İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
Bizim fikir dünyamızda medeniyet şehirdir. Şehir de Medine'dir. İslam şehirlerinde ihtişam ile sadelik, yeni ile eski iç içedir ve bir aradadır. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya her an ölecekmiş gibi uhraya bakmak hayatı bu şekilde anlamlandırmak işte gerçek bu. Bunun yanında şehirlerinde zamanla tekerrür eden kendini yenileyen bir karakteri vardır.
BİZ BU ŞEHRE İHANET ETTİK
Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.
Ben çocukluğumu arıyorum İstanbul'da. Bu kutlu şehrin her bir köşesinde merhum Turgut Cansever'in şu ifadesi çok anlamlıdır, ''Ecdat tüm ruhunu taşa ve ahşaba nakşetmiş'' böyle bir inceliğe ve estetiğe şahit olursunuz.
Bugün de İstanbul onca yaşadıklarına rağmen hala ayaktadır. Dünyada eşi benzeri olmayan nadide şehirlerden bir tanesi. Bizler çoğu zaman elimizdekinin kıymetini onu kaybedince anlıyoruz. Son yıllarda şehirleşme noktasınca ciddi sorunlarımızın olduğunu hatalarımızın, eksiklerimizin olduğunu defalarca söyledim.
Burası (İstanbul), Fatih Sultan Mehmet Han'dan beri ilmin, kültürün, siyasetin, sanatın ve ticaretin payitahtı olmuş bir şehir. Bugün de İstanbul onca yaşadıklarına rağmen halen ayaktadır. Türk-İslam medeniyetinin kalelerinden biri olmayı sürdürmektedir. İşte belediye başkanı olduğum zaman 8 milyon nüfus, şimdi 15 milyon nüfus... Böyle bir şehir. Dünyada eşi benzeri olmayan nadide şehirlerden bir tanesi...