Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen mayıs ayında gerçekleştirdiği Washington ziyareti sırasında, korumalarının göstericilerle karıştığı kavgaya ilişkin olarak, "Sayın Trump bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren bir tipoloji. Farklı düşünce anlayışına kapıları kapatmadık. Bizim hedefimizde insan yaradılışların en şereflisidir. Fakat görüyorum ki Amerika'da durum böyle değil. Şu andaki gidiş orada sıkıntıdadır. Demokrasinin beşiği deniyor. Benim 13 korumam daha Amerika'da tanımadan, görmeden gıyaplarında gözaltına alma kararı çıkıyorsa kusura bakmasınlar ben bu ülkeye medeni demem" dedi.
Uluslararası Medeniyet Şurası'nda konuşan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Bugün aziz dinimizi terör örgütleri üzerinden öylesine bir yere konumlandırmaya çalışıyorlar ki böyle olmadığını anlatmaya çalışmaktan çoğu zaman hakikati ifade etmeye fırsat bulamıyoruz. Şu anda birçok insanlar çıktı, türedi. Bu türedi tipler sünneti ciddi manada tartışır hale geldiler. Bu tartışmaların özellikle ülkemizde yapılması bizler için ciddi manada bir üzüntü sebebidir. Şunu açık, net söylemek zorundayım. Hoca olmak, ahkam kesmek yetkisini kimseye vermiyor ve dolayısıyla Sevgili Peygamberimizin sünnetini tartışma yetkisini de onlara vermiyor. Bu tartışmaları açmak aslında bir neslin ifsadı anlamınadır. Ve bu nesli ifsat etme hakkını da kimse onlara vermemiştir. Kendileri de böyle bir tarzla siyasetin içerisine giremezler, girerlerse bedelini onlar da ağır öderler.
Biz medeniyet mücadelesi içindeyiz. Medeniyetimizin inşası değil ihyası hareketi içindeyiz. Madem ki medeniyetin özünü belirleyen inançlardır, öyleyse bizim de farkımızı ortaya koymamız şarttır. Bilim ve teknik önemli olmakla birlikte inancı ve sosyal dayanışmayı ihmal ettiğinizde ortaya çıkan şeyin adı bize göre medeniyet değildir.
40 kat gökdelen yapmak medeni yapmıyor. Bu tuzağın içine düştük.
Sayın Trump bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren bir tipoloji. Farklı düşünce anlayışına kapıları kapatmadık. Bizim hedefimizde insan yaradılışların en şereflisidir. Fakat görüyorum ki Amerika'da durum böyle değil. Şu andaki gidiş orada sıkıntıdadır. Demokrasinin beşiği deniyor. Benim 13 korumam daha Amerika'da tanımadan, görmeden gıyaplarında gözaltına alma kararı çıkıyorsa kusura bakmasınlar ben bu ülkeye medeni demem. Beni davet edeceksin, yanımda korumalarım... Teröristlere orada adeta bizi dövdürme tehdidi ile karşı karşoya bırakacaksın, korumalarım tedbir alacak... Bunlarla ilgili savcı gözaltı kararı verecek. Böyle adalet olur mu?
Bugün aziz dinimizi terör örgütleri üzerinden öylesine bir yere konumlandırmaya çalışıyorlar ki böyle olmadığını anlatmaya çalışmaktan çoğu zaman hakikati ifade etmeye fırsat bulamıyoruz. Şu anda birçok insanlar çıktı, türedi. Bu türedi tipler sünneti ciddi manada tartışır hale geldiler. Bu tartışmaların özellikle ülkemizde yapılması bizler için ciddi manada bir üzüntü sebebidir. Şunu açık, net söylemek zorundayım. Hoca olmak, ahkam kesmek yetkisini kimseye vermiyor ve dolayısıyla Sevgili Peygamberimizin sünnetini tartışma yetkisini de onlara vermiyor. Bu tartışmaları açmak aslında bir neslin ifsadı anlamınadır. Ve bu nesli ifsat etme hakkını da kimse onlara vermemiştir. Kendileri de böyle bir tarzla siyasetin içerisine giremezler, girerlerse bedelini onlar da ağır öderler.
Biz medeniyet mücadelesi içindeyiz. Medeniyetimizin inşası değil ihyası hareketi içindeyiz. Madem ki medeniyetin özünü belirleyen inançlardır, öyleyse bizim de farkımızı ortaya koymamız şarttır. Bilim ve teknik önemli olmakla birlikte inancı ve sosyal dayanışmayı ihmal ettiğinizde ortaya çıkan şeyin adı bize göre medeniyet değildir.
Bir şehrin Batı ölçüsüne göre medeni sayılması için yollarda aydınlatma olması, sokaklarda çamur bulunmaması gibi görünür özelliklere bakılır, halbuki İslam'ın ölçüsüne göre bir şehrin medeniliğinin işareti, mesela kapı kilitlemeden dışarı çıkılabilmesi, ihtiyaç sahibi herkese el uzatılması, sokak hayvanlarına dahi şefkatle davranılması demektir. Bizim medeniyetimizde medenilik budur. Fakat bu tuzağın içine biz farklı şekilde düştük. 40 kat, 100 kat bu tür binaları yapmak sizi medeni yapmıyor ama biz de bu tuzağın içine düştük, onu da söyleyeyim.
Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren bir tipoloji. Farklı düşünce anlayışına kapıları kapatmadık. Bizim hedefimizde insan yaradılışların en şereflisidir. Fakat görüyorum ki Amerika'da durum böyle değil. Şu andaki gidiş orada sıkıntıdadır.
'Demokrasinin beşiği' diyorlar. Benim 13 tane korumam kendi davetine gittiğim bir ülkede eğer kalkıp da daha Amerika'da tanımadan, görmeden, bilmeden haklarında, gıyaplarında kalkıp gözaltına alma kararı çıkıyorsa kusura bakmasınlar, ben bu ülkeye medeni demem. Beni davet edeceksin, yanımda korumalarım, ben bir ülkenin Cumhurbaşkanıyım ve teröristlere orada adeta bizi dövdürmeyle, tehditle karşı karşıya bırakacaksın ve kendi korumalarım bizimle ilgili tedbir alacak, hele hele iki tanesi orada hiç yok, eşimin korumaları ve bunlarla ilgili savcı gözaltına alma kararı verecek. Böyle adalet olur mu?
Medeniyetimizi ihya etmenin yolunu doğrudan kendimizde aramalıyız. Nasıl aklı olmayan insan dinen mazur görüldüğü için mükellefiyetlerinden muaf tutuluyorsa, aklını başkasına teslim edenin de ne dini ne medeniyeti kalır. Ülkemizin mağdurlara el uzatması da kadim medeniyetimizdendir. 5 ülke dünyanın kaderini belirliyor. Böyle bir şey olamaz. İkinci dünya savaşı geride kaldı. Bütün hadiseler güncellenirken siyasetin de güncellenmesi gerekir. 5 ülkenin kimlerden oluştuğuna baktığınızda niye orada Müslüman ülke yok. Dünyadaki tüm kıtalar orada temsil edilmiyor. Ne için Irak, Suriye çözülmüyor?
Ne için Arakanlı Müslümanların sorunları çözülmüyor? İslamofobi sürekli tahkir ediyor. Trump, bakıyorsunuz Müslümanlara terörist ifadesini kullanıyor. Myanmar'da budistler Müslümanları öldürdüler. Onlar için terörist dediler mi? Yok! Niye? Onlar yoga yapıyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Varsa yoksa İslami terör diyorlar. Defaatle anlatıyoruz. DEAŞ'ın İslam ile alakası olmadığını söyledik. DEAŞ'ın İslam ile alakası olmadığını söylüyoruz. Ama onlara bunu anlatamıyorsunuz ve ne yazık ki Müslümanı Müslümana onlar kırdırıyor, ücretsiz silah veriyorlar.
G-20'de enteresan bir olay oldu. Trump, az gelişmiş ülkelere en çok yardım yapan biziz dedi. ABD, ilk biz ikinci İngiltere üçüncü sırada. Fakat milli gelire oranla bakarsak Türkiye birinci sırada. Niye söylemiyorsun? İşlerine gelmiyor. Nerede bir masum varsa biz oraya uzanıyoruz, bundan sonra da devam edeceğiz."