1) Bize kendinizden bahseder misiniz ?
Ak Partinin gözbebeği, başkanımızla arasına kimsenin giremeyeceği tek şey olan Konya’ya mensubum. Konyalı olmak lütfundan mahrum kalmamak için bütün eğitim hayatımı Konya’da tamamladım. Bir imam hatipli olmanın onurunu da yaşatıyor yaradan. Hukuk dünyasına girişimin asıl nedeni hukukun her yerde bilinen bir simgesi var malumunuz. Onu ilk gördüğümde adalet kaynağının gözünün bantla kapalı olması anormal gelmişti. Eşitlik adına tarafları görmeyen olmaktansa , görerek yaşayarak, vicdanımla muhasebe ederek, gözleri açık, Adaleti sağlarken gözü gören bir avukat olabilir miyim sorusunu kendime sorarak Selçuk üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi oldum. O günden bu güne adalet için gayret sarf ederek 25 yıl verip karşılığında güven ve tecrübe aldım. Bir yerde sadece iyi avukat olmak için gayret sarf etmek Hülya için yetmezdi zira Allah kadına her şeyden evvel eş ve anne ol buyurmuştu. Bu sebeple şükür ki güzel bir evlilik ve 4 kaliteli evlatla nimetlendirildim. Toplumun kalesi aile idi ve kale sarsılmamalıydı. Bu sebeple avukat Hülyadan evvel misyonum zevce ve anne Hülyadır. Boşanılması yahut anlaşılamaması toplum sorunu iken bu anlamda ne yapabilirim dediğim dönemde ülkenin ilk arabuluculuk sürecine de dahil olmuş bulundum. Halen serbest avukat ve arabulucu olarak hizmet veriyorum. Daha evvelinde de belirttiğim tutkum olan adalet hususunu şiar edinen ve kuruluşunda, fikrinde, mantığında Başkanımızın oluşu ve onun karakterinin adaleti yansıtacağı fikri ile teşkilata dahil olup her kademesinde hizmet vermeye çalıştım elhamdülillah. Hatta bu anlamda milletvekilliği murat edip aday adayı da oldum.
2) Neden Siyaset?
Gençlik dönemlerimizde siyasetin, toplumun refahı, birlik ve bütünlüğü insanların huzurlu bir ortam içerisinde yaşaması için adalet ve eşitlikle kullanılmadığına çok kez şahit olmuştum. Ak Parti kurulduktan sonra aslında siyasetin insanları mutlu etme sanatı olduğunu bizzat yaşayarak gördüm. Bireysel olarak mesleğimi icra ederken etrafımdaki insanlara yapabildiğim yardımları, destekleri ve yönlendirmeleri, AK PARTİ teşkilatlarında daha profesyonel yapabileceğim ve daha geniş kitlelere ulaşabileceğim düşüncesiyle siyasi alanda çalışmalar yapmaya karar verdim. Bu arada zikretmeden geçemeyeceğim bir olgu da, etrafımda siyasetle uğraşan büyüklerimin ve dostlarımın beni teşvik etmeleriydi. Bir Ak Partili olarak teşkilatların pek çok kademesinde çalıştım. Bu çalışmam toplumda fertlerle birebir diyaloğumun gelişimini, onların dertleri ile dertlenmemi, empati kurabilmeyi, bununla birlikte toplumun sorunlarına projeler üreterek sorunları çözebilmeyi ve var olan bilgilerimin üzerine tecrübe edinmemi sağladı. Hepimiz biliyoruz ki son on beş yılda toplumun ekonomik şartlarının yaşam kalitesinin bu kadar artışının en büyük etkilerinden birisi teşkilatlar içerisinde toplumsal projeler üreterek, bunu Ak Parti iktidarı içerisinde uygulama alanı bulabilen ender şahsiyetlerimiz, liderlerimizdir. Tabi ki buna zemin hazırlayan başta başkanımız olmak üzere, Başbakan’ımız ve diğer teşkilat mensuplarımızdır. Biz toplumun içerisinde toplumun gelişmesini, müreffeh ve huzurlu fertlerin yetişmesi için çaba sarf ederken siyasi büyüklerimiz ise Türkiye’nin Dünya’daki yerini, konumunu diğer ülkelerin Türkiye’ye bakış açılarını değerlendirilerek gelecek on yıl içerisinde Dünya’da her alanda söz sahibi olabilecek bir Türkiye’nin oluşturulması için çaba sarf etmektedirler. Bu gün artık Türkiye sadece kendi bölgesinde değil, Dünyanın diğer bölgelerinde de söz sahibi olabilmek için adımlar atmaktadır. Sözüm ona gelişmiş olan ülkeler Dünya genelinde bir plan uygulayacaklarında bilhassa Ortadoğu’da tek abinin Amerika olamayacağını hatta dünyada nerede mazlum olsa evladı Osmanlının yani Türkiye’mizin bu planın tam ortasında olduğunu hükümetimizce mecbur bırakılarak hissetmişlerdir. Batı hayranı olan insanlara kendimi bildiğimden beri ifrit oluşum, Osmanlı ruhunun ölemeyeceğine olan inancım, evvela Necmettin Erbakan’a akabinde güzide talebesi Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsiyetine güvenişim ve bu sancak altında zerre faydam olabilir mi şiarı ve düşünceleri ve eşimin desteği ile beni partili kıldı.
3- Hukukçusunuz, avukat olmaya nasıl karar verdiniz ?
İlk sorunun cevabında aslında bu soruya da cevap vermiş olduk. Tekraren adalete olan tutkum ve dünya için ne yapabilirim düşüncem ilk kıvılcımdı. Bilindiği üzere avukatlık serbest meslek olup insanın var olduğu her yerde vardır. Hayatta hukukun dokunmadığı hiçbir alan yoktur. İnsan hayatına dokunup onları mutlu etmek, problemlerini çözmek için bu mesleği tercih ettim.
4- Konya’nın sizlere verdiği manevi duygularla ne gibi hizmetler veriyorsunuz?
Bir kere Konya sadıktır. Maneviyata alabildiğine düşkündür bu sebeple maneviyatla yoğurulmuş, sadakatle taçlandırılmış eşrefi mahlukat olan insana hizmet için her olgunun içerisine dahil olmak azim ve gayretindeyiz.
5- Konya’dan bakıldığında siyaset nasıl görünüyor ?
Buna sadece tek bir cümle ile cevap verebilirim bu da başkanımızın cümlesi “Konya ile reisinin arasına hiçbir şey giremez” 48 yıldır tüm hayatını Konya’da ömrünün son 10 yılını birebir ak parti teşkilatlarında geçirmiş bir insan olarak bunu canı gönülden söylüyorum.
6- AK Parti’yi oylarıyla en mutlu eden illerden birisi Konya. Bunun sırrı nedir?
Daha önce de belirttiğimiz gibi Konya maneviyat ve sadakat şehridir. Bu şehir manevi hislerle birine güvenirse sonsuz sadakatle bağlanır. Başkanımızın bu sadakati kazanmış olması en büyük başarı sırrıdır bence.
7- Siyaset hayatında bayan olarak yer almanın zorlukları var mı ? Varsa nelerdir?
Bir hanım olmak her yerde zordur. Zira annelik için yaratılan bir varlık, doğal olarak ultra duygusal yaratılmıştır. Bununla birlikte Ak Parti tabanının, hanımın duygusal bir varlık olmasına itina ile dikkat etmesi ve bizlere tanıdığı pozitif ayrımcılık, siyasette hanım olmayı kolaylaştırıyor. Anlaşılıyorsanız zorlukla karşılaşmazsınız. Bu güne kadar hiç anlaşılamadığımız kadar anlaşılıyoruz çok şükür.