Ergenekon ana davasında yaklaşık 4 yıldır tutuklu olduğunu dile getiren sanıklar Kemal Kerinçsiz ve Hayrettin Ertekin, tahliye edilmeleri için mahkeme tarafından istenen her tedbire razı olduklarını söyledi. Tahliyesi için mahkemenin öngöreceği her türlü teminatı da karşılamaya razı olduğunu belirten Ertekin, gerekirse 100 kilo altın, istediğiniz kadar tapu ya da para verebileceğini söyledi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon ana davasının 208. duruşmasında Veli Küçük, Doğu Perinçek ve Muzaffer Tekin'in de aralarında bulunduğu 27 tutuklu sanık ile başka suçtan tutuklu sanık Semih Tufan Gülaltay ve tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk hazır bulundu. Tutuklu sanıklar Sevgi Erenerol ve Alparslan Arslan ise duruşmaya gelmedi. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, sanıklar ile avukatların taleplerinin alınması için tanıklar ile gizli tanıkların dinlenmesine ara verdiklerini açıkladı. Kimlik yoklamasının ardından da sanıkların talepleri ile duruşmaya devam edildi. Tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz, mahkeme tarafından tahliye talepleri değerlendirilirken tutukluluğun devamına ilişkin verilen kararda yeterli gerekçe bulunması gerektiğini söyledi. 47 aydır tutuklu olduğunu dile getiren Kerinçsiz, "Belli iş ve ikamet sahibi olmam, toplum içindeki konumum nedeniyle kaçma ya da delilleri karartma ihtimalim de kalmamıştır. Kaldı ki bu kadar yargılamadan sonra toplanacak delil de kalmamıştır. Bu süreçte mesleğim olan avukatlık görevini yerine getirmek de istiyorum. Bu nedenle mahkemenin belirleyeceği, gerekirse yurt dışına çıkma yasağı, her gün imza verme gibi her tedbirin, hatta hepsinin bir arada uygulanması ile tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum." dedi. Kerinsiz'in ardından tutuklu sanık Hayrettin Ertekin de aynı şekilde tahliyesini istedi. İddianamede hakkında iddia edilen silah suçlamasını da kabul etmediğini söyleyen Ertekin, "Kuyumcuyum, birçok iş yerim var. 160 bin kuyumcuda benim altınlarım satılıyor. Bu nedenle uzun namlulu silah ruhsatı olan güvenlik görevlisi çalıştırma yetkim var. Ruhsatlı bir silahım vardı ama emniyete hibe yolu ile devrettim. İddianamede geçen silah ise zamanında unuttuğum antika bir silahtır. Silaha gerek duyacak olsam sayısız polis ve subay emeklisi var, onları yanımda işe alırım. Oysa benim buna ihtiyacım yok. Çünkü silahlara karşı olan bir insanım." diye konuştu. "Tahliye edilmem için her türlü teminat kararına razıyım." diyen Ertekin, "Gerekirse 100 kilo altın, istediğiniz kadar tapu ya da istediğiniz kadar para verebilirim. Bir gün duruşmalara gelmezsem bunlar devlete irat olarak kaydedilsin." ifadelerini kullandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin vereceği herhangi bir karara itibar etmediğini belirten Hayrettin Ertekin, bu nedenle AİHM'e başvurmayacağını, Türk yargıçlarının vereceği kararın, kendisi için çok daha muteber bir karar olacağını söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz