Erdoğan, tartışmaların ardından geri çekilen cinsel istismar düzenlemesinin geniş mutabakatla yeniden Meclis'e getirileceğini söyledi.
CİNSEL İSTİSMAR DÜZENLEMESİ MECLİS'E YENİDEN GETİRİLECEK
"25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" sebebiyle İstanbul'da düzenlenen Adalet ve Kadın Kongresi'nde konuşan Erdoğan, komisyondan geri çekilen 'cinsel istismar önergesi'nin özensiz hazırlandığını söyleyerek geniş bir mutabakatla önerinin geri geleceğini açıkladı.
AP'YE SERT MESAJ: BANA BAK! DAHA İLERİ GİDERSENİZ KAPILARI AÇARIZ!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mülteci kriziyle ilgili AB'ye seslendiği konuşmasında "Toplanmışlar 30-40 kişi verilen bildiriye hayır diyor, geri kalan 300-400 kişi evet diyor. Ya topunuz dese ne yazar. Hiçbir zaman siz insanlığa iyi davranmadınız, insanlara doğru bakmadınız. Aylan bebekleri sahile vurduğu zaman siz almadınız, 3 milyon mülteciyi bu ülkede besleyen biziz, verdiğiniz sözleri yerine getirmediniz. Bana bak, ileri gidersiniz sınır kapılarını açarız" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Bugün burada bulunan dünyanın farklı ülkelerinden bakan, bilim adamı, STK temsilcisi, akademisyen ve yönetici arkadaşlarımızın her biri kadın konusunu kendi bakış açısıyla değerlendirecektir. Mültecilerden çalışma hayatına, medyadan hukuka kadar geniş bir alanda tartışılacağına inanıyorum. Kadınların sorunlarını çözmeden hiçbir hedefimize ulaşmanın mümkün olmadığını biliyorum.
Bizim inancımıza göre insanlık, ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem ile Hz. Havva'dan doğmuş çoğalmıştır. İlk erkek olan Adem'i hangi saygı ifadesiyle anıyorsak, ilk kadın olan Havva'yı da aynı ifadeyle zikrediyoruz. Kuran'ı Kerim'de bizi bir erkek ile bir dişiden yarattığını ifade ediyor. Burada, erkek kadından veya kadın erkekten üstündür diye bir hüküm yok. Yaratılışta bir eşitlik var. Üstünlük ise takvada söz konusu olabiliyor. Kadınları cinsiyetlerinden dolayı tahkir eden her türlü anlayışı reddediyoruz.
Cinsiyetten kaynaklanan haksızlık ve adaletsizlik dönemler ve toplumlar üstü sorun olarak karşımıza çıkıyor. Adaletsizlik erkek söz konusu olunca emeğin sömürüsü olarak gerçekleşirken, kadınlar olunca farklı şekilde ortaya çıkıyor. Evdeki mesaisi görmezden geliyor, iş yerinde ayrımcılığa uğruyor. Bir de modern kadın prototipi imajına uyma baskısı ekleniyor. Örf, adet, töre denilerek bu dönem kurumsallaştırılmaktadır. Geçtiğimiz 14 yılda çok ciddi mevzuat düzenlemelerini hayata geçirdik.
"CİNSEL İSTİSMAR DÜZENLEMESİ GENİŞ MUTABAKATLA GERİ GELECEK"
Kadın meselesi, son günlerde yoğun bir şekilde öne çıktı. Dikkatimi çeken bu kanun değişikliği teklifinin özenli hazırlanmadığını ve istismara açık olduğunu gördüm. Hükümetimize, Meclisimize ve hatta toplumumuza, bu yasanın daha geniş mutabakatla ele alınmasını tavsiyet ettim. Hükümetimiz de geri çekilmesini kararlaştırdı. Geniş mutabakatla yeniden parlamentomuza gelecektir.
Siyaset mekanizması elbette sorun çözme yeridir. Ülkemizde yasaların izin verdiği yaşın altında evlilikler söz konusuysa çözümü için gereken adımlar mutlaka atılmalıdır. Öncelikle toplumda bu yönde anlayış değişikliğini yerleştirmek gerekiyor. Bu görev de hükümet ve devletle tüm STK'lara, medyaya ve ailelere düşüyor. Örflerde, adetlerde, geleneklerde kadının istismarı için ne varsa, bunların aykırı unsurlar olduğuna inanıyorum. Yasama, yürütme ve yargı organlarının her türlü çabayı göstermesi şarttır. Kadınlarımıza yönelik adaletsizlik konusunda ilkelerin doğru konulmasını bekliyorum.
Suriye, Irak, Afganistan, Libya, Somali gibi ülkelerde yaşanan çatışmalar, uygulanan zulüm sadece çıkar kavgaları ve mülteci tehdidi bakımından dünyanın gündemine girebiliyor. Mülteci sorunu olmazsa, bu insanların dramı dünyada gündeme gelme ihtimali neredeyse yoktur.
Kapaklarda Aylan bebek, Ümran bebek yer aldı. Sadece Türkiye'de 3 milyonu aşkın mültecinin olduğu, dünyanın değişik yerlerinde mültecilerin olduğu yerlerde sorun sadece Aylan bebek, Ümran bebek midir? Dünyada milyonlarca Aylan, Ümran bebek şefkat, merhamet bekliyor. Onlar için atılan adım var mı; yok! Sahra üstü, sahra altı milyonlarca kadın, çocuk çözüm bekliyor, atılan adım yok.
"AP'YE TEPKİ: HEPİNİZ EVET DESENİZ NE YAZAR"
Atılan bir adım var; Türkiye AB'ye girsin mi, girmesin mi? Niye Erdoğan doğru açıklamalar yapıyor. Toplanmışlar, 30-40 kişi, o bildiriye hayır diyor. Ya topunuz evet dese ne yazar! Hiçbir zaman insanlığa dürüst davranmadınız, doğru davranmadınız. Aylan bebeği sahilden siz almadınız, Ümran bebeği siz almadınız. 3 milyon mülteciyi besleyen biziz, verdiğiniz sözleri yerine getirmediniz. Kapıkule'ye 50 bin mülteci dayandığı zaman feryat ettiniz. 'Türkiye kapıları açarsa ne yaparsınız' dediniz, bana bak, daha ileri giderseniz bu kapılar açılır bunu da bilesiniz. Öyle kuru sıkı tehditlerden ne ben anlarım, ne bu millet anlar!
Niye ben dünya 5'ten büyüktür diyorum? BM Güvenlik Konseyi'ndeki 5 ülke dünyanın kaderini belirleyemez. Artık dünyada 2. Dünya Savaşı'nın şartları yok. Her din, her etnik unsur, her kıta orada temsil ediliyor mu? Biz ne diyoruz; 196 ülkenin BM Güvenlik Konseyi'nde temsil edilmediği bir BM adalet dağıtamaz, adaleti temsil edemez. Onun içinde bir aldatmaca daha yapmışlar 5 daimi, 15 geçici üye. Yetti ya, yetti bu aldatmaca. Ey 5 daimi üye, gelin artık deyin ki, BM'nin reforme edilmesi lazım, yeniden güncellemesi lazım. 20 daimi üye olacak ve dönüşümlü olacak. Her 2 yılda bir 10 üyesi değişmek suretiyle dünyadaki tüm ülkeler BM Güvenlik Konseyi'nde yerini alacak. Her dinden, her ırktan, her kıtadan temsilciler olacak.
"DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR"
Şu anda 5 daimi üye; Fransa, İngiltere, Rusya; Avrupa. Çin Asya, ABD Amerika'nın bir kısmı. Diğer kıtalardan temsilci yok. 1,7 milyarlık Müslümanlar temsil edilmiyor. Müslümanların derdini kim anlatacak, kim savunacak? Buradan adalet çıkmaz. Ben BM Genel Kurulu'nda bunu işlemek zorundayım. 1,7 milyar için değil, tüm insanlık adına bunu işliyorum. Adalet dolaylı dolaysız her tarafa sirayet eder, aynen suyun sızması gibi.
Adaletten söz edeceksek, tartışmaya buradaki adaletsizlikten başlamak zorundayız. Sorunun kaynağı olanların bakış açılarıyla meseleleri tartışamaya başladığımızda, ağaçlarla uğraşıp ormanı gözden kaçıranlardan oluruz. Biz birilerine hoş gözükmek adına zulmü alkışlayamayız. Dünyadaki adaletsizlikleri, haksızlıkları dile getirdiğimiz için eleştirilmekten korkup susarsak gelecek nesillere mahcup oluruz.
'ZAVALLIYA BAK'
Ülkemde ana muhalefet partisinin başındaki zavallı tehdit ediyor. Zavallıya bak. 53 yıldır bu ülkeye AB kapısını açmayanlar yaptırım mı uyguluyor, ne oluyor battık mı, bittik mi, çöktük mü? 14 yılda Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimiz ortada. Batı'nın Türkiye'ye ihtiyacı var.
Şu anda 3 milyon mülteciyi burada barındıran, besleyen Türkiye AB'den destek gelecek diye kapılarımızı açmadık. O varil bombalarının üzerine yağdığı o insanları zalimlerin insafına bırakamazdık. AB'den para gelir mi, gelmez mi diye düşünmedik."