HABER

Erdoğan'dan, 'etnik ayrımcılık' tepkisi

ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistan ile ilişkiler konusunda, "Şu anda ülkemde 40 bin kaçak Ermeni var. Biz onları tutuyoruz. Niye? Çünkü ülkelerinde yaşama imkanları yok. Oradan kaçtılar, geldiler. Biz de kapımızı açtık. Biz bunları iade edebiliriz ama etmiyoruz" dedi. Erdoğan, etnik milliyetçilik konusunda da, "Ben Kürt vatandaşımı Kürt kardeşim olarak sevebiliyorum. Türk'ü sevdiğim kadar seviyorum" mesajını verdi.

Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Siyaset Kürsüsünde Ben de Varım' adlı hitabet yarışması ödül törenine katıldı.

"BİZ YARADILANI, YARADANDAN ÖTÜRÜ SEVERİZ"
Başbakan Erdoğan, törende yaptığı konuşmada AK Parti olarak yola çıkarken bölgesel, dinsel, etnik milliyetçilik yapmayacaklarını vurguladıklarını hatırlatarak, AK Parti'nin kitabında ayrımcılığın yer almadığını söyledi. Hiçbir törenin cinsiyet ayrımcılığını mazur gösteremeyeceğine işaret eden Erdoğan, özellikle kadına karşı cinsel ayrımcılığın, ırkçılıktan bile kötü olduğunu kaydetti. Erdoğan, etnik milliyetçilik konusunda Türkiye'de çok ciddi sapma olduğuna dikkat çekerek, Türkiye'nin bunun bedelini ağır ödemeye devam ettiğini vurguladı. Türkiye'de 30'u aşkın farklı etnik unsur olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hepsi kendine belli bir rakam biçiyor. Bakıyorsunuz birisi '20 milyonuz,' diyor. Birisi '25 milyonuz', diyor. Rakamları bir araya getirdiğinizde 'biz herhalde matematikten anlamıyoruz 'diyoruz. 'Herhalde Türkiye nüfusu 200-250 milyonu geçer' diyoruz ama Türkiye nüfusu son sayım itibariyle 71.5 milyon oldu. Nasıl olur da böyle olur. Bizler bu rakamlarla uğraşmaktan çok, 'Sen Türklüğünle, sen Kürtlüğünle, sen Lazlığınla, sen Arnavutluğunla övün diyoruz. Bu senin hakkın. Bizim için hepsi saygındır. Biz
yaradılanı, yaradandan ötürü severiz. Tüm etnik unsurlar saygı duymalı. Bizim anayasal vatandaşlığımız olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı altında hep beraber toplanalım ve saygı duyalım. Bir şeye tüm etnik unsurlar saygı duymalıdır, o da bizim anayasal vatandaşlığımızdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında hep beraber toplanalım, buna saygı duyalım. Bizi birleştiren bu çatı olduğu takdirde birliğimizi, beraberliğimizi kimse zedeleyemez. Ama bakıyorsunuz ben bir Türkiye vatandaşıyım. Bunu anayasal anlamda kullan. Ama bunu kullanmakta zorlananlar var. Bu hastalık derecesine gittiği anda yatıyor, kalkıyor etnik milliyetçiliğini sürdürüyor. Bu ülkede ayrımcılıktır. Ben Kürt vatandaşımı Kürt kardeşim olarak sevebiliyorum. Türk'ü sevdiğim kadar seviyorum. Niye? Çünkü biz bu ülkenin çocuklarıyız, bu medeniyetin çocuklarıyız ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Öyleyse ayrımcılık bizde olamaz, olmamalı. Kim etnik milliyetçilik yapıyorsa, ülkemi bölmeye yönelik hastalıktır. Böylesine de müsaade edemeyiz. Hamdolsun AK Parti Güneydoğu'da, Doğu'da birinci oluyorsa bu bizim yaklaşımımızdan kaynaklanıyor. Asla 'burada şunlar yaşıyor, bunlar yaşıyor' ayrımında olmadık. Bölgesel milliyetçilik bizde yok. Ankara'nın Çankayası abad olacak, Ağrı Patnos berbat olacak; böyle başbakanlık olmaz. Şu anda bizi Hakkari'ye sokma noktasında tereddüt geçirenler; Şemdinli'deki sınıflara bilgisayarları soktuk, herhalde onları acayip, garabet bir şey zannettiler."

ERMENİSTAN ÇIKIŞI
Dinsel milliyetçiliğe de karşı olduklarının altını çizen Erdoğan, "Ne olursa olsun, hangi inanç grubundan olursa olsun hepsine aynı mesafedeyiz. Herhangi bir ayrım yapamayız. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olduğumuza göre tüm inanç gruplarının güvencesi olmak bizim görevimiz. Asla onlara engel koyamayız, asla önünü kesemeyiz" dedi.

Birilerinin Ermenistan meselesini sürekli kaşıdığına işaret eden Başbakan Erdoğan, Türkiye'de 40 bin kaçak Ermeni olduğunu ancak Türkiye'nin bunları ülkelerine iade etmediğini söyledi. Erdoğan şöyle konuştu:
"Devamlı Ermenistan meselesi kaşınır durur, hep birileri kaşır. Biz hükümet olarak göreve geldik; önce havayolunu açtık, o kapıyı açtık. Bir jest olsun dedik, Van Gölü içerisinde Akdamar içerisindeki kiliseyi biz hazinemizin parasıyla yaptık. Kendisine şifalar diliyorum, Mutafyan ile birlikte açılışı yapıldı. Biz niye yaptık, jest olsun diye yapıldı. Şu anda ülkemde 40 bin kaçak Ermeni var. Biz onları tutuyoruz. Niye? Çünkü ülkelerinde yaşama imkanları yok. Oradan kaçtılar, geldiler. Biz de kapımızı
açtık. Tarihte bunların örneklerini verdik, şimdi aynı örneği veriyoruz. Biz bunları iade edebiliriz ama etmiyoruz. Ama birileri kalkıp Türkiye aleyhinde kampanyalar yürütüyor, varsın sürdürsün."

"KADINLAR HEM İYİ ANNE HEM İYİ SİYASETÇİ OLABİLİR"
Başbakan Erdoğan, aile kurumunu diri tutmaya mecbur olduklarını da belirterek, bunun için de ailedeki sevginin, saygının dayanışmanın olması büyük önem taşıdığını bildirdi. Erdoğan, kadınları siyasette daha etkin rol oynamaya da davet ederek, "Elbette kadınlarımız iyi anne, iyi eş olacaklar, çocuklarımızın yetişmesinde önemli roller üstlenecekler. Kadınlarımızın iyi bir eş ve anne olma vasıfları siyasette ilerlemeye, hayata bu noktada katılmaya engel bir durum teşkil etmiyor. Biz bu anlayışta kadınları AK Parti çatısı altında siyasete katılmaya, yönetim kademelerinde söz sahibi olmaya çağırdık. Fakat ülkemizin bir gerçeği var. Ülkemizi bir bütün olarak ele aldığımızda birçok vilayette kadınlarımız gece geç saatlere kadar siyaset çalışması içinde olamıyor, ister istemez çekiniyorlar. Bazıları evlerindeki birçok sebep nedeniyle ana kademede, teşkilatta yer alamıyorlar. Bunun için kadın kollarını kurduk. Kurduk ama çok ciddi talep olduğunu gördük" şeklinde konuştu.

AK PARTİ'Lİ ŞAHİN'İN KAHKAHALARA YOL AÇAN ANISI
Törenin açılış konuşmasını yapan AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Şahin, Roma tarihinde Sezar ve Brütüs arasındaki sözlere atıfta bulunarak, "Hitabet çok önemli ama siyasetçiler şuna dikkat etmeli. Brütüs 1 yıl sonra intihar etmek zorunda kalmıştır. Biz de ne aldanan ne aldatan olacağız. Özümüzle sözümüzle delikanlı siyasetçi olacağız. Samimi ve dürüst olacağız. Başbakanımı örnek gösteriyorum" dedi. Şahin, konuşmasında hitabet gücüne örnek olarak Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un fethi sırasında dile getirdiği 'Ya ben İstanbul'u alırım, ya İstanbul beni alır' sözü ile Atatürk'ün Çanakkale Savaşı'ndaki 'Ya İstiklal ya ölüm' sözünü de hatırlattı. R harflerini söylemekte zorlanan Şahin, bu durumun kendisinin hitabet gücüne etkisini de başından geçen bir olayla anlattı. Şahin, 'r' harfini söyleyememesi nedeniyle Başbakan Erdoğan ile arasında geçen ilginç diyaloğu şöyle anlattı:
"Benim gibi 28 harfi kullanarak hitabet yapmak zorunda kalanlar var. Nasıl iş kazası yaşadığımı anlatmak istiyorum. Yıllardan 2001. AK Parti'yi Gaziantep'te eşim, ben ve bir mühendis arkadaşımızla birlikte kurduk. İl binasının açılışı için sayın genel başkanımız Gaziantep'e gelecekti. Biz sayın genel başkanımızı il binasının açılışı için havaalanından alıp, otobüse bindirdik. Sayın Başbakan elindeki notlara baktıktan sonra 'Fatma Hanım buralarda turizm alanları nereler?' diye sordu. Bunun üzerine
'Rumkale var efendim' dedim. Sayın genel başkanım notlara Yumkale diye yazıyordu. Ben Rumkale diyorum, Başbakanımız Yumkale yazıyor, ben Rumkale diyorum, Başbakanımız yine Yumkale yazıyor. Efendim dedim Rize'nin r'si. 'Peki başka neresi var?' diye sordu. 'Efendim bir de Yesenek var' dedim. Başbakan bu kez Resenek yazdı. Ben de bunun üzerine 'Sayın Başbakanım bu kez gerçek 'r' dedim". Şahin'in bu konuşması tüm davetlilerin kahkahalara boğdu.

79 ilde toplam 818 kadın yarışmacı, AK Parti'nin düzenlediği hitabet yarışmasında siyaset kürsüsüne çıktı. İlk üçe girenler ödüllerini Başbakan Erdoğan'ın elinden aldı. Törende Başbakan Erdoğan için hazırlanan bir film gösterildi. Sinevizyon gösterisinde Erdoğan'ın lise, askerlik ve siyasete ilk başladığı yıllardaki fotoğrafları yer aldı. Erdoğan, yarışmanın jüri üyeleri arasında bulunan Kenan Işık, Defne Samyeli, Osman Sınav'a da katılım sertifikası verdi.

En Çok Aranan Haberler