Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "Samimiyetle ifade ediyorum, eski Genelkurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmamıştır. Suçluyla suçsuzun, gerçekle yalanın, doğruyla yanlışın aynı torbaya konularak yürütüldüğü bu openrasyonlarla, şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının, Türkiye'yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık" dedi.
Erdoğan, sözlerine Çanakkale Zaferi'nin 100. yıldönümünü anarak başladı. Cumhurbaşkanı, şunları söyledi:
"100. yılını idrak ettiğimiz Çanakkale Deniz Zaferimiz için kahraman Ordumuzu bir kez daha tebrik ediyorum. Birinci Dünya Savaşı'nda, Çanakkale'yle birlikte Hicaz-Yemen, Sina-Filistin, Irak, Kafkasya, Galiçya ve Balkan cephelerinde fedakarca savaşan tüm askerlerimizi rahmetle anıyorum. Gazi Mustafa Kemal saşta olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm gazilerimizi, bir gül bahçesine girercesine toprağa düşmüş tüm şehitlerimizi hürmetle yad ediyorum. Milletimizin 200 yıllık makus talihinin kırıldığı yer olan Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın da habercisiydi, müjdecisiydi. Kurtuluş Savaşımızın tüm cephelerinde, asker ve sivil olarak savaşan gazilerimizi, şehitlerimizi de bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Kore'de, Kıbrıs'ta, uzun yıllar süren terörle mücadele döneminde şehit olan, gazi olan tüm askerlerimizi minnetle anıyor, şehitlerimize rahmet diliyor, hayatta olan gazilerimize uzun ömürler temenni ediyorum."
Çanakkale Savaşları'nın, 1877-1878 yıllarında yaşanan 93 Rus Harbi ve 1912 Balkan Harbi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, 93 Rus Harbi ve 1912 Balkan Harbi'nin milletin hafızasında çok derin izler bıraktığını söyledi.
"ŞAHSIM BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM ÜLKE YANLIŞ YÖNLENDİRİLDİ, ALDATILDI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tarihin her döneminde tehlikelerle karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek, şöyle devam etti:
"Yakın zamanda komutanlarımıza, subaylarımıza, askerlerimize yönelik operasyonları da ben aynı kapsamda değerlendiriyorum. Suçluyla suçsuzun, gerçekle yalanın, doğruyla yanlışın aynı torbaya konularak yürütüldüğü bu openrasyonlarla, şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi. Aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının, Türkiye'yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık. Samimiyetle ifade ediyorum; eski Genelkurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmamıştır. Tereddütlerimi, itirazlarımı o dönemde bu işin sorumlularına ifade ettim, hatta kamuoyu önünde de dile getirdim. Ama o zaman önümüze konulan, ancak çoğunun sahte ve çarpıtılmış olduğu daha sonra ortaya çıkan belgeler, bilgiler karşısında, hukuka saygı gereği yapacak bir şeyimiz kalmadı. Bu süreçte, Başbakan ve hükümet olarak bizim de, Genelkurmay Başkanımızın ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de hukuk devleti ilkesine saygının gereğini yerine getirmek dışında bir duruşumuz olmadı. Uzun süredir temkinle yaklaştığım, faaliyetlerini takibe aldığım bu yapı, biliyorsunuz, 17-25 Aralık 2013'te doğrudan hükümeti devirmeye ve adeta Türkiye'ye topyekun el koymaya yönelik bir teşebbüse girişti. Yolsuzluk kılıfı altında başlattıkları bir operasyonla, şahsımla birlikte ülkemizin tüm milli kurumlarını, milli projelerimizi hedef aldılar. Milletimizin desteğiyle bu teşebbüsü akamete uğrattık."
"TSK GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDA"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve savunma sanayisinin güçlü olması gerektiğini belirterek, "Sadece kendi güvenliğimiz için değil, aynı zamanda umudunu bize bağlamış tüm kardeşlerimiz için buna mecburuz. Güçlü bir orduya, güçlü bir savunma sanayiine sahip olma isteğimiz, asla kimsenin toprağında gözümüz bulunduğu, kimseye saldırmak gibi bir niyetimiz olduğu anlamına gelmiyor. Aksine, kimse toprağımıza gözünü dikmesin istiyoruz" şeklinde iye konuştu.
Söz konusu alanlarda güçlü olmanın Türkiye'ye yönelecek tehditlere karşı caydırıcı güç olma anlamını taşıdığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Tam tersine, kimse toprağımıza gözümüzü dikemesin, kimse tarihi ve coğrafi olarak bin yıllık beraberliğimizin olduğu kardeşlerimize zarar veremesin diye bunu istiyoruz. Biz güven içinde olmazsak, biz caydırıcı bir güce sahip olmazsak, kendi geleceğimizi riske atmakla kalmaz, 100 yıllık bir aranın ardından kardeşlerimizle aramızda açılan kapıları da yeniden kapatmış oluruz. Ben bu yöndeki tüm çalışmalarında, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, komutanlarımızın bugün kadar yanında oldum, olmaya devam edeceğim. Kara, Hava, Deniz; Silahlı Kuvvetlerimizin tüm unsurlarının en modern araçlarla, en eğitimli birliklerle donatılması için projeleri hayata geçirmeyi hep birlikte sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayiinde dışa bağımlılığın anlamını en iyi askerlerin bildiğini belirterek, Kıbrıs çıkarması başta olmak üzere pek çok acı hadiseyle bu gerçeğin deneyimlendiğini söyledi.
Türkiye'nin bir daha asla böyle bir duruma düşmemesi için ahdi olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını, "İnşallah, biten, devam eden, başlayacak olan projelerimizle, 2023 yılında bu sorunu büyük ölçüde, daha sonraki dönemde de tamamen geride bırakmayı hedefliyoruz. Bu düşüncelerle, Harp Akademileri Komutanlığımıza, burada eğitim alan tüm subaylarımıza, tüm misafirlerimize çalışmalarında başarılar diliyorum" diye tamamladı. (DHA)