Erdoğan: Utanmadan Sıkılmadan Parti Binalarına Yapılan Saldırı Için Bizi Suçluyorlar

Bahar DEMİREL/ ANKARA, Keçiören'de gerçekleştirilen törende halka hitap eden Erdoğan, HDP'nin iki seçim irtibat bürosuna yapılan saldırılara değinerek, Selahattin Demirtaş'ın söz konusu saldırılar hakkındaki açıklamalarını eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar bir vahşetin tahrikçisi olarak ortaya çıkmışlar. Utanmadan sıkılmadan parti binalarına yapılan saldırı için bizi suçluyorlar. Silah sizin işiniz. Bomba sizin işiniz. Şiddet sizin işiniz. Biz hayatımız boyunca sadece siyasetin meşru araçlarını kullandık" dedi.
SİZİN BU SEÇİM KAMPANYASINDA NE İŞİNİZ VAR, DİYEBİLİRSİNİZ
7 Haziran Milletvekili Genel Seçiminin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim döneminde neden meydanlarda yer aldığını şöyle anlattı: "Türkiye tarihi bir seçimin arefesinde bulunuyor. Tüm partiler, liderler Türkiye için milletimiz için neler yapmak istediklerini meydan meydan dolaşıp anlatıyorlar. Medya aracılığıyla da mesajlarını topluma ulaştırıyorlar. Bana diyebilirsiniz. Sayın Cumhurbaşkanı, siz Cumhurbaşkanısınız. Sizin bu seçim kampanyasında ne işiniz var, diyebilirsiniz. Haklı da olabilirsiniz. Fakat ben biliyorsunuz alışılmış bir Cumhurbaşkanı değilim. Sipariş üzere gelmedim. Cumhurbaşkanı olarak her siyasi partiye eşit mesafedeyim. Taraf olarak sorduğunuz zaman ben milletimin tarafındayım. Eğer birileri bazı yanlışlar yapıyorsa, yanlışlar söylüyorsa bu yanlışları düzeltmek herhalde takdir edersiniz ki benim görevimdir. Ben şu andaki iktidar partisinin kurucu genel başkanıyım. Aynı zamanda bu partinin üç dönem milletvekili ve başbakan olarak 12 yıl ülkeme hizmet verdim. Milletim bu makama bizleri görevlendirdi. Eğer bizim geçmişimizle alakalı bazı yanlış ifadeler kullanılıyorsa bunları düzeltmek herhalde benim görevimdir."
KENDİSİ MİLLETİN GÖZÜNDE KASETLE KOLTUĞA OTURAN GENEL MÜDÜR OLARAK KALACAK
Medyaya yönelik suçlamalarını, muhalefet partilerine yönelik eleştirilerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tek parti dönemi üzerinden yüklendi. Erdoğan, "Dün ana muhalefetin genel başkanı paralel yapının gazetesinin yazarlarıyla bir sohbet yapmış. Bu sohbette, şu anda tek parti devleti var, diyor. Ne söylediğini kulağı duymuyor. Örnek olarak da 1930'ların valilerin il başkanı olduğu tek parti CHP'sini gösteriyor. Kendisi şu anda CHP'nin genel başkanı. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Biz nezaketimizden ona genel başkan dedik, diyoruz. Ama bu makama geldikten sonra. Daha önce ben buna biliyorsunuz hep genel müdür derdim. Çünkü genel müdürlükten terfi edemedi. Kendisi milletin gözünde ömrünün sonuna kadar SSK'yı batıran, SSK'daki rezil yönetimiyle millete hayatı rezil eden, kasetle koltuğa oturan genel müdür olarak kalacak. Tek parti dönemini örnek verirken şu anki durumun o dönemden daha kötü olduğunu iddia ediyor. Bu millet Türkiye'nin bugünkü durumunun 1930'ların tek parti döneminden daha kötü olduğunu söyleyen adamın aklından şüphe eder. O zaman sen niye varsın? Sen nasıl bir muhalefetsin? O tek parti döneminde senin şu anda mensubu olduğun partiden başka parti yoktu. Bu millete hakarettir" ifadelerini kullandı.
DAĞDAN TEHDİTLER GELİR, TEHDİTLERLE Mİ BİR YERE VARACAĞINIZI ZANNEDİYORSUNUZ?
Halkların Demokratik Partisi'nin Adana ve Mersin'deki seçim irtibat bürolarına yapılan saldırılara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın söz konusu saldırılar hakkındaki açıklamalarını eleştirerek şöyle konuştu: "Adana'da Mersin'de olaylar oldu. Utanmadan, sıkılmadan Cumhurbaşkanlığı'na fatura kesiyorlar. Yüksek Seçim Kurulu'na bu HDP ikide bir müracaat ediyor. Cumhurbaşkanı meydanlara çıkmasın. YSK da bunları reddediyor. CHP de gitti, MHP de gitti. Onlar da reddedildi. Bunların işi gücü zaten ya Anayasa Mahkemesi ya Yüksek Seçim Kurulu. Cumhurbaşkanı için ihanet-i vataniyeden başka suç unsuru yoktur. Bu malum partinin şu anda başındaki eş başkan olan zat Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday oldu. Seçim kampanyası boyunca bu adayı pop star edasıyla alladılar pulladılar adeta bir insan hakları idolü gibi millete sundular. Şimdi yine aynısını yapıyorlar. Sonra bu genel başkan 6-7-8 Ekim olaylarında makyajı döküldü. Kürt kardeşlerimizi sokaklara döktü. 40 kişi öldü. Yasin Börü beşinci kattan atılarak öldürüldü. Hiç bunu dile getiriyorlar mı? Getirmiyorlar. Kürt kardeşlerime sesleniyorum; Biz sizi hiçbir zaman ayrıma tabi tutmadık. Tutmayız da. Bunlar bir vahşetin tahrikçisi olarak ortaya çıkmışlar. Utanmadan sıkılmadan parti binalarına yapılan saldırı için bizi suçluyorlar. Silah sizin işiniz. Bomba sizin işiniz. Şiddet sizin işiniz. Biz hayatımız boyunca sadece siyasetin meşru araçlarını kullandık. Siz dağa da gider gelirsiniz. Dağ ile iyi anlaşırsınız. Dağdan da tehditler gelir. Bu tehditlerle mi bir yere varacağınızı zannediyorsunuz?"