HABER

Erdoğan: YSK, son noktayı koyduğu zaman mesele bitmiştir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Seçim kanunumuz çerçevesinde yapılan hak arama mücadeleleri, demokrasinin bir imkanıdır, aynı zamanda bir gereğidir. Geçmişimizden bugüne her türlü siyasi parti bu yollara başvurmuştur, hak arama mücadelesini vermiştir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Seçim kanunumuz çerçevesinde yapılan hak arama mücadeleleri, demokrasinin bir imkanıdır, aynı zamanda bir gereğidir. Geçmişimizden bugüne her türlü siyasi parti bu yollara başvurmuştur, hak arama mücadelesini vermiştir. Biz de sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz. YSK noktayı koyduğu zaman, bizim için de mesele bitmiştir, ondan sonra yola devam" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in 6’ncı Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Memur-Sen'in yeni binasının açılışını da yapan Erdoğan, Memur-Sen’in kuruluşundan itibaren Akif İnan’ın belirlediği istikamette misyonunu yerine getirdiğini söyledi. Erdoğan, "Sırtını vesayet odaklarına dayayan sendika ağalarının siyasetçilere ayar verdiği o kötü günler, sizlerin desteğiyle artık geride kalmıştır. Türkiye’de ideolojik sendikacılığın yerini, temel hedefi emekçilerin hak ve imkanlarını güçlendirmek olan yeni bir sendikal anlayış almıştır. AB sürecimize destek veren, Kudüs’ün hakkını savunan, kritik dönemlerde vesayetçiler yerine milli iradenin yanında saf tutan Memur-Sen, ülkemiz için önemli bir kazanımdır" dedi.

'YAPILACAK BU ZULÜMLERE TRİBÜNDEN SEYİRCİ OLMAYIZ'
31 Mart seçimlerinden sonra bazı belediyelerde yaşanan gelişmelere dikkat çeken Erdoğan şöyle konuştu:
"Ben Memur-Sen camiasının bu seçimler sebebiyle ortaya çıkan tabloda bulundukları yerlerde dimdik duracaklarına inanıyorum. Ne yapacak sana? Seni makamından mı alacak? Alsın, memurluktan atabilir mi? Atamaz. Çünkü 657 denilen bu yasa, sizi güçlü bir şekilde koruma altına almıştır. Bu yollara tevessül edenler karşınızda, arkanızda kapı gibi bir Memur-Sen camiası var. Şunu bilmeniz lazım ki; bu ülkede şu anda bir hükümet var. Biz hiçbir zaman yapılacak bu zulümlere tribünden seyirci olmayız. Yapılması gereken neyse onu da yaparız, onun için de bütün yargı ve yürütme mekanizmalarını her halükarda başta Memur-Sen olmak üzere yürütmek durumundayız. Ben yürütmenin başıyım. Yasamanın başı ise şu anda yine Genel Başkanı olduğum partimin bir mensubu olan arkadaşım, o da yasamanın başıdır. Bütün bu imkanlarımızla eğer bir zulüm varsa, bu zulmün karşısında durmak en önemli görevdir. Ama Memur-Sen mensupları yerlerinde dimdik durmalı kendilerine, 'Haydi bakalım, sendikanı değiştir şuraya geç' diyenlere, dik duruşluyla, diklenmeden yerini korumalıdır."

'TÜRKİYE DİMDİK AYAKTADIR'
Batı medyasının Türkiye’nin ekonomisini çökmüş, bitmiş bir halde göstermeye çalıştığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ne yaparsanız yapın, hangi başlıkları atarsanız atın, Türkiye dimdik ayaktadır, güçlenerek de yoluna devam ediyor. Bu medyaya artık biz alıştık, bu paçavralara artık alıştık, bunları biz yutmuyoruz. Her zaman bu başlıklarını atacaklardır. Ama biz yolumuza dimdik durarak devam edeceğiz. Financial Times böyle yazmış; ya sen ne yazarsan yaz, benim ülkemin durumu ortada. Alışacaklar, Türkiye’nin gücünü de kabullenecekler. Bunlar her zaman bu başlıkları attılar, bundan sonra da atacaklar. Bunları da biz iyi bileceğiz. Bunlar yeri gelir madalya dağıtırlar, yeri gelir bu tür başlıklar atarlar. Şu anda ülkemizdeki durum ortadadır ve güçlenerek yoluna devam etmektedir."

'SEN TÜRKİYE'Yİ TANIDIN MI?'
Erdoğan, Suriye, Filistin, Yemen, Mısır meselelerindeki ilkeli duruşları, yükselen İslam düşmanlığı konusundaki duyarlılıklarının, bu kampanyanın asıl sebebi olduğuna dikkat çekerek, "Küresel adaletsizlikler konusunda, biz sesimizi yükselttikçe saldırıların da dozu artıyor. Biz terörle mücadele ve mülteciler meselesindeki çifte standartlara dikkat çektikçe aleyhimizdeki haberlerin sayısı daha da katlanıyor. Ey Financial Times; 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’yi sen tanıdın mı? Acaba senin ülkende şu anda ne kadar mülteci var? Hadi bir de onu haber yap bakalım. Biz 4 milyona ev sahipliği yaparken kimsenin doğru dürüst desteği olmadan, şu ana kadar harcadığımız 35 milyar dolardır. AB’nin bize desteği, söz verdiği 6 milyar eurodan gelen, 1 milyar 35 milyon eurodur. Bunlar böyle. Dürüstlük yok, yalan bol. Onlar öyle yapacak, biz doğrusunu yapacağız. Ülkemizdeki 4 milyon mülteciyi de 'Bir yerden destek gelir mi?' diye beklemeyeceğiz. Biz bir tas çorbamız varsa onu mülteci kardeşlerimizle paylaşarak yolumuza devam edeceğiz" dedi.

'VALİLİKLERİMİZ KANALIYLA YEDİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
CHP’nin Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın Suriyelilere yardım etmeyeceği yönündeki açıklamasına değinen Erdoğan, "Bolu’daki seçilmiş olan belediye başkanı oradaki Suriyelileri 'Bunları buradan gönderirim' demişse de, biz onları da onların eline bırakmadan hükümet olarak valiliklerimiz kanalıyla aynen yedirmeye, içirmeye, giydirmeye devam edeceğiz. Çünkü biz ensar olmaya talibiz, muhacirlieri yolun ortasında asla bırakmayız" dedi.

'YSK, SON NOKTAYI KOYDUĞU ZAMAN MESELE BİTMİŞTİR'
31 Mart yerel seçimlerinin yüksek katılımla gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, seçim sonuçlarının demokrasinin kalitesini daha da artırdığına inandığına dikkat çekti. Hiçbir zaman seçim ekonomisine tevessül etmemelerine rağmen seçimlerin Türkiye ekonomisi üzerinde bir yük oluşturduğunu söyleyen Erdoğan şöyle devam etti:

"Seçim döneminde yaşanan tartışmalar artık sona ermiş, herkes günlük hayatına yönelmiş, evine işine gücüne yoğunlaşmıştır. Seçim kanunumuz çerçevesinde yapılan hak arama mücadeleleri, demokrasinin bir imkanıdır, aynı zamanda bir gereğidir. Dolayısıyla kimse 'hak arama mücadelesine girdi' diye bu hak arama mücadelesini verenleri, kalkıp da burada hakaretle eleştirme yoluna gidemez. Geçmişimizden bugüne her türlü siyasi parti bu yollara başvurmuştur, hak arama mücadelesini vermiştir. Son noktaya kadar bunun takipçisi olmuşlar. Ama olay partime gelince niye rahatsız oluyorsunuz. Biz de sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz. YSK noktayı koyduğu zaman, bizim için de mesele bitmiştir, ondan sonra yola devam. Seçim sürecindeki ve sonrasındaki tartışmaların milli çıkarlarımızın önüne geçmesine asla izin vermedik, vermeyeceğiz. Siyaset, milletin maslahatını kendi menfaatinin önüne koymayı gerektirir. Türkiye’nin bekası, vatandaşlarımızın birlik ve beraberliği, her türlü politik hesabın üstündedir. İçinde bulunduğunuz hassas dönemde siyasetçilerin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi önem arz ediyor. İnşallah böyle bir döneme girdiğimize inanıyorum."

'DÖNEM, KIZGIN DEMİRİ SOĞUTMA DÖNEMİDİR'
Türkiye’nin önünde 4,5 yıllık kesintisiz icraat dönemi bulunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "82 milyon olarak, bu dönemi en verimli şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Seçim tartışmalarını geride bırakarak, ekonomi ve güvenlik başta olma üzere asıl gündemimize odaklanmamız şarttır. Dönem kızgın demiri soğutma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir. Önümüzdeki 4,5 yıllık dönemde gayemiz, millet refahını artırmak, güvenlik ve özgürlük dengesini koruyarak devletimizin bekasına yönelik tehditleri bertaraf ederek, Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırmaktır. Terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürürken, ülkemizin ihtiyacı olan yapısal reformları hayata geçirmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

'TÜRKİYE İTTİFAKI OLARAK HAREKET ETMELİYİZ'
Suriye’nin kuzeyindeki 'Terör bataklıklarının kurutulması' ve ekonominin büyüme trendine girmesi için toplumun bütün kesimlerine düşen görevler olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte Türkiye ittifakı olarak hareket etmeliyiz. Vatandaşlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye için, hep beraber, elimizi taşın altına koymalıyız. Gençlerimizin, memurlarımızın, işçilerimizin, çiftçi, sanayici, esnafın sorunlarını çözmek ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Herkesin bu yönde çaba göstereceğine inanıyorum" dedi.

GÖRÜNTÜLER GEÇİLDİ

Arda ERDOĞAN-Muhammet BAYRAM/ANKARA, (DHA)

En Çok Aranan Haberler