Akdoğan, “Bugüne kadar tuhaf birtakım sıfatlar kullanılıyordu, Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetim, Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetim gibi… Ama bizim onu nasıl tanımladığımız bir anlam ifade etmiyor. Bir yerin adı neyse odur. Biz başka bir isim vermekle onu değiştiremeyiz” dedi.
Akdoğan, katıldığı bir televizyon programında, Diyarbakır etkinliğinin, bölge halkı tarafından da son derece olumlu algılandığını belirtti. Akdoğan, Başbakan Erdoğan’ın “Kürdistan” ifadesini kullanmasını da şöyle değerlendirdi:
“Bugüne kadar tuhaf birtakım sıfatlar kullanılıyordu, Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetim, Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetim gibi… Ama bizim onu nasıl tanımladığımız bir anlam ifade etmiyor. Bir yerin adı neyse odur. Biz başka bir isimvermekle onu değiştiremeyiz. Neticede burası illegal, kayıtdışı bir yer değil. Irak Merkezi Yönetimi de o şekilde tanıyor, dünya da o şekilde tanıyor. Bizim kendi kendimize farklı isimler takmamızın anlamı yoktu. Burada bir normalleşme yaşandı. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı sıfatını kullanmış olduk. Bence daha önceki anormal durumdu. Bunu farklı bir yere de çekmemek lazım. Barzani’nin gelmesi, paralel iki gelişmeyle önem taşıyor; biri Irak Merkezi Yönetim ile Türkiye son dönemde çok ciddi bir normalleşme yaşıyor, buzlar eriyor. Buna paralel olarak Kuzey Irak Yönetimi ile Türkiye’nin daha önce başlattığı ilişkileri devam ettirmesi, yani bunlar birbirinin alternatifi, karşıtı değil; aynı zamanda o ilişkileri de devam ettirmesi önem taşıyor. Türkiye, hem Merkezi Yönetim ile hem Kuzey Irak’la ciddi bir işbirliği, çabası içinde ve bunu devam ettiriyor. Bu meseleyi küçük siyasi hesaplarla değerlendirmek yerine büyük fotoğrafa bakmamız lazım. Büyük fotoğraf da bu ziyaretin, görüşmelerin çözüm sürecine katkı yapacak olmasıdır. Bölgede zaten çözüm sürecine çok ciddi bir destek var. Bu ziyaret buna ivme kazandırdı. Önemli bir sıçrama tahtası pozisyonu gördü.”
-“SÜRECE ENGEL OLMAK İSTEYEN KİM OLURSA BOŞA DÜŞER”-
Halkta çözüm sürecine dair büyük bir istek, irade ve umut olduğunu vurgulayan Akdoğan, şunları ifade etti:
“Buna karşı yapılacak her adım boşa düşmek anlamına gelir. Bu adımı kim atarsa atsın. Sürece engel olmak isteyen kim olursa boşa düşer. Bu yüzden kısa vadede çözüm sürecinde olumsuz anlamda bir gelişme beklemiyorum. Örgüt bu ziyaretten rahatsız olmuş; ancak halk sempati ortaya koyduğu için açıktan bir tavır takınamamıştır. Osman Baydemir karşılamaya geldi, biz belediyeyi ziyaret ettik ama ondan sonra katılım olmadı. Kendi içlerinde de ciddi bir tartışma yaşandığını görüyoruz. Burada problem, PYD ile KDP arasında çok ciddi bir sürtüşme var ve bu sürtüşme, Kuzey Irak’ta bir Kürt konferansı yapılması konusu, Cenevre-2’ye, PYD’nin de içinde olduğu bir yapının katılması gibi konularda ciddi bir gerginlik var. Barzani, özellikle son dönemde, ‘Siz kime karşı devrim yaptınız?’ şeklinde, onların çok öne çıkardığı Rojava Devrimi’ni, yani ‘Diğer Kürt gruplar üzerinde bir baskı kuruyorsunuz’ şeklinde eleştiriler getiriyor.”
-"YENİ BİR DÜZENLEME YAPILABİLİR Mİ; VAKTİ GELDİĞİNDE KONUŞULACAK"-
Akdoğan, Başbakan Erdoğan’ın “Dağdakiler inecek, cezaevleri boşalacak” sözlerinin "af sinyali" olarak yorumlanmaması gerektiğini kaydederek, şöyle konuştu:
“Sürecin amacı terörün son bulmasıdır, silah bırakmadır, dağdakilerin bir şekilde inmesidir. Sürecin zaten amacı budur. Başbakan, bir temenni olarak ifade etti. Bu nasıl formüle edilecektir, nasıl bir düzenleme yapılacak? Genel af konusunda Başbakanımızın tavrı net ama bir şekilde evedönüş yasası ya da diğer yasalar üzerinde çerçeve nasıl tanımlanır, yeni bir düzenleme yapılabilir mi; bu vakti geldiğinde konuşulacak konulardır.”