HABER

Ergenekon'un karakutusu konuştu

Ergenekon'un karakutusu konuştu

Elinden alınan belgelerle Ergenekon dışında birçok olayın deşifre edilebileceğini iddia eden Güney Cumhuriyet Gazetesi'ne konuştu:

'Ergenekon'un kökleri dışarıda'

Ergenekon terör örgütüne ilişkin davanın kilit ismi Tuncay Güney, iddianamede yer alan "Yeşil'in Veli Küçük olduğu" yönündeki iddiaları doğruladı. Güney, "Ben bir burjuvayım, ücretimi verene çalışırım" diyerek geçmişte Fethullah Gülen'in özel kalemliğini yapmadığını, ancak bugün böyle bir teklif gelse yapabileceğini söyledi. Güney, "Mesleğim gereği hayatım boyunca üst düzey insanlarla görüştüm, uluslararası stratejistlerle aynı masaya oturdum, Ortadoğu'ya seyahat edip analizler yaptım. Tabii ki bu belgeler bana gelecek" dedi. Evinden alınan 6 çuval belgenin arasında yalnızca Ergenekon terör örgütüne dair bilgilerin yer almadığını söyleyen Güney, "Bugün deşifre olması gerektiği için yalnızca Ergenekon'un deşifre olduğunu" söyledi. Güney ayrıca, Ergenekon'un köklerini Türkiye'de aramanın yanlış olduğunu kaydetti. Ergenekon operasyonunun kilit ismi Tuncay Güney, yaşam tarzı, siyasi görüşü, gazetecilik hayatı, kurduğu üst düzey ilişkileri, Ergenekon iddianamesiyle davasına ilişkin görüşlerini Cumhuriyet'e anlattı.

ORTADOĞU'DAKİ İLİŞKİLER

- Sayın Güney, hakkınızda çok fazla bilgi var. Sizden dinlemek istiyoruz. Tuncay Güney kimdir?

1972 Çorum doğumluyum. 1993-1996 yıllarında aralarında Samanyolu Televizyonu, Milliyet, Sabah ve Akşam gazeteleri, Yeni Strateji dergisi olmak üzere birçok yayın organında çalıştım. Üniversite mezunu değilim, yabancı dil olarak Amerika'ya geldiğimde İngilizce öğrendim. İmam hatip mezunu değilim. 1997 yılında askere gittim ancak daha sonra askerlikten muaf tutuldum. Ben Türkiye'de gazetecilik yaptığım yıllarda Ortadoğu ülkelerine seyahat ettim. Ortadoğu'da birçok insanla tanıştım. Ortadoğu'yu gezdikten sonra baktım, bütün peygamberler buradan çıkmış. Savaşlar, kavgalar burada. Bu ülkeler üzerine çok iyi analizler yaptım ve buranın üst düzey insanlarıyla görüştüm. Talabani ve Barzani ile de görüştüm. Türkiye'deki işadamları, elçilikteki insanlar bunlarla ilişkim her zaman çok iyi olmuştur.

Türkiye'de 7 gün gazeteye giderdim. Herkesten önce gazeteye gider çalışırdım. Çok kitap okurum, dergiler, mahkeme dosyalarını takip ederdim. Polisin sorgu sistemine, kimin nerde yalan söylediğine özellikle dikkat ederdim. Bunlar benim ilgi alanım.

'UÇUK BİR İNSANIM'

- Siyasi görüşleriniz? Kendinizi ideolojik olarak nerede konumlandırıyorsunuz?

Ben bir burjuvayım. Taksim'deki yasak kulüplere girmeyi severdim. Travesti kulüplerine, komünist kulüplere giderdim. Saplantılı bir ideolojim yok. Ne solcuyum, ne sağcıyım ne de dinciyim. Hele ki dinle bir ilgim hiç olamaz. Uçuk bir insanım. Lüks hayata düşkünüm. Yasak olan her şeyi severim, yasakların üzerine giderim. Örneğin İran konsolosuyla gazetecilik yıllarımda travesti kulübünde buluşurdum. Çünkü o dönemlerde takip edilirdim, istihbarat birimleri oraya giremeyeceği için bu tip yerlerde görüşürdüm.

- Hakkınızda Fethullah Gülen'in özel kalemi, CIA ajanı olduğunuz yönünde iddialar var. Bu iddiaların çıkış noktası ne olabilir?

Samanyolu TV'de yaptığım programdan ötürü bana Fethullah Gülen'in özel kalemi dediklerini düşünüyorum. Ha, teklif gelse Gülen'in özel kalemliğini yapar mıydım, evet yapardım. Bugün gelse yapar mıyım? Şartlar müsait olursa, kendime uygun bulursam yaparım. Neden yapmayayım? Cumhuriyet gazetesine de çalışırım hiç fark etmez. Ben ücretime bakarım.

'KÜÇÜK'ÜN KOD ADI YEŞİL'

- Veli Küçük'le ilişkinize gelirsek? Siz bir gazeteciydiniz, nasıl başladı bu ilişki?

Veli Küçük kariyerli bir adamdır, entelektüel bir adamdır fakat diplomasi bilmez. Milliyetçi ya da ülkücü falan değildir. Atatürkçüdür. Ben birçok üst düzey insanla olduğu gibi Veli Küçük'le de tanıştım. Bana çok güvenirdi. Fikirlerime çok önem verirdi. Ama bu "Yeşil" meselesinde, yani Veli Küçük'ün Yeşil olduğu meselesinde, hayret bu savcı çok iyi çalışıyor... Veli Paşa'nın bir özelliği vardır, hayali insanlar yaratır. Gider halktan bir tane elektrikçi bulur, ona dinleme cihazı bağlar, sonra onunla arkadaş olur. Nâzım Hikmet'in "Taranta-Babu'ya Mektuplar" diye bir kitabı var. O kitapta Cezayirli bir çocuğa mektup yazılmıştır, ancak böyle bir çocuk yoktur ki. Bu yazarın hayalinde kurmuş olduğu bir şeydir. Veli Küçük de aynen bunu yapardı.

- Sizin Ergenekon davasında tanık ya da sanık olmamanız da hukuka dair bir ironi değil mi?

Neden olayım? Bir ülkenin kendi emniyet müdürü bilgi kararttıysa... Ben tanık olabilirim belki, ama bana güven verilmesi lazım. Beni zorla Türkiye'ye getirirlerse belki. Ama beni sanık yapamazsın. Ben hüviyeti olacak bir adam değilim, global bakarım.

- Çevrenizde bu denli üst düzey insanlar varken sizden şüphelenen olmadı mı?

Ben çoğu zaman salağı oynardım. Duymamam gereken şeyler olduğunda ben zaten salak bir insanım, ne dediğinizi anlamıyorum derdim. "Siz beni o zaman tanısaydınız, şu adama bak, bununla konuşan herife ben.." der küfrederdiniz. Bana o zaman derlerdi: "Seni gazeteci yapanın ben.." diye. Ama şansa bakın ki bu kadar önemli dosyalar bana geliyordu.

- Yalnızca Ergenekon belgesi miydi bunlar?

Hayır, ne yalnızca Ergenekon belgesiydi ne de yalnızca Veli Küçük'ten geliyordu. Altı çuval belgem alındı benim. Orada sadece Ergenekon dosyası mı vardı sanıyorsunuz? Ben hayatım boyunca Ergenekon'la mı uğraşmışım? Bugün sadece deşifre olanlar bunlar. Neden deşifre oldular siz ona bakın. Bugün, Ergenekon'un ortaya çıkması gerektiği için yalnızca bu belgeler deşifre oldular.

'HATIRLAMIYORUM'

- Başka ne tür belgeler vardı?

Susurluk olayında Urfalı milletvekilinin dediği gibi: "Kafamı çarptım ve hatırlamıyorum." Bunların hepsini unuttum ben. Türkiye'den ayrılalı 7 yıl oldu.

- Bu durumda kullanıldığınızı hiç düşünmediniz mi?

Hayır ben güvenilir bir insandım. Sadece Veli Küçük değil. Bugün insanlar sadece Küçük'ü biliyor. Kullanıldığımı düşünmüyorum. Eğer ortada bir kullanılan varsa General Küçük ya da diğer insanlar kullanılmıştır.

- Buraya kadar mıdır Ergenekon? Gerisi gelir mi?

Ergenekon'un çalışma planlarına bir bakın. Ergenekon meselesi Türkiye içerisinde, yani Misaki Milli sınırları içerisinde bir hareket değildir. Amerika'ya, Ortadoğu'ya uzanır bu ilişki. Amerika şu an bastırıyor bu işin açıklanması için. Bir söz vardır: "İngilizler adamı gıdıklayarak öldürür". Amerika da aynen bunu yapıyor. Türkiye'yi gıdıklayarak öldürüyor. Gazeteleri okurken gülüyorum. Ergenekon'u Türkiye içinde aramaları çok komik.

- Türkiye'nin Ergenekon'un köklerini yanlış platformda aradığını söylüyorsunuz.

Evet özellikle gazeteciler. Meseleyi içeriğe gömülmüş toprakta arıyorlar. İnsanlar böyle bakarken biz de Ergenekon'u anlatamıyoruz. Neden anlatamıyoruz? Çünkü yasak var. Ülkede demokrasi yok. Bu işi kapatan gazeteciler.

En Çok Aranan Haberler