ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözde Ermeni soykırımı iddialarını parlamentolarının gündemine alan ülkelere tepki göstererek, "Bu konuyla yakından uzaktan hiç mi hiç alakası olmayan ülkelerin Türkiye'yi Ermeni soykırımıyla suçlamaları yenilir yutulur bir şey değil. Tarihin siyasi mülahazalardan uzak olarak araştırılması, bölgede ve dünyada barışın sağlanmasında birinci derecede önemlidir" dedi. Erdoğan, Ermenistan'a yaptığı ortak tarih komisyonu kurulması teklifine şu ana kadar olumlu bir cevap gelmediğinden de yakınarak, "Yine de ümidimizi muhafaza ediyoruz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Türk Tarih Kurumu tarafından Büyük Anadolu Otel'de düzenlenen '15. Türk Tarih Kongresi'ne katıldı. Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın da katıldığı kongrenin açılış konuşmasını Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu yaptı. Halaçoğlu, Türk Tarih Kurumu'nun bir bilim kurumu olduğunu ve Atatürk'ün hedeflediği doğrultuda tüm ideolojilerden ve siyasi mülahazalardan uzak kalarak, tarihi ışık tutmak konusunda ciddi çalışmalar yapmayı her zaman ilke edindiğini vurguladı.
Sözde Ermeni soykırımı iddiaları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Halaçoğlu, "Bugün bazı ülkelerde olduğu gibi tarih araştırmalarını ve tarihçilerin özgürce elde ettikleri sonuçları açıklamalarını yasaklayan, tarihi siyasete alet ederek parlamento kararlarıyla müdahalede bulunan bir zihniyeti asla tarih bilim adamları olarak kabul edemeyiz. Aynı şekilde tarihi birimini özgürce kamuoyunun bilgisine sunduğu için yargıyla susturulmayı da kabul etmemiz mümkün değil. Hiçbir dayanağı olmayan iddialarda bulunmak, tıpkı Ermeni veya son olarak Avrupa Parlamentosu'nun aldığı Pontus ve Süryani soykırım iddialarında olduğu gibi hem işi çığırından çıkaracak hem de insanlık tarihine bir utanç sayfası olarak geçecektir" şeklinde konuştu.
Kongrede konuşan Başbakan Erdoğan da, Türkiye'nin pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir coğrafyada bulunduğunu belirterek, tarihi eskilerde kalmış, yaşanmış ve bitmiş bir süreç olarak değil hala yaşayan geçmişten bugüne akan ve geleceğe taşıyan nehir olarak gördüklerini vurguladı. En önemli meselenin sahip olunan zengin mirasa, bu ülkenin ve milletin asırlardan gelen değerlerine nasıl bakılacağı olduğunu kaydeden Erdoğan, "Köklerimiz üzerinde ayakta kalan medeniyet yürüyüşünü sürdürmenin yolu buradan geçer. Bugün Osmanlı topraklarında kurulan 35 devletin çoğunun en az 500 yıllık tarihleri vardır. Bu uzun döneme ait Osmanlı arşivlerindeki 100 milyonu aşan belge araştırmacıların hizmetine sunulmuştur. Osmanlı arşivleri bütün araştırmacılara açıktır. Hatta diğer ülkelerin arşivlerinden daha rahat araştırma yaptıklarını yabancı araştırmacılar da dile getirmişlerdir. Bizimle ilişkilendirmeden üç kıta üzerindeki hiçbir millet, hiçbir ülke kendi tarihlerini yazamaz, tarihlerini anlamlı hale getiremez. Her şeyden önce biz kökleri derinlerde olan bir ülkeyiz" diye konuştu.
"TARİHTE BİZİM KADAR YÜZÜ AK BİR MİLLETE RASTLAMAK NEREDEYSE İMKANSIZDIR" Ülkeleri dönemsel ve tarihsel aktörler olarak ikiye ayırdıklarını ifade eden Erdoğan, bazı aktörlerin gücünün dönemsel olduğunu ve içinde bulundukları şartlardan kaynaklandığını dile getirdi. Dönemsel aktörlerin şartlar değişince sahneden çekildiğine işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bizim gücümüz dönemsel değil tarihseldir. Biz kenarda kalamayacak, yüzeyde durmayacak kadar tarihi derinliği olan bir ülkeyiz. Türkiye dönemsel değil tarihsel bir aktördür. Böyle bir millet tarihi sorumluluklarından asla kaçamaz, kaçmamalıdır. Tarih şuurundan mahrum milletlerin şuuru daima kapalı olmaya mahkumdur. Tarihin tecrübelerinden yararlanma becerisini gösterebilenler geniş bir gelecek ufkuna sahip olacaktır. Bölgemizin bugününü olduğu gibi dününü de iyi bilmek gerekir. Bölge tarihiyle ilgili araştırmalar bizim için son derece önemlidir. Tereddütlerin ortadan kalkması, anlaşmazlıkların tarihi geçmişinin iyi bilinmesi, mevcut sorunların çözümü bakımından da iyi olacaktır. Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kesişme noktasında merkez olan Türkiye'nin kendini gerek Balkanlar gerek Kafkasya gerek Ortadoğu'daki gerginliklerden soyutlaması mümkün değil. Bu geniş coğrafyadaki bütün gelişmeler bizimle mutlaka ve mutlaka ilgilidir. Etrafımızda oluşan tehlikelere, güvenliğimize oluşan tehditlere karşı uyanık olmak bizim için gerektir. Aksi takdirde ne kendi menfaatimizi koruyabiliriz ne de insanlığın geleceğine katkı yapabiliriz. Bölgemizde ve dünyada adaletin tesisi, barış ve istikrarın kalıcı hale getirilmesi için herkesin tarihin engin tecrübelerinden azami ölçüde yararlanması şarttır."
"Tarihte bizim kadar yüzü ak bir millete rastlamak neredeyse imkansızdır" diyen Başbakan Erdoğan, sözde Ermeni soykırımı iddialarını parlamentolarının gündemine alan ülkelere sert tepki gösterdi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Siyasi nedenlerle tarihimizi karalamaya kalkışanlar çıkabiliyor, çıkacaktır da. Ermeni soykırımı iddiaları da bunlardan bir tanesi. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak Ermenistan ortak bir tarih komisyonu kurulmasını teklif ettim. Tarihin günlük politika alet edilmemesinin en bariz örneklerinden biri olan bu meselenin tarihçiler tarafından araştırılarak doğru biçimde ortaya konulması gerektiğini ancak bundan sonra siyasetçilerin değerlendirme yapabileceklerini bu davette belirttim. Şu ana kadar olumlu bir cevap alamadım. Yine de ümidimizi muhafaza ediyoruz. Gereksiz suçlamalardan düşmanlıktan çekişme ortamından uzaklaba, bu ülkenin ve milletin asırlardan gelen değerlerine nasıl başmak için bu konularda bilimin gereğinin yerine getirilmesi şart. Hele hele bu konuyla yakından uzaktan hiç mi hiç alakası olmayan ülkelerin Türkiye'yi Ermeni soykırımıyla suçlamaları yenilir yutulur bir şey değil. Tarihin siyasi mülahazalardan uzak olarak araştırılması bölgede ve dünyada barışın sağlanmasında birinci derecede önemlidir."
Başbakan Erdoğan'a konuşmasının ardından Türk Tarih Kurumu Başkanı Halaçoğlu tarafından gümüş bir tabak hediye edildi. Erdoğan da, Türk tarihine yaptıkları katkılardan dolayı dünyaca ünlü tarihçiler Halil İnalcıklı'ya ve Standford Shaw'a üstün hizmet ödülü verdi.
Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan salona gelmeden otelin lobisinde Trabzon silahlarının sergilendiği stand apar topar kaldırıldı. Türk Tarih Kurumu Başkanı Halaçoğlu ve Başbakanlık korumalarının uyarısı üzerine silah standı görevliler tarafından toplandı. Halaçoğlu görevlilere kızarak, "Bunun burada ne işi var?" dedi.