HABER

Erdoğan'dan İsrail'e sert çıkış

Mısır ziyaretini sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kahire Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, Gazze'ye yönelik operasyonlarını sürdüren İsrail'e sert tepki gösterdi.

Erdoğan'dan İsrail'e sert çıkış

Erdoğan'ın konuşmalarından satırbaşları:

MISIR’DAKİ KAZA İÇİN TAZİYE
Bu sabah meydana gelen kaza nedeniyle üzüntümüzün büyük olduğunu ifade etmek istiyorum. Mısır halkına en samimi taziyelerimi iletiyor, hayatını kaybeden yavrularımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

KAHİRE VE İSTANBUL KARDEŞ ŞEHİR
Mekke gibi Kahire ve İstanbul birer Kur’an şehirleridir. Kahire ve İstanbul’un, Mekke’nin aynı zamanda birbirlerinin kardeşleridir. Ramallah ve Kudüs de bizim kardeş şehirlerimizdir. Bu şehirlerde dökülen her damla kan bizim damarlarımızdaki kandır. Toprağa düşen can bizim canımızdır.

MUTLAKA HESABI SORULACAK
Er ya da geç Gazze’de insanlık dışı katledilen o masum yavrucakların hesabı mutlaka ama mutlaka sorulacaktır.
İsrail bölgeyi bir daha kan gölüne çevirmek için her türlü insanlık dışı eylemi gerçekleştirmektedir. Netanyahu arkasına aldığı uluslar arası vurdumduymazlık nedeniyle bu eylemlere girişebilmektedir. Son olaylardan sonra İsrail'deki Mısır Büyükelçisi’ni çağıran kardeşim Mursi’yi yürekten tebrik ediyorum.

AL-İ İMRAN SURESİNDEN ALINTI
Tahrir’den yükselen ses İstanbul ve Ankara’da çok güçlü yankılanmış ve karşılığını bulmuştur. Siz bütün dünyaya zulmün ilelebet payidar olmayacağını gösterdiniz. Sizler azminiz ve direnciniz karşısında hiçbir hukuksuzluğun ayakta kalamayacağını tüm dünyaya gösterdiniz. Kur’an-ı Kerim’de Al-i İmran suresinin 139'uncu ayetinde Rabbimiz bizlere net bir ilke koyuyor: ‘’Gevşemeyin. Asla hüzünlenmeyin. İnanıyorsanız üstünsünüz’’

İNANIYORUZ, ÖYLEYSE ÜSTÜNÜZ
Sizler Tahrir meydanında tam da işte bunu söylediniz. Başını dik tut, sen Mısırlısın dediniz. Siz başınızı dik tutacaksınız. Filistinli başını öne eğmedi, eğmeyecek. Bu coğrafyanın insanları inanıyoruz, öyleyse üstünüz.

İZMİR’İN SAHİLİNİ OKŞAYAN SU İLE İSKENDERİYE’NİN SAHİLİNİ OKŞAYAN SU AYNI
Biz Türkiye ve Mısır olarak bölgenin iki güçlü devleti, tarih yolculuğunda hep beraber olduk, bir olduk. Nil ile Fırat aynı gönlün ırmaklarıdır. Aynı gönül ummanına dökülürler. Trabzon’un, İstanbul’un, İzmir’in sahillerini okşayan su, İskenderiye’nin sahillerini okşayan Akdeniz’in suyuyla aynıdır. Kardeş tarihimiz ebediyen bir. Ve hep beraber olacağız inşallah. Halkın hür iradesiyle belirlenmiş Mısır yönetiminin Türkiye ile işbirliğine verdiği önemi somut biçimde ortaya koymasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Mısır halkını birbirine daha da yaklaştıran bir anayasa, kardeşleriniz olarak bizlerin de temennisidir. Mısır ancak bu şekilde aradığı uzun vadeli istikrarı elde edebilecektir.
Ülkelerin geleceğine dair hedefler halkın ortak kararlılığıyla sağlanabilir. Hürriyet bizim medeniyetimizin özüdür. İnsana saygı bizim ortak medeniyetimizin özüdür. Yöneticilerin halka hesap vermesi bizim medeniyetimizin özüdür.
Ne beyazın Arap’a, ne Arap’ın beyaza üstünlüğü vardır bizde.

MODEL ARAMA İHTİYACIMIZ YOK
Mısır bir medeniyet zenginliğine sahip. Biz hiçbir yerden model arama ihtiyacı olan milletlerden değiliz. Arap uyanışı bir başkalaşım değil, tam tersine öze dönüştür, ruh köküne dönüştür. Sizler özünüzden, tarihinizden aldığınız güç ve ilhamla devrimi gerçekleştirdiyseniz aynı güç ve ilhamla geleceği de barış üzerine şekillendireceksiniz.

BİZ ARTIK SİZDEN GÜZEL HABER ALMAK İSTİYORUZ
Tarih boyunca Mısır’dan gelen her acı haber Türkiye’de bizi üzmüştür. Biz bu coğrafyadan maalesef fazlasıyla acı haber alıyoruz. Biz artık bizi sevindirecek güzel haberler almak istiyoruz. Tüm İslam coğrafyasının gözü, gönlü Mısır’la birliktedir. Mısır’ın devrim sürecini tamamladığını, özgürlükçü bir anayasa ile barış içinde geleceğe yürüdüğünü görmek istiyoruz. Mısır ne kadar güçlü olursa Türkiye o kadar güçlü olacaktır. Türkiye ne kadar güçlü olursa Mısır o kadar güçlü olacaktır. Bu coğrafyada barışın teminatı Mısır ve Türkiye olacaktır.

GAYRİMEŞRU ESAD REJİMİ KAYBETMEYE MECBUR
Suriye’de yaşanmakta olan insanlık trajedisine üzüntüyle şahit oluyoruz. Kanlı savaşın izleri zihinlerden kolay kolay silinmeyecektir. Suriye halkının mücadelesi basit bir iktidar mücadelesi değildir. Halk bu savaşı kazanmaya mecbur. Gayrimeşru Esad rejimi kaybetmeye mahkumdur. Suriye halkının maruz kaldığı bu kıyım uluslararası toplum için de utanç kaynağıdır.

170 BİNDEN FAZLA SURİYELİ MİSAFİRİMİZ
Şam’da Halep’te her gün bombalanan Suriye halkına bu kayıtsızlık nasıl izah edilebilir? BM Güvenlik Konseyi Suriye’de işlenen insanlık suçuna nasıl seyirci kalabilmektedir? Artık geçerliliği kalmamış kurumların arkasına saklanarak sorumluluktan kaçmak Esad’ın suçuna ortak olmaktır. Türkiye olarak Suriyeli kardeşlerimize imkanlarımızın elverdiği her türlü yardımı sunuyoruz. 170 binin üzerindeki Suriyeli kardeşimizi misafir ediyoruz. DHA

En Çok Aranan Haberler