Erdoğan, Muş Belediye Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.
Yaptığı konuşmada, 18 Aralık 2010 tarihinde de Muş'a geldiklerini belirten Erdoğan, 106 farklı eserin, hizmetin resmi açılış törenini yaptıklarını hatırlattı. 8,5 yıllık Ak Parti iktidarı döneminde 8 defa Muş'a geldiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, Muş'u kendi kaderine terk etmediklerini ve etmeyeceklerini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Diyor ki Ahmede Hani; 'İnsan, en büyük kalemin çizdiği nakıştır'. Mevlana diyor ki; 'Yaratıktan şikayet, Yaradandan şikayettir'. Yunus Emre diyor ki; 'Yaradılanı severim, Yaradandan ötürü'. Ahmede Hani ne diyorsa, Yunus da işte onu diyor. Mela Ceziri ne diyorsa, Mevlana da aynısını söylüyor. Faki Tayra ne diyorsa, Hacı Bektaş da, Ahmet Yesevi de onu söylüyor.
Bu topraklar, hep beraber bizim topraklarımız. Bu vatan bizim vatanımız. Ayrım yok, bölücülük yok. Biz bir ve beraberiz. Bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Biz bir tarağın dişleri gibiyiz. Biz, et ile tırnak gibiyiz. Biz, bu topraklar üzerinde dost değil, akraba değil, birbirimizle ezelden kardeşiz, ebediyen kardeşiz. Şu Dicle ile Fırat ne kadar kardeşse, biz de o kadar kardeşiz. Şu Süphan'la Ağrı ne kadar kardeşse, biz de o kadar kardeşiz. Yer ile gök ne kadar ayrılmaz bir bütünse, ne kadar kardeşse, bizde işte o kadar kardeşiz. Kim bunun aksini iddia ediyorsa, biliniz ki tarihi reddediyor, gerçeği katlediyor, kendini inkar ediyordur.
Kim ki kardeşlerin arasına husumet sokmak, ayrılık sokmak, fitne tohumları ekmek istiyorsa, biliniz ki kendisine, milletine, ruhuna ihanet ediyordur. Doğu'daki, Güneydoğu'daki kardeşim, yanlış politikaların, inkar politikalarının neticesinde mahrum bırakıldı, mağdur bırakıldı. Buradaki kardeşlerimize hizmet getirilmedi, buraya yatırım yapılmadı.”
“BU ÜLKEDE KARDEŞİ KARDEŞE DÜŞÜRENLERLE BİZ BİR YERLERE VARAMAYIZ”
Başbakan Erdoğan, o dönemleri ellerinin tersiyle ittiklerini ve bir daha geri dönmemek üzere kapattıklarını vurguladı.
Muş'la birlikte 81 ili mahrum ve mağdur şehirler olmaktan çıkardıklarını kaydeden Erdoğan, mamur ve mağrur şehirler yapmak için gece gündüz çalıştıklarını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Biz oy peşinde değiliz. Biz, seçim sandığı göründüğünde demokrat olanlardan, seçim sandığı göründüğünde bu bölgeyi, Muş'u, Muşlu kardeşlerimi hatırlayanlardan değiliz. Biz, söz verip, vaat edip, umut simsarlığı yapıp, seçim sandıkları kapanınca sırtını millete dönenlerden hiç değiliz.
Bu bölgenin acısı, sızısı, derdi, meselesi her zaman bizim derdimiz oldu. Burada bir tek can yere düştüğünde, bizim canımızdan can gitti. Burada dökülen her gözyaşı yüreğimize, vicdanımıza, ruhumuza aktı. Silahlar konuştukça, kurşunlar vızıldadıkça, dağlarda gençler yere düştükçe, bizim ciğerimiz yandı, yüreğimiz yandı. İşte 8,5 yıldır biz bu acıyı dindirmenin mücadelesini veriyoruz.
Bu ülkede kardeşi kardeşe düşürenlerle biz bir yerlere varamayız. Bu ülkeyi bölmeye çalışanlarla biz bir yerlere varamayız. Bu ülkede bölücü terör örgütü ile biz bu ülkeyi ayağa kaldıramayız. Benim halkımın, benim milletimin demokratik iradesine hükmetmek isteyenlerle hiçbir yere varamayız. Niye dayatıyorsunuz, niye tehdit ediyorsunuz? Bırakın benim vatandaşım kendi iradesiyle oyunu kullansın. Bunu yapıyorlar mı? Bakıyorsunuz, tehditler... Demokrasi bu değil, özgürlük bu değil, temel haklar bu değil.”