Erdoğan "Milletvekili dokunulmazlığını tümüyle kaldırdığınız zaman bu ülkede siyaset yozlaşır, milletvekilinin özgüven içinde çalışma imkanı olamaz. Bir başbakan bile her an bir savcının, bir yargıcın yargılamasına açık, Demokles’in kılıcı her an boynunda sallanacak gibi hisseder" dedi.
Erdoğan, CNN Türk’te katıldığı canlı yayında gazeteci Taha Akyol’un sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığının yetkileri konusuyla ilgili soru üzerine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün göreve geldikten sonra cumhurbaşkanlığının mevcut yetkilerinin fazla olduğu noktasında açıklamaları olduğunu anımsatarak, AK Parti’nin düşüncesinin de bu yönde olduğunu bildirdi.
Başkanlık sisteminin cumhurbaşkanlığı sisteminden çok farklı olduğunu, dünyada başta ABD olmak üzere başkanlık sisteminin işlediği ülkeler bulunduğunu, Fransa’da yarı başkanlık sisteminin, Almanya’da başkanlığın olduğu farklı bir sistemin, Güney Amerika ülkelerinde de farklı uygulamaların yürütüldüğünü anlatan Erdoğan, şöyle konuştu.
"Burada en ideal olan neyse bunun üzerinde tartışma yapılabilir, bir önyargımız yok. Bu konuda şu anda Anayasa Komisyonu Başkanımız Burhan Bey’in geniş çalışması var, akademisyenlik döneminde tezi var. O da bu konuda çok çok iddialı, Parlamentoya girmeden önce devamlı anlatırdı. Bunun üzeride geniş çalışma yapabiliriz. Burada bütün mesele, ülkemiz hangisiyle daha büyük verim, kazanım elde edecek. Sistem ne kadar rahat çalışabilirse... Burada parlamenter sistemi yok etmiyorsunuz ki muhalefet ’bunlar hilafet getirecekler’ diyor. Başkanlık sisteminin hilafetle ne alakası var, parlamenter demokrasi yine işliyor. ABD Kongresi’nin ne kadar güçlü olduğunu biliyorsunuz, bir silah alımı yapmak için bile ABD Başkanı, Kongre müsaadesi olmadan bir silah alımı yapamaz."
Taha Akyol’un, "Yargı meseleleri hariç sizin konumunuz Barack Obama’dan güçlü. Obama, sizin TBMM’de sahip olduğunuz grup desteğine sahip değil sizin meseleniz yargıyla alakalı" sözleri üzerine Erdoğan, "Evet, sahip değil. Orada güçler dengesi noktasında bir uyum söz konusu. Bunu yok farz ediyorlar. ’Vur abalıya’ diyerek, olay farklı bir noktaya çekilerek, kara propaganda yapılıyor. Üzerinde çalışmalar yapılabilir, nihayetinde bununla ilgili bile gerekirse halk oylamasına gidilir, ama şu anda illa da bu olmazsa olmazımız değil" diye konuştu.
MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞI
Başbakan Erdoğan, milletvekili dokunulmazlıklarıyla ilgili soru üzerine, öncelikle dokunulmazlığın tanımının yapılması gerektiğini söyledi.
Yargı mensuplarının ya da silahlı kuvvetler mensuplarının yargılanmalarının farklı esaslara tabi olduğunu dile getiren Erdoğan, "Biz burada Parlamentonun çalışmamasını mı, yoksa adi suçları dokunulmazlık zırhından çıkarıp, bunların yargıya açılmasını mı kastediyoruz. Sadece Parlamento mensupları mı dokunulmazlık zırhından çıkarılacak? Yargı mensupları, silahlı kuvvetler de çıkarılacak mı? Bunu belirlemeliyiz. Biz diyoruz ki hepsini bu zırhtan çıkaralım, aynı çerçevede bunları değerlendirelim" diye konuştu.
Erdoğan, "Milletvekili dokunulmazlığını tümüyle kaldırdığınız zaman bu ülkede siyaset yozlaşır, milletvekilinin özgüven içinde çalışma imkanı olamaz. Bir başbakan bile her an bir savcının, bir yargıcın yargılamasına açık, Demokles’in kılıcı her an boynunda sallanacak gibi hisseder. Şu anda sıkıntı çekiyoruz, o zaman nasıl bu görevi yapacağız. Dokunulmazlığın kaldırılmasını isteyenler, sadece kendi iktidarları olmadığı için bunu istiyorlar. Kendi iktidarlarında niçin böyle bir talepte bulunmadılar" değerlendirmesinde bulundu.
Milletvekillerinin dokunulmaz olmadığını, milletvekilliği görevi sona erdiğinde haklarındaki yargılamanın tekrar başladığını ifade eden Erdoğan, kendisi hakkındaki AKBİL davasının da milletvekilliği sona erdiğinde görülmeye başlanacağını bildirdi. Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu için "ita amiri" sıfatıyla AKBİL davasına dahil edildiğini kaydeden Erdoğan, aynı davada yargılanan tüm arkadaşlarının, yönetim kurulunda bulunan herkesin beraat ettiğini söyledi.