Cinsellikle ilgili yanlış bilgiler, sorunlara davetiye çıkaran şehir efsanelerini yaratıyor... Prof. Dr. Halim Hattat, “Cinsel problemler yaşayan erkekler efsanelere inanmasın” diyor
Sağlık konusunda şehir efsanelerine çok sık rastlanır. Konu, zaten açıkça konuşulamayan cinsellik olduğunda ise bu efsaneler iyice çoğalır. Şehir efsaneleri cinselliğe bakışı etkiler, yanlış bilgiler ise cinsel sorunların başlaması ve devam etmesinde önemli bir rol oynar. Hattat Hastanesi ve Aile Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat, erkeklerin inandığı 12 şehir efsanesiyle ilgili gerçekleri anlattı...
Erkekler her zaman ve sürekli cinsel istek duymazlar. Hormonlar, hastalıklar, ilaçlar, duygular, düşünceler, sigara-alkol kullanımı ve stres gibi birçok faktör, cinsel isteği azaltabilir. Bir erkeğin cinsel isteksizlik yaşaması, her zaman eşinden soğuduğu anlamı da taşımaz. Her erkek hayatın getirdiği sorunlardan dolayı veya geçici sebeplerle dönem dönem cinsel isteksizlik yaşayabilir. Bu durum uzun süre devam ederse doktora başvurulması gerekir.
Yaşlılık sürecinde, tüm vücut fonksiyonlarında yavaşlama olur. Cinsel fonksiyonlarda da durum böyledir. Erkekte penis yapısında değişiklikler, sertleşme süresi ve kalitesinde azalma, cinsel istekte değişimler görülebilir. Ancak bunlar cinselliğin bittiği anlamına gelmez. Ülkemizde birçok erkek, yaşlılık sürecinde artan cinsel sorunları normal kabul ediyor ve kendini emekliye ayırıyor. Oysa tüm cinsel sorunların tedavisi vardır ve ömür boyu keyifli cinsellik mümkündür.
Az miktarda alınan alkol, cinsel olarak uyarıcı olsa da yüksek miktarlarda alkol tüketimi depresan etki yaratır ve fonksiyon kaybı hatta sertleşme problemine yol açar. Kadınlarda da aşırı alkol tüketiminin cinsel sorunlara yol açtığı araştırmalarla ortaya çıktı. Eğer ille de alkol tüketecekseniz, almanız gereken azami miktar erkekler için günde iki, kadınlar içinse günde bir kadeh olduğunu unutmayın
Sertleşmeyi oluşturan biyokimyasal süreçlerin baş aktörü; nitrik oksit maddesidir. Bu madde ancak cinsel istek olduğunda salgılanabilir ve sertleşmeyi sağlayan diğer maddelerin oluşumunu destekler. Sertleşme sorununun tedavisinde kullanılan ilaçlar, bu maddelerin etki sürelerini uzatır. Ancak bu ilaçların cinsel istek üzerinde hiçbir rolü yoktur. Bu ilaçlar sadece cinsel istek varsa işe yarar. Ayrıca, sertleşme sorunu yaşayan her erkek de performans ilaçları ile başarılı sonuç alamayabilir.
Prostat hastalıkları, cinsel yaşamı olumsuz yönde etkiler. İdrar sorunu yaşayan erkek, bunun beraberlik esnasında olmasından çekinerek cinsellikten soğuyabilir ve cinsel istek problemleriyle karşılaşabilir. Başarılı olamayacağı endişesi ile performans anksiyetesi geliştiren erkek, sertleşme sorunları yaşayabilir. Erken boşalma sorunu da prostat hastalıklarında sıklıkla görülür. Bu nedenle prostat hastalıklarının tedavisinde, cinsel fonksiyon sorunlarına yol açmayan tedavilerin tercih edilmesi çok önemlidir.
Kalp krizinden sonra cinsel yaşamı etkilenmeyen pek çok kişi var... Burada önemli olan, kalp krizine veya başka bir kalp problemine yol açan risk faktörlerinin iyi değerlendirilmesidir. Yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, diyabet, metabolik sendrom, şişmanlık, sigara kullanımı gibi faktörler; sadece kalp sağlığını risk altına sokmaz, cinselliği de olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle ailenizde kalp rahatsızlığı sık görülüyorsa, düzenli kontrol yaptırarak riski azaltın. Kalp testlerinde (efor testi gibi) problem yaşamayan kişilerin cinsellikten uzak durmalarına gerek yoktur. 10 saniyede rahatlıkla 20 merdiven çıkıyorsanız cinsel ilişki kurmanızda hiçbir engel yoktur.
Cinsel ilişki sıklığının ‘normal’ bir sayısı yoktur. Bu bazı çiftler için her gün, bazıları için haftada ya da ayda birkaç keredir. Önemli olan cinsel ilişki sıklığından ziyade yaşanan cinselliğin fiziksel, duygusal ve psikolojik tatmin sağlamasıdır. Eğer bu tatmin azalırsa sorun mutlaka incelenmelidir. Uzun aralıklı ilişki yerine periyodik beraberlikler tercih edilmelidir.
Tüm cinsel problemleri organik, psikolojik ve sosyal boyutlarıyla ele almak gerekir. Cinsel sorunlar bazen sadece psikolojik nedenlerle ortaya çıksa da sadece ve her zaman psikolojik değildir. Organik faktörler, hayat tarzı alışkanlıkları, hastalıklar, ilaçlar ve beslenme şekli cinsel sağlığı etkiler. Probleminizin psikojik olduğunu düşünerek doktora gitmemezlik etmeyin. Cinsel sorununuzun ardında hiç farkında olmadığınız organik bir problem de yatıyor olabilir.
Uzun ilişkilerde, çiftlerin birbirini arzulamasında azalma görülebilir ama bu durum her çift için geçerli değildir. Uzun süreli ilişkilerde, cinsel beraberlik sıklığının azalması normaldir. Ancak; doyurucu, kaliteli ve sevgi dolu bir beraberlikte cinsel ilişki sıklığı azalsa da cinsel ilişkiden alınan tatmin değişiklik göstermeyecektir.
SEVİŞME HER ZAMAN SPONTAN GELİŞMELİ
Cinselliği sürekli olarak zaman, mekan ve koşulların uygun düştüğü şekilde yaşayamazsınız. Erkek eve yorgun gelir, banyo yapmamıştır, streslidir; kadın da tüm gün koşuşturduğu için bakımlı olmaya vakti bulamamıştır.
Bu durumda cinsellikle ilgili hisler kendiliğinden oluşursa, ertelemeden o anı yaşamak çok doğrudur. Ancak bu şehvet hisleri, her zaman kendiliğinden ve bir anda gelişmek zorunda değildir. Karşılıklı istek olduğunda çeşitli uyarılarla cinselliği teşvik etmek yanlış değildir.
Cinsellik bir yarış değildir! Orgazm da varılması gereken bir bitiş çizgisi olarak görülmemelidir. Yakınlık belirten davranışlarda bulunmak ve kaliteli bir cinsellik yaşamak önemlidir ama bu her seferinde orgazm ve boşalmayla sonuçlanmak zorunda değildir.
Aynı anda tatmin olmayan veya her seferinde orgazm yaşamayan kişiler, kendilerinde eksiklik olduğunu düşünmesin. Ama orgazm ve boşalma eksikliği devamlılık gösterirse neden kaynaklandığını anlamak için doktora gitmek gerekir
Sevişmek ille de cinsel birleşme olacak demek değildir. Sevişmek; dokunmayı, sarılmayı ve tatmin eden diğer davranışları da içerir. Önemli olan sizin partnerinizle birlikte tatmin olmanız, keyifli bir beraberlik yaşamanızdır.
Özellikle sertleşme sorunu, erken boşalma, isteksizlik gibi problem yaşıyorsanız, cinselliği sadece birleşme olarak görmemeniz tedavi sürecinize de olumlu yansır. Ayrıca tüm fiziksel yakınlaşmalar, sevişme ve birleşmeyle sonlanmak zorunda değildir.