HABER

Erdoğan'dan 'kriz ve değişim' uyarısı

Erdoğan'dan 'kriz ve değişim' uyarısı

ANKARA(ANKA)- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin geleceği açısından yakın geçmişimize damgasını vuran iki olgunun tahlilini yapmamız, kriz kavramını ve değişim kavramını çok iyi değerlendirmemiz lazımdır" dedi.

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, Genelkurmay Başkanlığı'nın basın açıklaması ve İstanbul Çağlayan'daki mitingin yoğun bir şekilde tartışıldığı bir dönemde "Ulusa Sesleniş" konuşmasını yaptı. Konuşmasında bu konuların hiçbirine değinmeyen Erdoğan konuşmasının önemli bir bölümünü ekonomik göstergelere ayırdı.

Erdoğan, ulusa sesleniş konuşmasına TBMM'nin 87'nci Kuruluş yıldönümünü ve 23 Nisan Çocuk Bayramı'nı kutlayarak başladı. Kurtuluş Savaşı'nın ardından Cumhuriyetin ilanıyla birlikte ekonomik bir Kurtuluş savaşı'nın başlatıldığını belirten Erdoğan, "Şu rakamlara özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum: 1923 yılında Cumhuriyetimiz kurulduğunda, Türkiye'nin toplam Gayri Safi Milli Hasılası sadece, ama lütfen dikkat, sadece 953 milyon Türk Lirası'dır. O günün Türkiye'sinde, kişi başına düşen milli gelir yine sadece 45 Dolar seviyesindedir. 1923 yılı itibariyle toplam ihracatımız 50 milyon 790 bin Dolar, toplam dış ticaret hacmimiz 137 milyon 662 bin Dolar seviyesindedir" dedi.

Türkiye'nin büyük bir varolma mücadelesi verdiğini ve pek çok problemle uğraşmak zorunda kaldığını anlatan Erdoğan, "O zor zamanlarda toprağa ekilen tohum büyümüş, bugün çevresine gölge veren mümbit bir ağaca dönüşmüştür. Bakınız, bugün 576 milyar Yeni Türk Lirası gayri safi milli hasılası, 85 milyar Dolar ihracatı, 222 milyar Dolar dış ticaret hacmi, 5 bin 477 Dolar kişi başına milli geliri olan ve gelecekte çok daha iyi seviyelere geleceğinin işaretlerini veren bir Türkiye var" şeklinde konuştu.

EKONOMİK GÖSTERGELER

Cumhuriyetin kuruluş yıllarıyla bugünü karşılaştıran Erdoğan şöyle konuştu:

"1928 yılında ülkemizdeki hekim sayısı bin 78 kişidir, bugün 100 bin hekim sayısına, doktor sayısına yaklaşmış durumdayız. 2003 yılında 97 bin 763 olan doktor sayımız, bugün hükümet olarak büyük gayretler neticesinde yüz bin rakamına ulaşmış durumda. 1940 yılında Türkiye genelinde insanlarımızın tedavi olabilecekleri hastane sayısı sadece 154'dü. Bugün bin 200 hastanemiz var, özel sektörümüzün yatırımlarıyla birlikte bu sayı her geçen gün hızla artıyor. 1923-1924 eğitim öğretim döneminde Türkiye genelindeki okul sayısı yaklaşık 5 bindir. Bugün 35 bin okulumuz var, bu sayıyı daha da arttırmak için çalışmalarımızı ısrarla, kararlılıkla sürdürüyoruz."

Okul sayısı, otomobil sayısı, süt üretimi, telefon abonesi gibi birçok alanda Cumhuriyetin ilk yıllarıyla bugünü karşılaştıran Erdoğan, "Elbette her dönemin şartları, imkânları birbirinden farklı... Ama inkâr edilemez bir gerçek var ki o günlerin genç Türkiye Cumhuriyeti, geçen zaman zarfında muasır medeniyet yolunda çok yol almış, çok mesafe almıştır. 84 yıllık süreçte Türkiye büyümüş, gelişmiş, kalkınmış, zaman zaman kalkınma mücadelesi kesintiye uğrasa, krizler yaşansa, duraklama dönemlerine girilse de, milletimizin varolma iradesi her defasında yeniden ortaya çıkmış ve ülkemiz ayağa kalkarak yeniden hedeflerine yürümeye başlamıştır" şeklinde konuştu.

100'ÜNCÜ YIL HEDEFLERİ

Gayri Safi Milli Hasıla, ihracat rakamları ve milli gelir gibi ekonomik göstergelerden örnek veren Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin son 4.5 yılda büyük bir değişim gösterdiğini ifade etti. Erdoğan, Cumhuriyetin kurulduğu dönemde kişi başına düşen milli gelirin 45 dolar olduğunu belirterek, Cumhuriyetin 100'üncü yılında bu rakamı 20 bin dolar seviyesine yükseltmek gibi bir hedeflerinin olduğunu anlattı.

EN ÖNEMLİ İHTİYAÇ BİRLİK VE BERABERLİK

Erdoğan, Türkiye'nin en önemli ihtiyacının birlik, beraberlik ve dayanışma olduğunu belirterek, "Sevgi denilen o ulvi güzelliği hep birlikte yakalamamız lazım, bu çok büyük bir sermaye. Birbirimize sevgiyle yaklaştığımız sürece çok şeyleri aşarız. Türkiye'nin bu birliğe bu beraberliğe, önyargılardan sıyrılmış olarak bu sevgiye çok ihtiyacı var. Türkiye, istikrar içinde, güven içinde büyüyor, kalkınıyor. Sizler de gayet iyi biliyorsunuz ki bizler umut tacirliği yapmıyoruz, popülizme asla meyletmiyoruz, bizim söylediğimiz her hedef gerçekçi bir planlamanın eseridir" görüşünü dile getirdi.

"KRİZ VE DEĞİŞİMİ ÇOK İYİ DEĞERLENDİRMEMİZ LAZIM"

Türk ekonomisinin büyümesinin vatandaşlara tek tek yansıdığını söyleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Geçmişte Türkiye'nin geleceğini nasıl görüyordunuz, bugün nasıl görüyorsunuz? Elini vicdanına koyup bu soruları cevaplandıran herkes, Türkiye'nin değiştiğini, değişmekte olduğunu fark edecek ve Türkiye'nin son dört buçuk yıldır adım adım gerçekleştirdiği değişimin hakkını teslim edecektir. Bu muhasebeyi yapmalıyız ki, bugün nasıl kazandığımızı, geçmişte neden kaybettiğimizi iyi ayırt edebilelim. Bu muhasebeyi iyi yapmazsak, gelecekte aynı hatalara tekrar düşer, rotamızı doğru istikamette tutmakta zorlanırız. Türkiye'nin geleceği açısından yakın geçmişimize damgasını vuran iki olgunun tahlilini yapmamız, kriz kavramını ve değişim kavramını çok iyi değerlendirmemiz lazımdır."

Son dönemlerde Karadeniz sahil yolu, KÖYDES kapsamında yapılan tesisler gibi açılışı yapılan yatırımlardan örnek veren Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sizlerin büyük desteğiniz ve katılımınızla sürdürdüğümüz bütün bu gayretler meyvelerini daha şimdiden vermeye başlamıştır. İnanıyorum ki yarınlar ülkemiz için bugünlerden çok daha güzel, çok daha parlak olacaktır. Ve ben bu sözlerle konuşmama son veriyor, tek tek her bir vatandaşıma sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum."

En Çok Aranan Haberler