HABER

Erdoğan'dan 17 Aralık göndermesi

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Brüksel’de Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile basın toplantısı gerçekleştirdi.

Erdoğan konuşmasında Kıbrıs konusuna da değindi ve askerin çekilmesi teklifi hakkında, "Böyle bir teklifi duymadık, duymuyoruz" dedi.

İşte toplantıdan önemli noktalar:

Martin Schulz:
Türkiye 700 bin Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Benim ülkem Almanya ancak 60 bin kişiyi ağırlıyor. Bir parlamenterimiz bu kamplara gittiğinde ne kadar örnek olacak bir organizasyon olduğunu bize aktardı. Türkiye’nin bu çabaları gerçekten model olacak bir çalışma.

Recep Tayyip Erdoğan:
Güzel verimli bir görüşme oldu. Türkiye – AB ilişkileri öncelikli konuydu. Dezenformasyonları düzeltme yoluna gittik. Türkiye’nin son on yılda ekonomik alanda attığı adımlar sıradan adımlar değil.

Suriye konusunu konuştuk. Oradaki insanlık trajedisini paylaştık. Biz 700 bin sığınmacıyı barındırırken AB üyesi ülkelerde 60 bin kişi barındırılıyor.

Biz 2 milyar dolar harcadık ancak bize BM dahil gelen para 130 milyon dolardır.

Bunun dışında Mısır’ı askeri darbeyi konuştuk. Seçimle gelmiş bir iktidarın silah zoruyla devrilmesi karşılığında Batı’nın duyarsızlığını konuştuk.

Kıbrıs meselesi üzerinde durduk. Bizler yapıcı bir anlayış üzerinde durduk. Bize askerin çekilmesi gibi bir şey söylediler ancak biz böyle bir teklifi duymadık duymuyoruz.

TÜRKİYE DURUMU CİDDİ ŞEKİLDE ELE ALIYOR

Erdoğan: Avrupa’dan bize bazı tavsiyeler oldu. Arkadaşlarımız bir takım değişiklikler yaptı ve komisyondan geçti. Genel Kurul’da bazı değişiklilerin yapılmasına da açığız. Düşüncemiz en ideal şekilde HSYK düzenlemesini çıkarmaktır.

Schulz: Çok hassas bir konu. Başbakan ile yaptığımız konuşmada bunu çok açık şekilde ifade ettik. Parlamento Türkiye’den şunu bekliyor: Hukukun üstünlüğü korunmalı ve hukukun üstünlüğü hiçbir şekilde değişmemeli. Türkiye erklerin bağımsızlığına müdahale etmemeli.

Mesajın net bir şekilde alındığını düşünüyorum.

Başbakan Erdoğan kendi görüşlerini belirtti. Ve benim edindiğim şey Türkiye parlamentosu çok ciddi şekilde durumu ele alıyor.

İlerleme raporunda Türkiye’nin Parlamentodaki görüşler de ciddi şekilde değerlendirilecektir.

Erdoğan: Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Bundan taviz vermemiştir. Yasama organı ise yasal düzenlemeleri yapar. Bunu yaparken de dünyada hangi kurumlar nasıl düzenlenmiştir.

HSYK Avrupa’da standardı olmayan bir kurum. Bir standardı yoktur.

Türkiye’de de HSYK’nın şu anki yapısı, içinde yasama organı bazı yanlışların düzeltilmesi konusunda bir adım atmıştır.

Komisyonda görüşmek suretiyle Genel Kurul’da da görüşülmesinin ardından yasalaşması suretiyle

Schulz:Siz ve hükümet üyeleri yargının bağımsızlığı ile ilgili sorular karşılığında şaşırmamalısınız. Bu sadece Türkiye’de değil AB üyesi ülkelerde de gündeme gelen bir konu. Yargının bağımsızlığı politik bir konu aslında. Bu sadece Türkiye ile ilgili bir komu değil.

Biz yargının bağımsızlığı ile ilgili kaygılarımız dile getiriyoruz.

Başbakan ile her konuda aynı fikirde olmasak da kendisinin düşüncelerini açık şekilde dile getirmesini takdirle karşılıyorum.

NETİCEYİ NEREDE ALIRSAK ORAYA ADIM ATARIZ

Erdoğan: Bizim için her şey gündemde AB bizi 51 yıldır kapıda bekletiyor. Biz neticeyi nerede alacaksak adımlarımızı orada atarız.

Ama şu anki görüşmelerimi doğru istikamette. Ümit ederim ki fasıllar bloke edilmez.

Görüşmelerimi neticesinde olumlu adımlar atılırsa bizim AB’ye yoğunlaşarak adımlar atmamız önem kazanacak.

GÜNEY KIBRIS, KIBRIS'IN TAMAMINI TEMSİL EDEMEZ

Erdoğan: Güney Kıbrıs, Kıbrıs’ın tamamını temsil edemez. Türkleri yok saymak adalet anlayışıyla pekişmez. Güney Kıbrıs’ın AB’ye alınması siyasidir.

Schulz: Bu çok zor bir durum. Başbakan Erdoğan’ın söylediği bu konuyu nasıl çözebiliriz. Ve nasıl mantıklı bir çözüm bulabiliriz.

Sayın başbakan sizin duruşunuzu çok iyi anlıyorum fakat bence siz şunu da göz önünde bulundurmalısınız. AB’nin bakış açısından bakıldığında ada aslında tamamen AB’ye girmiştir. Bunu tanımanızı istiyorum sizden.

Adanın kuzey kısmı oradaki halk da AB’nin hak ve özgürlüklerinden istifade etmeli. Adanın ayrımı eğer Annan Planı kabul edilirse aşılabilir. Değerlendirmenizde haklısınız. Referandum değerlendirmenize katılıyorum.

CENEVRE 2 KONFERANSI

Erdoğan: Cenevre 2’de hep umutlu olmanın gayreti içinde olduk. Temenni ederim ki yapıcı olumlu bir netice çıkar.

İran’ın katılmama kararı kendi kararıdır.

Ay sonunda İran’a yapacağımız ziyarette bütün gelişmeleri daha yakından değerlendirme fırsatı bulacağız.

FRANSIZ GAZETECİDEN HSYK SORUSU: OYUNUN ORTASINDA OYUNUN KURALLARINI DEĞİŞTİRMEYİ AÇIKLAR MISINIZ?

Erdoğan: Oyun içinde kural değişmez derken başı ve sonu belli olan oyun için o kural geçerlidir. 90 dakika ve uzatmalarda kural değişmez. Ama yeni sezona başlarken bu kuralları yeniden düzenleyebilirsiniz. HSYK için başı sonu belli değildir.
Anayasal değişiklikleri yaparken bu soruyu neden bize sormadınız. Anaysa değişikliklerini de bu iktidar yaptı.

Şu anda AB ülkelinin hepsinde bu düzenlemeler yapılıyor.

Yasama organı olan Meclis’in bunu yapması en doğal hakkıdır.

Bu reformları yapmak her iktidarın parlamentonun görevidir.

Demokrasi bu reformları güncellemeleri yapa yapa güç kazanır.

Sayın Hollande’ın gelişini önemsiyoruz.

22 yıl önce Fransa Cumhurbaşkanı gelmişti en son. Sayın Sarkozy’in gelişi çok kısa sürmüştü. Biz de anlamamıştık. Ama Sayın Hollande’ın gelişini çok önemsiyoruz.

Erdoğan'dan 17 Aralık göndermesi

Başbakan Erdoğan, Belçika'ya Göçün 50'nci Yılı Sempozyumu'nda konuştu. Erdoğan, "Bunlar istedikleri kadar yolsuzluk desinler. Siz şunu anlatmalısınız. Yasama organı yargıya müdahale etmez. Türkiye'de değişiklik yapılmasına yasama organı karar vermiştir. İnanıyorum ki yarınlar çok daha güçlü olacak. Türkiye yıpratma gayretlerine karşı dik durarak yoluna devam edecek. Biz paralel bir devlet yapılanmasına müsaade etmeyeceğiz. Kim ne derse desin. Bu konuda kararlıyız. Bir ananas devleti kurdurmayız. Paralel devlet yapılanmasına müsaade etmeyeceğiz. Türkiye'de Türkiye Cumhuriyeti vardır" dedi.

Tanıtım videoları ve açılış konuşmalarının ardından yoğun alkışlar ile kürsüye çıkan Erdoğan, "1960'lı yıllarda dünyanın bu kadar küreselleşmediği bir dönemde Türkiye'den gelip hayat kurmak büyük bir sabır gerektiriyordu. 1960'lı yıllarda buraya geleneklerin önemli kısmı il ilçe değil köylerinden ilk kez dışarı çıkıyor trene uçağa biniyor her şeyiyle farklı bir toplumun içine giriyordu. Türkiye kökenli her bir kardeşimizin elde ettiği başarı Belçika kadar Türkiye'nin de göğsünü kabartıyor, gururlandırıyor. 50 yıl önce Belçika'ya ilk gelenlere, ölenlere de Allah'tan rahmet diliyorum, Belçika'nın kalkınmasına refahına katkılarından dolayı tebrik ediyorum. Hiç kuşkusuz Belçikalı kardeşlerimiz Türkiye ile ilişkilere de önemli katkılar sundular. Buradaki kardeşlerimizin katkıları sayesinde de Belçika, Türkiye'nin AB üyeiğine destek verdi. Terörle mücadele anlamında da iki ülke arasında önemli ilerlemeler sağlandı. Türkiye ve Belçika'nın terörle mücadele konusunda ortak hareketlerini gönülden destekliyorum. Biz kültürlerarası kaynaşmış bir toplumun her türlü bozgunculuğa karşı daha etkin mücadele vereceğine yürekten inanıyoruz. 50 yıl Türkiye açısından zaman zaman sarsıntılı zaman zaman istikrarlı süreçlere şahit oldu. 1960'lı yıllar Türkiye'de demokrasiye ağır bir müdahalenin yapıldığı ekonominin de adeta çöktüğü yıllardı. Belçika ve Avrupa diğer ülkelerine göçmen işçi olarak gören vatandaşarımızı burada demokrasinin seviyesini görüyor kendi ülkelerinde de bunu görmek istiyorlardı. Ancak 1999'lı yılları 2000'li yılların başını maalesef kayıp yıllar olarak yaşadık. 2002 Kasım ayında görevi biz devraldık. Hükümetimiz Türkiye'nin yaşadığı kronik sorunların üzerine büyük bir cesaretle gitti. Biz olaya farklı yaklaştık. Sadece demokrasi ya ada sadece ekonomi demedik. Demokrasi ve ekonomi at başı beraber gitmeli dedik." dedi.

Başbakan Erdoğan en son 22. faslın müzakereye açıldığını, ardından ise vize muafiyeti noktasında önemli bir adım atıldığını anımsattı. İleriki süreçte yoğun temaslar olacağını, Fransa Cumhurbaşkanının gelecek hafta Türkiye'ye geleceğini belirten Erdoğan, ardından 3-4 Şubat'ta kendisinin Almanya'ya gideceğini, ayrıca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İtalya'ya gideceğini kaydetti.
Erdoğan, "İnanıyorum ki 2014, Türkiye-AB ilişkileri açısından yeni bir dönüm noktası olacaktır" dedi.

EĞİTİMDE SAĞLIKTA TARİHİ REFORMLAR GERÇEKLEŞTİRDİK

Erdoğan, "Küresel kriz ortamında Türkiye Uluslararası Para Fonu'na olan borcunu sıfırladı. Hatta Türkiye artık IMF'ye kredi açtı. 5 milyar dolar size kredi verebilirz dedi. Döviz rezervimiz 27,5 milyar dolardı şimdi 130 milyar doların üzerinde. Buraya ulaştık. Eğitimde sağlıkta tarihi reformlar gerçekleştirdik. Tabi bu süreçte demokratikleşme noktasında da kararlı adımlar attık. Son 11 yılda Türkiye kendi vatandaşları için gurur duyulacak reformları yaparken komşu ülkeler için de dünya için barışı savunan gayret gösteren bir ülke oldu" dedi..

YOLSUZLUĞUN OLDUĞU BİR İKTİDAR 10 YILDA MİLLİ GELİRİNİN 1'E 3 ARTTIRABİLİR Mİ?

Erdoğan, "Gün boyuncu iki önemli vurguyu yaptık. Birincisi Türkiye AB üyeliğinde kararlılığını sürdüyor" diyen Erdoğan, "Hiç bir geri adım atmıyoruz. Süreçte bizim açımızdan yavaşlama yok. Bizim şu anda AB bakanımız var. Bundan önce böyle bir şey yoktu. Maalesef AB içinde bazı üyeler üyelik sürecine bazı siyasi engeller çıkarıyor süreci yavaşlatıyorlar. AB sürecimiz bundan sonra da yoğun bir trafikle devam edecektir. Vize muafiyeti noktasında önemli bir adım attık. Sayın Hollande Türkiye'ye geliyor önemli görüşmelerimiz olacak. Merkel ile önemli görüşmelerimiz olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız İtalya'ya gidecekler. Bu yoğun trafik daha da yoğunlaşacak. İkinci önemli konu şudur; Avrupa'da Türkiye ile ilgili değerlendirmelerin belli bazı kanalar üzerinden değerlendirildiğini farkettim. Bunu doğru bulmuyorum. Yaşadığmız en son hadiseden yola çıkarak üzerinde durmak istiyorum. 17 Aralık'ta hükümetimize yönelik sinsice bir müdahale yapılmak istendi. Hem Türkiye içinde hem dünyada görüntüde bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olarak yansıtıldı. Ambalajda yolsuzluk varken alttan alttan başka hesaplar görülmek istendi. Bununla seçmen algısı değiştirilmek isteniyor. Yolsuzluğun olduğu bir iktidar 10 yılda milli gelirinin 1'e 3 arttırabilir mi? Adalette eğitimde enerjide attığımız adımlar...Bütün bunlar bu dönemde yapıldı" dedi.

PARALEL BİR DEVLET YAPILANMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ

"Güneş balçıkla sıvanmaz" diyen Erdoğan, "Bunlar istedikleri kadar yolsuzluk desinler. Siz şunu anlatmalısınız. Yasama organı yargıya müdahale etmez. Türkiye'de değişiklik yapılmasına yasama organı karar vermiştir. İnanıyorum ki yarınlar çok daha güçlü olacak. Türkiye yıpratma gayretlerine karşı dik durarak yoluna devam edecek. Biz paralel bir devlet yapılanmasına müsaade etmeyeceğiz. Kim ne derse desin. Bu konuda kararlıyız. Bir ananas devleti kurdurmayız. Paralel devlet yapılanmasına müsaade etmeyeceğiz. Türkiye'de Türkiye Cumhuriyeti vardır" dedi.

Tüm haberler

En Çok Aranan Haberler