İşte Erdoğan’ın konuşmalarından satırbaşları:
Kimsenin diğerine üstünlük taslamadığı bir ortak zemini inşaa etmeyi sürdüreceğiz. 76 milyonun değerleri özellikle de yaşam tarzları bizim teminatımız altında oldu. Belediye başkanlığımdan bugüne kadar hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmesine göz yummadık. Demokrasiyi özgürlükleri savunduk. Biz kendimizi başkalarına göre farklı bir konumda görmedik. Bize zulmettiler, ama biz sabrettik. Bir grubunda kendini üstün görmesine müsaade göstermedik.
Biri çıkar da ben üstünüm, ben hukukun üzerindeyim, ben seçkinim. Eğer böyle bir yanlışın içine girecek olursa, hatta hatta ben elitim derse, dayatma girişimine girerse orada özgürlük ortadan kalkar. Orada saygı ortadan kalkar.
“YENİ BİR TAVIR BEKLİYORUZ”
Bu güzel bayram gününde vatandaşlarımdan bir kez daha birbirlerine karşı hoşgörüyü yüceltmeyi rica ediyorum. siyasi partilerimizden STK’lardan kanaat önderlerimizden artık farklı bir dille üslupla bu ülkede kardeşliği daha da yüceltecek, birliğimizi daha da güçlendirecek yeni bir tavır beklediğimizi ifade etmek istiyorum.
“KİMSEYE ÜÇ ÇOCUK İÇİN SİLAH DAYATMIYORUZ”
Hani diyorlar ya bizim yaşam tarzımıza karışıyor. Nereden çıktı bu üç çocuk meselesi diyorlar. Böyle bir yasa yok. Ben sadece bir başbakan olarak en az üç çocuğu tavsiye ediyorum. Bu benim en doğal hakkımdır. Kimseye kalkıp da silah dayatmıyoruz. Yasal bir mecburiyette yok. Ben hanım kardeşlerimize gelin bu millete üç çocuk hibe edin, lütfedin diyorum. Bu milletin güçlü olması lazım. O da nereden geçiyor, insan denilen şerefli mahluktan geçiyor. Bu insanı işte bu anneler yetiştirecek. Ha yapmayacak, yapmasın.
“PUTİN SÖYLEYİNCE OLUYOR DA…”
Öyle bir derdimiz yok. Ama biz Ak Parti olarak böyle bir teklifi yapıyoruz. Yasa da getirmedik. Bu isteğe bağlı. Bunu da müsaade edin de söyleyeyim bari. Yani bunu Rusya’da Putin söylediği zaman oluyor da, Türkiye’de Tayyip Erdoğan söylediği zaman niye rahatsız oluyorsunuz?
Avrupa ülkelerinde çok ciddi parasal yardım yapılıyor. Biz daha bu tür desteklere girmedik. Niye rahatsız oluyorsunuz? İnşallah ben annelerimize güveniyorum. AK Parti’ye gönül veren annelere güveniyorum. Tabi babalara da ciddi manada destek olması gerektiğini hatırlatıyorum. Parti olarak bugüne kadar yaptığımız gibi bizler her attığımız adımda ülkemizin geleceğini inşallah onun imarını yapıcı adımlarla tesis etmeye çalışacağız. Kibiri, hoşgörüsüzlüğü, kırıcılığı biz yanımıza yaklaştırmadık.
Bayrama burukluklarla giren dostlarımız var. Biz dünyanın tüm mazlumlarının acı ve kederini yüreklerimizde hisseden bir milletiz. Aynı şekilde bayram coşkumuzu bayram sevincimizi o insanlara hissettirmek, bayramda onları özellikle hatırlamak bizim boynumuzun borcudur. Hatırlatmak bizim ayrıca asli görevimiz.
Somali’deki kardeşlerimiz bayrama yokluk içinde girdiler, Myanmar’daki kardeşlerimiz bu bayramı buruk karşıladılar. Gazze’de kardeşlerimiz boyunları bükük girdiler. Suriye’deki kardeşlerimiz, yüz bini aşkın ölüm var Suriye’de. Suriye’de ramazanın kutsiyetini bile ayaklar altına alan zihniyet, evinde orucu sahuru bekleyenleri katletmeyi ramazan boyunca sürdürdü.
"BUNUN ADI BAL GİBİ DARBE"
Birileri bana haber gönderiyor. "Niye askeri darbe diyor, niye askeri darbe" diyor. Uluslararası siyasi literatürde bunun adı bal gibi de darbedir. Bunu kimse başka yere çekmesin.
Onlar hak mücadelesine imza attılar. Ben onları şahsen milletim adına kutluyorum. Mısır halkı asla yalnız değildir. Birileri Mısır’daki haksızlığı görmeyebilir. Zulmü katliamı görmezden gelebilir. Biz Mısır’daki kardeşlerimizi görüyor, onların haklı mücadelesini gönülden destekliyorum.
“ÇOK ENTERESAN BİR ÖRNEK VERECEĞİM”
Size çok enteresan örnek vereceğim. Baradey Nobel Barış Ödülü almış. Bayan Kerman’da barış ödülü almış bir gazetecidir. Çok ilginç bir örnek bu.
“EY NOBEL SEN NASIL BARIŞ ÖDÜLÜ DAĞITIYORSUN”
Barış ödülü almış olan Baradey, şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin cumhurbaşkanı birinci yardımcısıdır. Ben şimdi Nobel’e sesleniyorum. Eyyy Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıroyrsun ki bu kişiler askeri darbe yapanların yanında yer alıyoruz.
Sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki işte Kerman Mısır’a girmek istedi, bak Mısır’a sokmadılar. Hani? İki yerde iki ayrı tuzak. O da Nobel barış ödülü almış, o da almış.
Şu ana kadar ortaya koyduğunuz tavır nedir? Niye? Adamına göre muamele.