YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Erdoğan'dan annelere: Çocuklarınızın dağda katledilmesine seyirci kalmayın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anne babalardan, çocukların terör örgütü tarafından kandırılarak dağa çıkarılmasına engel olmalarını...

Erdoğan'dan annelere: Çocuklarınızın dağda katledilmesine seyirci kalmayın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anne babalardan, çocukların terör örgütü tarafından kandırılarak dağa çıkarılmasına engel olmalarını istedi. Erdoğan "Çocuklarınızın dağa gitmesine engel olun. Bu okulları bu üniversite yuvalarını çocuklarımız için bir fırsata dönüştürelim. Çocuklarımızın 13–14 yaşında dağda katledilmesine seyirci kalmayalım." dedi.

Başbakan Erdoğan, Mardin Artuklu Üniversitesindeki 8. Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğinden sonra Karayolları Meydanı'ndaki eğitim, sağlık, tarım, yol hizmetleriyle ilgili toplu açılış törenine katıldı. Erdoğan, meydanda büyük bir bölümü kadınlardan oluşan kalabalığa seslendi. Başbakan'dan önce vatandaşlara hitap eden Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuşmasını Kürtçe ve Arapça yaptı.

Toplu açılış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, “Biz 2008 yılında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Uşak'ta kutlamıştık. 2009'da Antalya’da, 2010 yılında Şanlıurfa'da geçen yıl Hatay'da bu yılda medeniyet hoşgörü kardeşlik şehri Mardin'i seçik ve Dünya Kadınlar Günü'nü Mardin'de kutluyoruz. Mardin'den Türkiye'deki tüm hanım kardeşlerimize, dünyanın tüm kadınlarına, barış, dayanışma kardeşlik dostluk mesajlarımızı ilettik. Bu açılış törenimize katılan Mardinli hanım kardeşlerimizin de Dünya Kadınlar Günü'nü yürekten kutluyorum. Bu günün refaha huzura barışa vesile olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin tüm kadınlarına da 2 müjde açıkladıklarını kaydeden Erdoğan "Türkiye genelinde eşi vefat etmiş ihtiyaç sahibi hanım kardeşlerimize Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvurmaları halinde nisan ayından itibaren aylık 250 lira ödeme yapacağız." diye konuştu.

Kadınlara verecekleri paranın 'analarının ak sütü gibi helal olduğuna' vurgu yapan Erdoğan, “Bunları sizin hakkınız olarak görüyoruz ve inanıyorum ki sizlerde bu noktada bu milletin evlatlarının vermiş olduğu vergilerden sosyal dayanışma vakfımız vasıtasıyla sizlere ulaştıracağı ayda 250 lirayı gururla alacaksınız. İkinci müjdemiz ise. Dün TBMM'de görüşülmeye başlanan kanun tasarısıdır. Tabii bu kanun tasarısı ne yazık ki muhalefetin her zamanki oyunlarıyla hep engellenmeye çalışılıyor. Gururlanıyor niye mi? 4+4+4 için komisyonda 13 saat konuşmuş. CHP’nin bir milletvekili 'eğitim nedir?' diye sorsan haberi yok ama 13 saat konuşma yapmış ve bununla gururlanıyor. Bugün perşembe bu komisyon çalışacak, yarın cuma yine çalışacak, gerekirse cumartesi yine çalışacak, gerekirse pazar yine çalışacak ve bu çıkacak." diye konuştu.

"AZINLIKLARI KORURUZ AMA ÇOĞUNLUĞU DA AZINLIĞA MAHKUM ETMEYİZ"
Milletin kendilerine yüzde 50 ile sorunları çözmek üzere yetki verdiğini hatırlatan Erdoğan, "Şimdi birileri çıkıyor, 'yüzde 50 istediğimi yaparım anlamına gelmez' diyor, doğru. Biz azınlıkların hukukunu da koruruz ama çoğunluğu da azınlığa mahkum etmeyiz.” ifadelerini kullandı.

Yüzde 50’yi kimseye mahkum ettirmeyeceklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: “Zira bu 4-4-4 bugünün işi değil yılların işi. Efendim 40 yıl öncesinin hesaplaşmasıdır. Biz hesaplaşmanın çabasında değiliz. Alınan hakların geri iade edilmesidir. Bunu farklı yerlere çekmenin anlamı da yok. Bunun için ne anneler ağladı, ne kızlarımız kapılardan geri döndürüldü. Şimdi işte bu haklar iade ediliyor. Bunu nerede konuşuyorum; hoşgörünün, medeniyetin, kardeşliğin beşiğinde konuşuyorum. Artık şiddete uğramış ya da şiddete uğrama ihtimali bulunan hanım kardeşlerimizi, çocuklarımızı çok sıkı bir koruma altına alıyoruz. Şiddet mağduru olanların, 'barınma ve ekonomik ihtiyaçlarını, sosyal güvencesi yok ise sağlık giderlerini devlet karşılayacak' dedik karşılıyoruz. Bundan sonra çok daha farklı bir şekilde karşılamaya devam edeceğiz. 'Kadın sığıntı mıdır ki sığıntı olacak? Bunun ismini değiştireceğiz' dedik. Ne olacak Kadın Konuk evi olacak. Kadınımıza değer vermek ta bu levhalardan başlıyor. Buradan başlatacağız. Bu yeni düzenlemelerin aziz milletimize özellikle de hanım kardeşlerimize hayırlı olsun.”

"KADINLAR ÜZERİNDEN SİYASET ÜRETMİYORUZ"

Kadınlar üzerinden siyaset üretmediklerini dile getiren Erdoğan, kadınlar adına değil kadınlarla birlikte çözüm ürettiklerini kaydetti.

Birilerinin bu işin istismarını yaptığını belirten Erdoğan, “9 Yıl boyunca bütün alanlarda her alanda 'önce kadın-çocuk' dedik. Çünkü 'kadınlar huzurlu olursa aile huzurlu olur' dedik. 'Aile huzurlu olursa toplum huzurlu olur ülke huzurlu olur. Annelerin hayır duası makbuldür' dedik. Biz kendi annelerimizin olduğu kadar Türkiye'nin, Trakya’nın, Anadolu’nun ve tüm analarının hayır dualarını almanın gayreti içinde olduk. Biz göstermelik düzenlemeler değil, kalıcı kapsayıcı çözümler ürettik. İşte bir kaç hafta önce bir siyasi partinin ilçe başkanlığında, o partinin üyesi olan kadınlar tartaklandı, şiddete maruz kaldı. Gazetelerde okudunuz herhalde.” diye konuştu.

TBMM'de bir kadın gazetecinin o siyasi partinin gençlik kolları başkanı tarafından şiddete maruz bırakıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Seçimden öncesinde aynı şekilde seçim otobüslerinde kadınlara şiddet uygulandı. Ama bunlar asıl şiddeti üniversite kapılarındaki kız çocuklarına uyguladılar. Başörtülü kız çocuklarını üniversite kapılarından döndürdüler. Kurdukları ikna odalarında kız çocuklarına işkence uyguladılar. Nice kız çocuğumuzu üniversiteyi bırakmak, eğitimi yarıda bırakmak yurt dışında çare aramak zorunda bıraktılar. İkna odalarının mucitlerini kendi partilerinden milletvekili yaptılar." dedi.

BDP'YE YÜKLENDİ

İsim vermeden BDP'yi eleştiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir başka siyasi parti terör örgütünün gölgesinde siyaset yapıyor. Kadın hakları insan haklarıyla ilgili süslü nutuk atarken, terör örgütünün cinayetleri karşısında tek kelime söz söyleyemedi. Bingöl'de 3 çocuğunu korumak için canlı bombanın üzerine kapanan merhum Hatice Belgin kardeşimiz için tek kelime kınama, tek kelime eleştiri yapmadılar, yapamadılar. Batman'da karnındaki bebekle birlikte şehit edilen Mizgin Doruk kardeşimiz için tek kelime edemediler.”

Aynı partinin Siirt'te bir aracın içinde yüzlerce mermiyle öldürülen 4 genç kız için de seslerini çıkarmadığına dikkat çeken Erdoğan, İstanbul'da bir belediye otobüsünde molotof ile yakılarak katledilen Serap ile Diyarbakır'da bir mağarada günlerce işkence görüp öldürülen 4 kadın terörist için ağızlarını açmadıklarına vurgu yaptı.

Sadece istismar siyasetinin yapıldığına dikkat çeken Erdoğan, “Kadınları sadece oy deposu olarak görürler. Anneleri sadece kendilerine terörist devşirmek için araç olarak görürler. Kadınların yoksulluğunu gözyaşını çaresizliğini bir istismar vesilesi olarak görür. İşte biz bu istismar siyasetine acılara son vermenin mücadelesi içindeyiz. Bu ülkenin her neresinde olursa olsun acıları sızılarını dindirmenin mücadelesini veriyoruz. Bu uğurda ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bu ülkede terörün yol açtığı istismar ettiği yine terörün yol açtığı yoksulluğun ve acılarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Milli birlik ve kardeşlik projesini samimiyetle sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

"ETNİK KİMLİK ÜZERİNDEN SİYASET YAPMIYORUZ"

Etnik kimlik üzerinden siyaset yapmadıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Biz birbirimizi 'yaratılanı severiz yaratandan ötürü' anlayışıyla seveceğiz. Birbirimize böyle bakacağız. Kimseye yaradılıştan suçlu olarak doğamaz. Kimse hangi etnik unsura hangi etnik yapıda doğacağını bilebilir mi? Bizim değerlerimizin içinde dışlama, ayrımcılık yok. Sadece insanı insan olarak saygıyla karşılamak ve sevmek var. Biz buyuz. Salı günü eşim, kızım başbakan yardımcımız, aile ve sosyal politikalar bakanımız Uludere'ye gittiler. Uludere'de acılı ailelerle kucaklaştılar, dertleştiler. Uludere'nin acısı baştan beri söyledim bizim acımızdır. Uludere’de kaybedilen canlar bizim canlarımızdır. Biz bu meseleyi askeri ve sivil yargı sonuna kadar takip ediyoruz. Bu meselenin istismar edilmesine siyasi bir malzeme olarak istismar edilmesine siyasi vampirler tarafından fırsat gibi görülmesine müsaade etmeyeceğiz. Biz ölenlerin üzerinden ölenlerin etnik kimliğine yaptıkları işe mezheplerine bakmayız. Bu ülkenin her bir vatandaşı bizim nazarımızda birdir birinci sınıf vatandaştır. 75 milyonun bizim samimiyetimizden emin olmasını istiyorum. Mardinli kardeşlerimizin bizim samimiyetimizden emin olmasını diliyorum. Bizler birbirimize inanırsak güvenirsek bizim aşamayacağım hiç bir engel yok."

"ÇOCUKLARINIZIN DAĞA ÇIKARILMASINA, KANDIRILMASINA İZİN VERMEYİN"
Bölgenin ve vatandaşların sorunlarını hiç kimseyi ayırt etmeden çözdüklerini ve çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Mardinli annelere babalara sesleniyorum. Ne olur artık çocuklarımıza sahip çıkalım. Artık çocukların 13 yaşında 14 yaşında dağa çıkarılmasına, istismar edilmesine birer kardeş akili haline getirilmesine karşı çıkalım. İşte bakın şu Mardin'e biz bir Artuklu Üniversitesi kurduk. Mardin'in ilim medeniyet merkezi. Ama bunca zamandır Mardin'e bir üniversite bile kazandıramadılar. Biz geldik Mardin'e Artuklu Üniversitesini kurduk. Şu anda 3200 öğrencisi 200 akademik kadrosuyla Artuklu Üniversitesi bölgenin yıldızı parlayan bir üniversitesi haline geldi. İslam Bilimleri ve Dünya Dilleri Bölümü olan fakülteyi Mardin'e kazandırdık. Çocuklarınızın dağa gitmesine engel olun. Bu okulları bu üniversite yuvalarını çocuklarımız için bir fırsata dönüştürelim. Çocuklarımızın 13–14 yaşında dağda katledilmesine seyirci kalmayalım."

“MARDİN BÜYÜKŞEHİR OLDU”

Bugün Mardin'de bir kez daha büyük bir açılış töreni yaptıklarını belirten Erdoğan, Birçok yatırımın açılmasının rahatsızlığı nedeniyle geciktiğini ifade etti.

Yatırımların hepsinin Mardin’e yakıştığını ifade eden Erdoğan, “Toplam 143 milyon bedelle yaptığımız 38 hizmeti toplu halde açıyoruz. Tüm bu yatırımların Mardin’imize hayırlı olmasını diliyorum." şeklinde konuştu.

Mardin’in 750 bin nüfusu geçerek büyükşehir belediyesi olmaya hak kazandığını anlatan Erdoğan, “2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne göre Mardin 764 bin 33 kişilik nüfusuyla büyükşehir olma hakkını elde etti ve Şimdi Mardin'in mülki sınırları büyükşehir sınırları oldu." ifadelerine yer verdi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler