Erdoğan'ın Suriye yalnızlığı!

Başbakan Erdoğan'ın, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a yönelik son açıklaması 'sen de gideceksin' şeklinde oldu.

İktidar, Esad'ı halkına silah doğrultmakla suçlarken, CHP'nin farklı tutumu MYK toplantısı sonrası bir kez daha ortaya kondu ve 'Batı'nın ileri karakolu' saptaması geldi.

MHP lideri Bahçeli dün Suriye konusunda uyarıda bulunmuştu ve bugün de Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'ten benzer açıklamalar geldi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, Suriye ile ilişkilerin de MYK'da ele alındığını belirterek, ''Öyle görünüyor ki Suriye'de şartlar adeta bir iç savaşa doğru sürükleniyor. Ne yazık ki bizim ülkemizde batılı güçlerin ileri karakolu olarak Türkiye'yi bu süreçte kullanma kararlılığından vazgeçmemiş durumdalar. Biz Türkiye'yi hem Türkiye'nin ulusal çıkarı hem komşularımızın geleceği bakımından bu politikayı değiştirmeye davet ediyoruz.

Sayın Ahmet Davutoğlu'nun sıfır sorun politikasından savaş politikasına çok hızlı bir geçiş yaptığını görüyoruz. Bu politikanın bir an önce Türkiye'nin çıkarların doğrultusunda değiştirilmesi gerektiğini vurguluyoruz.

Sayın Başbakan bugün Suriye Devlet Başkanı'na yönelik ilginç bir cümle sarf etti; 'Gün gelecek sen de gideceksin' dedi. Biz de diyoruz ki halkına zulmeden, yolsuzluklara göz yuman, hukuku çiğneyen her yönetici gidecek buna herkesten önce Sayın Başbakan'da dahil'' şeklinde konuştu.

"İBRETLE İZLİYORUZ"
CHP'nin bu konudaki politikalarını ''Suriye yönetiminden yana göstermek'' gibi çabalar söz konusu olduğunu ileri süren Güler, bunu ibretle izlediklerini, CHP'nin ilkesinin her zaman 'yurtta barış, dünyada barış olduğunu'' vurguladı.

Güler, Suriye'yi hızla iç savaşa sürükleyen olayları gördüklerini ve tüm tarafları bunu önlemek için üzerlerine düşeni yapmaya çağırdıklarını kaydetti.

ZEYBEK'TEN UYARI!
Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek de, yaptığı yazılı açıklamada özetle şu ifadelere yer verdi:

''Türkiye adına korkuyorum. ABD Başkanı Obama'nın başdanışmanı bir açıklama yaptı ve 'Biz Irak'tan ders çıkardık. Artık işgal etmeyeceğiz. Bölgede işbirliği yaptığımız ülkeler var' dedi. İşbirlikçiler var, işbirlikçi.. Neden Amerikan emperyalizminin işbirlikçisi olmalıyız? Böyle bir mecburiyetimiz nereden geliyor? Dünyada neler olup bittiğini herkes doğru anlasın ve bu işbirlikçilikten vazgeçilsin.

Ben Türkiye'nin asla kendisinin olmayan bir savaşa girmesini önlemeye çalışıyorum. Tarih bilen bir insan olarak söylüyorum. Şu anda Suriye'de olanlar Batı tarafından yapılan kışkırtmalardır.

Başbakan, 'Suriye'yi kaç kere uyardık sözümüzü dinlemedi' diyor. Başkalarının sözünü dinlemeye alışarak ülke yönetenler, başkalarını da kendi sözleriyle ülke yönetir hale getirmek istiyorlar.

Neden Suriye Devlet Başkanı, Türkiye Başbakanı'nın sözlerini dinlemeli? Türkiye Başbakanı kendi adına mı bunu istiyor? Hayır. Bugün Suriye ile ilgili yapılan işler, Suriye'nin petrolünü ele geçirmek, Suriye'yi de kolay sömürülen bir pazar haline dönüştürmek üzere yapılan işlerdir. Bu belaya kimse bulaşmamalıdır.''