ANKARA (İHA) - Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, okullarda artan şiddet olaylarına ilişkin kriz masası kurularak, okul yönetimi, aile, öğretmen, sendikalar ve bakanlığın birlikte meseleye çözüm bulması gerektiğini söyledi.
Avcı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, argo konuşmalarıyla gençler için en az Polat Alemdar kadar idol duruma geldiğini öne sürdü. Düzenlediği basın toplantısında, meselenin abartıldığını söyleyen Başbakan Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e tepki gösteren Avcı, Erdoğan'ın, halkı azarlayan, agresif açıklamaları, Kasımpaşalı edasıyla yaptığı çıkışları ve "Lan, ananı da al git, yahu" gibi sözlerinin gençler tarafından örnek alındığını ifade ederek, Erdoğan'ın, gençler tarafından Kurtlar Vadisi dizisinin kahramanı Polat Alemdar kadar idol kabul edildiğini kaydetti. Son birkaç ayda okullardaki şiddet olayları nedeniyle 9 öğrencinin hayatını kaybettiğini, 40 öğrenci ve öğretmenin ise yaralandığını hatırlatan Avcı, olayların bazı nedenlerden dolayı örtbas edildiğini de öne sürdü. Avcı, okullarda artan şiddet olaylarına ilişkin kriz masası kurularak, okul yönetimi, aile, öğretmen, sendikalar ve bakanlığın birlikte meseleye çözüm bulması gerektiğini söyledi. Okullarda her gün bir öğrencinin ya bıçaklama olayına karıştığını ya da bıçaklandığını öne süren Avcı şöyle konuştu:
"Gençleri şiddete yönelten filmler, diziler, bilgisayar oyunları ve kitapların gözden geçirilmesi ve tehlikeli olanlar için biran önce önlem alınması gerekiyor. Okullarda olumlu tutum ve davranışlar neredeyse istisnai düzeyde kalmıştır. Bu arada ilköğretim disiplin yönetmeliği de gözden geçirilmelidir. Bu yönetmelikle öğrenciye hemen hemen hiçbir yaptırım uygulanamamakta olup, yönetmelik, gücünü ve anlamını kaybetmiştir. Öğrenciler arasında kötü muamele, aşağılanma, yasaklama, yoksun bırakma, alaya alma ve küçük düşürme davranışları oldukça yaygın duruma gelmiştir. Öğrenciler hemen her gün şiddete ya karışmakta, ya da tanıklık etmektedir. Okullardaki bu disiplin anlayışı ve şiddet ortamı öğrencinin olumsuz bir benlik geliştirmesine yol açmaktadır. Öğrenciler kendilerini, aşağılanmış, tehdit edilmiş, reddedilmiş hissetmekte ve daha fazla içe kapanmakta ya da psikosomatik düzeye varan tepkiler göstermektedir. Güvenli okul denildiği zaman aklımıza sadece polis ya da güvenlik elemanıyla alınan fiziksel önlemler gelmemelidir. Çocuklar bekledikleri desteği okullardan göremezlerse, sosyal olarak istenen davranışları da göstermezler. Bu da güvenli bir okul oluşturmanın önündeki önemli engellerden birisidir. Asıl olan, şiddet ve suç oluştuktan sonra müdahale etmek değil, okulda çocukları takip ederek erken uyarı işaretlerini tespit edebilmektir. Bu konuda en büyük görev ve sorumluluk Milli Eğitim Bakanlığ'ına düşmektedir".