Ergenekon davasında sanıklar, bugüne kadar dinlenen tanık ifadelerini ve dellileri değerlendiriyor. Sanıklardan terör örgütü itirafçısı Hüseyin Yanç, dinlenen tanıkların aleyhine bir ifade kullanmadığını söyledi. Sanık Deniz Yıldırım ise gazeteci olduğunu, 3. yargı paketine göre tahliye edilmesi gerektiğini savundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 264'üncü duruşmasında Mustafa Balbay, Hasan Iğsız ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 34 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Levent Ersöz ve Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 31 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
Duruşmada dinlenen, birleştirilen Şile kazılarına ilişkin dava dosyasının sanıklarından terör örgütü PKK itirafçısı Hüseyin Yanç, eski örgüt üyesi ve itirafçı olması nedeniyle kendisinin kurban seçildiğini iddia etti. Kendisi ile alakalı beyanda bulunan 13 tanığın dinlendiğini belirten Yanç, tanıkların hiçbirisinin aleyhine ifadesinin bulunmadığını söyledi. Evinde ve iş yerinde yapılan aramalarda suç unsuru hiç bir delil bulanmadığını belirten Yanç, JİTEM'de çalıştığı şeklindeki iddiaların asılsız olduğunu anlattı.
Kendi isteği ile örgütten ayrıldığını ve teslim olduğunu belirten Yanç, "Devlete yardım ettim. Devlet de bana yardım etti. Etkin Pişmanlık Yasası'ndan faydalandım ve özgürlüğümü verdiler bana. Ancak hakkımdaki ön yargı nedeniyle tutuklandım. Devlet beni bırakmayacaksa o halde aileme baksın." diye konuştu.
Daha sonra da Ergenekon davası ile birleşen 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' belgesine ilişkin dava dosyasının tutuklu sanığı Deniz Yıldırım konuşmak için söz istedi. Yıldırım, "Bir takım ses kayıtlarının illegal olarak temin edilip Aydınlık gazetesine ulaştırılması ve benim de genel yayın müdürü olarak bu kayıtlarını Ergenekon örgütünün talimatıyla haberleştirdiğim iddia ediliyor." hatırlatmasını yaptı. Yaptığı bu haberlerden dolayı kimseden talimat almadığını ve bu haberlerin gazetecilik faaliyetinin sonucu olduğunu belirten Yıldırım, "Haberde esas olan kaynağın güvenilir olup olmadığıdır. Ayrıca haber yaparken toplum yararına olup olmadığına dikkat edilir. Bizim haberlerimizde bu kriterlere dikkat edilmiştir." dedi.
Komuoyunda 3. Yargı paketi olarak bilinan yeni yasal düzenleme kapsamında mahkemeye dilekçe verdiklerini belirten Deniz Yıldırım, "Fakat tahliyemizle ilgili bir karar çıkmadı. Bu yargı paketinde 2011 Aralık ayına kadar tüm basın faaliyetleri, cezaların infazının ertelenmesi amir hüküm olarak anlatılıyor. Bu kapsamda hemen tahliye olmamız gerekiyor. İrtica ile Mücadele Eylem Planı sanığı olan Özel Yılmaz hakkında yargılamayı durdurdunuz. Bu karar MİT mensuplarının yargılanması ile yasada yapılan değişiklik üzerine alındı. Özel Yılmaz MİT'çi olduğu için yargılanmıyordu. Terör örgütü üyesi olduğu için yargılanıyordu. Benim açımdan adil olmayan bir karar verdiniz. Tutuklulukta 3 yılımı doldurdum. Bir haberin karşılığı bu kadar uzun tutukluluk olmamalıydı." ifadesini kullandı.
ŞİMDİYE KADAR 153 TANIK DİNLENDİ
Ergenekon soruşturması kapsamında açılan ya da daha sonradan irtibatlı oldukları gerekçesiyle birleştirilen 21 dava dosyasında bugüne kadar 31'i gizli tanık olmak üzere, toplam 153 tanığın ifadesine başvuruldu. İlk tanık ifadesi, Danıştay dava dosyası ile ilgili olarak 23 Ağustos 2010 tarihinde dinlendi. Bu tarihte görülen 153'üncü celsede tanık Orhan Kadı'nın ifadesine başvuruldu. Öte yandan 2012 yılı Mayıs ayından bu yana da yoğun bir şekilde tanık ifadelerine başvuruluyor. Sadece Mayıs ayından bu güne kadar 106 tanığın ifadesine başvuruldu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz