HABER

Erdoğan'ı kızdıracak sözler! 'İstese ilişkileri keserdi, işine gelmedi'

ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasında sonra süren tartışmalar devam ediyor. İsrail'i protestolar devam ederken, hem Türkiye'de hem de İsrail medyasında "Kudüs" konusu tartışması tüm hızıyla sürüyor. İsrail gazetesi Ynet yazarı Itamar Eichner, "Erdoğan istese İsrail'le ilişkileri keserdi, işine gelmedi" dedi

Erdoğan'ı kızdıracak sözler! 'İstese ilişkileri keserdi, işine gelmedi'

İsrail gazetesi Ynet yazarı Itamar Eichner, "Kudüs" konusu işlendi. Eichner, Erdoğan'ın İsrail'le ilişkisini kesebileceğini, bunun Erdoğan'ın elinde olduğunu belirtirken, aradaki ekonomik ticaretin böyle bir şeye müsaade etmeyeceğinin altını çiziyor. Ynet'te önceki gün çıkan o yazıyı Rafael Sadi çevirdi.

İşte Itamar Eichner'in o yazısı:

"ABD, İsrail'in başkenti olarak Kudüs'ü tanıma kararıyla, Türkiye Cumhurbaşkanı sürekli olarak, İsrail'e ve ABD'ye saldırmaya başladı. Olayların altında, Erdoğan'ın İran'a karşı, 'yaptırımlar'ın bilinçli olarak delinmesi ve vergi cennetlerinden biri olan 'Man Adası'nda Erdoğan ailesinin milyonlarca dolarlık transfer ihlallerin yanı sıra üst düzey hükümet yetkililerinin yer aldığı yolsuzluk skandalları bulunuyor...

ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak gördüğünü ilan ettikten sonra Müslüman dünya öfkelenmeye başlarken, kararın en sert eleştirmeni ise Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Şimdi ise iyi bir nedeni olduğu ortaya çıktı. Türkiye, yakın zamanda, Türk cumhurbaşkanı ve Türk hükümetiyle doğrudan ilgili olarak bazı utanç verici yolsuzluk vakalarıyla karşılaştı.

Erdoğan, 'Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımak, uluslararası hukuka aykırı davranmaktır' dedi. Erdoğan, Kudüs meselesinin İsrail'le olan ilişkilerin kesilmesine yol açabileceğini ve hatta bu hafta Türkiye'nin Doğu Kudüs'te bir elçilik açacağını duyurarak tehditle belirtti. Türkiye ayrıca, BM Genel Kurulunda Trump'un Kudüs kararı üzerine acil bir tartışma başlattı.

Erdoğan, İsrail ile ilişkileri kesmekle tehdit ederken, Amerika'nın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması karşısında, elbette mücadele etti ve bizzat Trump'a saldırırarak, 'Hey Trump, ne yapmaya çalışıyorsun' dedi. Trump'a karşı güçlü olduğunu göstermeye çalışarak, 'Terörist devlet, çocuk katili' diye tekrar tekrar İsrail'e saldırdı ve uygulamanın yanlış olduğunu ifade etti.

Erdoğan'ın saldırılarına verilen tek İsrail cevabı ise, Başbakan Benjamin Netanyahu'nun Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Makron'la yaptığı ortak basın toplantısında verdiği yanıttı. Netanyahu'nun yaptığı, eldivenlerini çıkartarak Erdoğan'a aynı uslup ile cevap vermek oldu. Bu sözler daha önce görülmemişti:

'Erdoğan bize vaaz vermeden önce İran'ın uluslararası yaptırımlardan kaçmasına yardımcı olmasına, Gazze'den masum sivillere saldıran 'teröristler'e yardımcı olmasını ve gazetecileri cezaevlerine atıp Türkiye'deki Kürt köylerini bombalayan biri bize vaaz veremez. Etik öğretemez'.

ŞİMŞEK BİR İSRAİL SESSİZLİĞİ

Bu etkileşimden sonra, İsrail sessiz kaldı. İsrail'de yapılan değerlendirmede, Erdoğan sadece Trump'ın ifadesine değil, bir Sultan olma ve Kudüs'ün savunucusu ve Müslüman dünyasının lideri olma yönünde odaklanmış durumda. Erdoğan'ın, ona bağlı iki büyük yolsuzluk skandalı, Türkiye'de utanç verici olurken, Erdoğan, kamuoyunun dikkatini çekmek adına İsrail'e saldırıyor. Bu kez Erdoğan, İsrail sessizliğini, bilgelik ile açıklıyorsa da, söylemek zorunda olduğumuz başka sebepler vardır.

Birincisi, Türkiye-İran arasında altın ticareti yapan bir şirket olan Razza Zarrab'ın (34) ABD'deki tutuklanması. Tanınmış Türk pop yıldızı ile evli oran Zarrab, iddiaya göre İran için kara para aklamaya karşı uluslararası yaptırımları ihlal etmesiyle birlikte ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından tutuklandı. Mehmet Hakan Atilla (47), 'Halkbank' müdür yardımcısı da, tutuklandı, ABD savcılığı, Türkiye'nin skandala karıştığını iddia ediyor.

Zarrab, geçtiğimiz ay kendisine yönelik suçlamaları itiraf ederek ABD'li yetkililerle işbirliği yapmayı kabul etti. Gerçek şu ki, Zarrab tanık olarak; Attila'ya, üst düzey Türk hükümeti ve bankacılık sistemine karşı, yedi diğer şüpheliye beraber ifade vermeye başladı. 45-50 milyon avroluk bir rüşvet de söz konusu...

İran'ın Türkiye'ye gaz satan bir ülke olduğunu belirtmek gerekir, fakat ambargo çerçevesinde nakit ödeme yapılması Türkiye'ye yasak olduğundan para Halkbank'a yatırıldı. FBI soruşturması ile Zarrab 'ifadeleri'nce, hayali faturalarla İran'a hayali mallar satıldığı, bu yolla ambargoyu aşarak, İranlılara para transferi gerçekleştirildiği ve İranlılara yardımcı olduğu saptandı. Aynı zamanda, ambargoyu aşmak için İranlılara külçe altın teslim edildiği de iddialar arasında. Zarrab, 'Erdoğan her şeyi biliyordu' diye de doğrularken, Erdoğan'ın, İran yaptırımlarını aşmak için yardımcı olacak bir planda yer aldığını beyan ettiği de ortadadır.

Zarrab ve Attila hakkındaki kovuşturma, Türk polisine ek olarak 2013'te FBI tarafından açılan istihbarat soruşturmasıyla başlatıldı. Aynı yıl üst düzey Türk yetkililer soruşturmayı ülkelerine getirdi. ABD Yardımcısı Savcı David William Denton, mahkemeye şunları anlattı:

'Attila ve onun yalanları ABD doları ve ABD bankalarına İran erişmesine izin vermek için merkezdi. İran asker yetiştirmek yerine bankacılar yetiştirdi.'

ABD'de yürütülen soruşturmada Erdoğan, Türkiye ekonomisine zarar verme konusunda ABD'nin komplo kurduğu suçlamasında bulundu.

VERGİ CENNETİNDE 15 MİLYON DOLAR

Erdoğan'ı rahatsız eden tek yolsuzluk olayı bu değil. Son zamanlarda Erdoğan'ın ailesi gizlice vergi ödememek için, İrlanda Denizi'nde Man şirketlerin denizaşırı adalara 15 milyon dolar transfer yaptığını, Türkiye'de Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri ortaya çıkarmıştır. Söz konusu kişiler arasında; Erdoğan'ın oğullarından biri, kayınbiraderi, damadı ve diğerleri var. Muhalefet başkanının açıklamalarına göre, Erdoğan'ın oğlu, Man Adaları'na 2.3 milyon dolar transfer etti. Muhalefet lideri, Man Adası'ndaki bankalara yapılan para transferlerini ayrıntılandıran bir yığın belge sallayarak durumu fotoğrafladı bile. Erdoğan bu suçlamalar karşısında, Kılıçdaroğlu aleyhinde hakaret davası açtığını söyledi.

Türkiye'de yolsuzluk raporları ivme kazanıyor. Erdoğan bu yüzden, Trump'ın açıklamalarına büyük bir ihtiyac duyarak, bir sıçrama gerçekleştirdi. Ateşi kendisinden başka bir tarafa yönlendirmek için Kudüs ve El Aksa Camii gibi hiçbir şey yokken, kitleleri kışkırttı. İşte bu defa Erdoğan, Türk medyasında yolsuzlukla ilgili raporları sollamakta başarılı oldu. İsrail, Erdoğan'ın tüm saldırılarına akıllıca davranarak, bir şekilde sürüklenmedi ve cevap vermedi. Bu arada, Zarrab ve Erdoğan'a bağlı bir yolsuzluk davası daha olması düşündürürken, Netanyahu, Erdoğan için, 'İran'ın uluslararası yaptırımlardan kaçmasına yardımcı oldu' ifadelerini kullandı.

Bu bölüm, İsrail ve dini konularda Türk kamuoyunu yanıltmanın ne kadar kolay olduğunu göstermektedir. Türkiye'nin ılımlı gazetesi olarak kabul edilen gazetesi 'Hürriyet', güzel bir hamle yaptı ve bildikleri takdirde sokakta Türk vatandaşlarına bir soru sordu: Kudüs nerededir?

Ortalama Türklerin cevapları, Suudi Arabistan, Filistin, Mekke'den Kıbrıs'a kadar hiç de şaşırtıcı değildi ve cevaplar değişmedi. Sadece birkaç kişi kentin İsrail'de olduğunu biliyordu.

İsrail'in varsayımIarı, Erdoğan'ın sadece konuşmayı seçeceği ve İsrail ile ilişkileri kesmeyeceği yolundadır. Şayet, Erdoğan ilişkileri keserse, sonrasında Gazze'deki Filistinlilere yardım etmek için her türlü olasılığı yitirecek ve Haremi Şerif'e erişimini kaybedecektir. Erdoğan, geçen yıl Haremi Şerif'e bir hac yapmak için Türk vatandaşlarını teşvik etti. İsrail ve Haremi Şerif'e gelen Türk vatandaşlarının sayısında bir artışa neden olan ise, İsrail'e, Türk Hava Yolları uçuş fiyatlarının düşük olmasıydı ve İsrail'in bunu teşvik etmesiydi.

İsrail ve Türkiye arasında siyasi bir diyalog var ve bu diyalog kanalları her zaman, hatta bugün bile devam ediyor. Erdoğan kendini Filistinlilerin ve Hamas'ın koruyucusu olarak görüyor. Erdoğan'ın İsrail ile diyalog tutmasında bir amaç vardır. Erdoğan'ın tutumu, 'hoş' ve 'dikkatli'dir. Öte yandan, İsrail üzerinden ekonomik bağları düşünenler, özellikle gaz anlaşması, ilişkiyi güçlendirecektir ve stratejik bir boyuta sahip olmaya devam edecektir. Bu İsrail'in Kıbrıs, Yunanistan ve Avrupa Birliği ile olan Avrupa doğal gaz boru hattı boyunca devam eden ilişkisini engellemez.

Bu arada Erdoğan, İsrail'e saldırmaya devam ederken, Dudu Tassa ve şarkıcı Nesreen Kadri, Ankara ve İstanbul, İstanbul'daki İsrail büyükelçiliği ve konsolosluğunda Perşembe ve Cuma günü gece kulüplerine çıktı. Türk seyircisi, stili eski Türk şarkılarına benzeyen Tessa ve Kadouri'ye aşık oldu. Erdoğan'ın ne yapacağı kendisine bağlı. İstese şimdiye dek ilişkileri keserdi, ama işine gelmedi...

Yazar: Itamar Eichner

Tercüme: Rafael Sadi

Odatv.com

En Çok Aranan Haberler