon doları aşan bir işbirliğinden daha büyük kapasiteye sahibiz" diye konuştu.
-ERDOĞAN'IN SORULARA VERDİĞİ YANIT-
Konuşmaların ardından her iki başbakan da gazetecilerin sorularına cevap verdiler. Karabağ ile ilgili bir soru üzerine Erdoğan, Azarbeycan'ın resmi görüşü ile Türkiye'nin görüşü arasında bir değişiklik olmadığını belirtti. Farklı söylemlerin oradaki muhalifler tarafından ortaya konduğunu ifade etti. Erdoğan, bütün bunların bir saptırma olduğunu, Türkiye'nin daha öncede ifade ettiği düşüncelerinin arkasında durduğunu vurguladı. ABD Başkanı Obama ile ilgili bir başka soru üzerine de Erdoğan, kendisini seçildiği anda tebrik ettiğini, tebrik telefonlarının ardından Obama'nın da kendisini arayanları tek tek aramaya başladığını söyledi. Sözkonusu görüşmede Türkiye'nin bölgedeki öneminden ve bundan sonraki süreçte Türkiye-ABD ilişkilerinin nasıl devam edeceğinden konuştuklarını anlatan Erdoğan, ayrıca dünyada yaşanan küresel finans krizi ile ilgili konularda fikir alışverişinde bulunduklarını belirtti.
-"GÖREV DÜŞERSE TÜRKİYE DEVREYE GİRER"-
Erdoğan, "İsrail'den bir açıklama geldi. İsrail Gilad Şarid bırakılmadan Gazze'de kapıların açılmayacağını kaydetti. Bu konuda Türkiye'nin girişimlerine ilişkin bir gelişme var mı?" sorusuna, "Şu anda ateşkes ile ilgili süreç iki günde 'bu iş biter' denildi. Esir İsrail askerinin bu ateşkes anlaşmasının içerisine dahil edilmesi sebebiyle bunu HAMAS kabul etmiyor. 'Bunun buraya dahil edilmemesi gerekir, bu ayrı bir konu' diyor, ve bunu ayrıca karşılıklı esir mübadelesinde görüşelim, onu ayrı bir anlaşma olarak yapalım diyor. Çünkü Filistin'li binlerce çocuk, kadın, yaşlı İsrail'in elinde esir bulunuyor. Burada HAMAS'ın verdiği rakam var, İsrail'in verdiği rakamlarda var. bunu ortası da bulunamadığı için şu anda bu süreç devam ediyor. Bundan dolayı bir tıkanma var. Fakat aşıldı, aşılacak gibi. Bazı gelişmeler de zaman zaman bize geliyor. Biz kendilerine şunu söyledik; eğer bu süreç içinde bize bir görev düşerse Türkiye olarak devreye gireriz. Ama herhangi bir davet bize gelmedikçe biz devrede olmayı şu ana kadar düşünmedik" cevabını verdi.
-"OLMERT'E ELEŞTİRİ"-
Başbakan Erdoğan, "İsrail Başbakanı Olmert, Gazze'ye yönelik askeri müdahalesi konusunda, "Niye herhangi bir başbakana İsrail'in askeri planlarından bahsedeyim', Bunda Bush'u, Sarkozy ve Merkel'i de aramadım' şeklinde açıklama yaptı. Buna yorumunuz ne olacak?" sorusunu ise şöyle cevapladı:"Bu konuda cevap vermeyi doğrusu uygun bulmuyorum. Çünkü bütün gerçekler ortada. siz bir ülkeyi arabulucu olarak isteyeceksiniz, arabulucu olarak istediğiniz bir ülke ile gelip burada 5. raund görüşmelerini yapacaksınız, çünkü herhangi ülkelerden bir tanesi ile görüşmüyorsunuz, çok farklı bir ülke ile görüşüyorsunuz. Bölgede çok farklı ilişkiler içerisinde olduğunuz bir ülke ile görüşüyorsunuz önce 'haberim yoktu' diyorsunuz, daha sonra da diyorsunuz ki, 'ben bununla ilgili niçin şuraya buraya haber vereyim'. Yok işte gerek Bush'a, gerek Sarkozy'ye. bunun neresine inanacaksınız. Yani bunlar geleceğe yönelik güven sorunlarını da doğurmaktadır.
LİDERLER GÜVEN SORUNU YARATMAZ
Liderler güven sorunu yaratamaz. Siyaset güven sorunu doğuran bir kurum değildir. Güven sorunu başladığı anda herkes birbirine karşı çok daha farklı davranışlar içine girer ki barış burada büyük darbe yer. Biz uluslararası barışa darbe vurmanın gayreti içinde olmadık, olmayız. Bu bölgedeki davranışlarımızı da buna görev tespit ediyoruz ve adımlarımızı da buna göre atıyoruz."