HABER

Ergenekon ne gerçek ne fantezi

İngiliz gazeteci Gareth Jenkins, ABD ve Avrupalı iki araştırma kuruluşu için bir ‘Ergenekon raporu’ hazırladı.

Yabancı gözüyle soruşturmaya büyüteç tutan raporda, soruşturmadaki çelişkilere yer veriliyor. Jenkins’in ilk iki Ergenekon iddianamesini satır satır okuyup hazırladığı 83 sayfalık raporun adı bile, Ergenekon soruşturmasına ‘Batılı gözüyle bakışı’ özetliyor: “Gerçek ile Fantezi Arasında: Türkiye’nin Ergenekon Soruşturması.”

JOHNS Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu (SAIS) ile İsveç Güvenlik ve Kalkınma Politikaları Enstitüsü’nün ortak araştırma ve politika merkezi Orta Asya-Kafkaslar İpek Yolu Çalışmaları’nın talebi üzerine, İngiliz gazeteci Gareth Jenkins bir ‘Ergenekon soruşturması raporu’ hazırladı. “Gerçek ile Fantezi arasında: Türkiye’nin Ergenekon Soruşturması” adı altındaki 83 sayfalık rapor, son açıklanan üçüncü iddianame öncesinde hazırlandı. Rapor, “Ümraniye’de küçük bir ev, Komployu güçlendirme, Ergenekon adı, İntikam ve Panik arasında: Ak Parti’nin kapatma davası etkileri, Müslüman ofis boydan sürgündeki hahama: Tuncay Güney’in garip hikayesi, İlk iddianame, Ağı genişletme, İkinci İddianame, Komplo çok ileride” başlıklarını içeriyor.

Korku iklimi oluştu

İlk iki iddianamede yer alan suçlamaların, soruşturmanın boyutu kadar hırslı olduğunu belirten Jenkins, davanın Türk halkını ikiye böldüğünü söylüyor. Telefon dinlemeleriyle korku iklimi yaratıldığı, soruşturmadaki hataların, davanın büyüklüğünün gerçek suçların ortaya çıkmasını engellediği belirtilen raporda bu sebeple suçluların cezalandırılma fırsatının kaçtığı yazıyor. Jenkins’in raporunda şunlar var:
Savcılar ‘dirençli’

“Kanun uygulayıcıları, Ak Parti’yle bağlantılılarla ilgili iddiaları takip etmekte direnç gösterdi. Eylül 2008’de bir Alman Mahkemesi’nin, Ak Parti’nin önde gelen üyeleriyle bağlantıları, İslami yardım vakfı Deniz Feneri’nin 16.9 milyon Euro zimmetine geçirdiğiyle ilgili kararından sonra bile. Türkiye’nin en büyük medya grubu Doğan Grubu’nun gazeteleri, Alman Mahkemesi’nin ulaştıklarının ayrıntılarını haber yapınca, Başbakan Tayyip Erdoğan parti destekçilerine grubun gazetelerini almamaları talimatını verdi.
Sadece komplo değil

19 Şubat 2009’da vergi otoriteleri, grubun kararlılıkla karşı çıktığı, vergi usulsüzlüğü iddialarıyla aniden Doğan Grup’u 826 milyon (Yaklaşık 525 milyon dolar) ceza verdi. 13 Nisan 2009’da Doğan Grubu’nun bir üst düzey yöneticisi Ergenekon’la bağlantı şüphesiyle bir gece gözaltında tutuldu. 21 Nisan 2009’da Doğan Grubu’nun tüm şirketlerinin devlet ihalelerine girmesi bir yıllığına yasaklandı. Bu içerik kaçınılmaz olarak, Ergenekon Soruşturması’nın sadece soruşturmacıların tutkulu komplo teorileriyle açıklanamayacağı şüphesini güçlendiriyor.

Soruşturmayla ilgili gelişmelerin Ak Parti’ye yakın medyada yer aldığını belirten Jenkins, Ümraniye’de ele geçirilen el bombalarının Cumhuriyet Gazetesi’ne atılanlarla seri numaralarının tuttuğunun ileri sürüldüğünü hatırlatarak, “Ancak bu yanıltıcıydı. MKE yapımı el bombası ve fitillerdeki numaralar, tipini ve yaklaşık üretim tarihini belirtiyordu. Ancak numaralar ardışık değildi. Numaralar ne kanıtladı ne de çürüttü” diyor.

8.5 sayfalık cümle
İngiliz gazeteci, birinci iddianamenin içeriğiyle beraber Türkçesi’nin de çok kötü olduğunu belirtiyor. Jenkins iddianamenin aceleyle yazıldığına örnek olarak da Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’yla ilgili bir cümlenin 8,5 sayfa sürmesini örnek vererek, “Ana fikri içeren hiçbir şey olmayan bir cümle. Çoğunlukla içeriklerinden ayıklanmış ayrı aşamalarda, 2 Şubat’tan 4 Mart’a kadar 26 ayrı kişiyle 32 ayrı telefon konuşmasından alıntılar” diyor.
Güney’in Türkçesi o belgeler için yetersiz

İNGİLİZ gazeci Gareth Jenkins’in raporunda, Tuncay Güney için de şu görüşler yer alıyor:

“Tuncay Güney’in Türkçesi, evinde ele geçirilen belgeleri yazmaya yeterli değil. Zaten Güney’in evinde ele geçirilen ve daha sonra 1. Ergenekon iddianamesini oluşturan tüm belgeler, güncel veya geçmişten çok gelecek senaryolarını tanımlıyor.

İnternette belge çok

Yazarları onları kati planları öncesi tasarı olarak yazmış olabilir. Buna karşın internette dolaşan sayısız benzer belge var. Neredeyse hepsi kendi alanlarında hırslı oldukları kadar gerçekleştirilemez, laik, ulusalcıların günlük hayalleri, dilek listeleri.” (Hürriyet)

En Çok Aranan Haberler