Genelde fazla güzel kızlarla çevrili bir ortama o'nsuz girdiğimizde, telefonda karşılaştığımız o soru var ya; ''Kimseye bakmıyorsun değil mi?''
Veya yumuşatılmış ve tatlışlaştırılmış hali ile; ''Sevgilime bakmasın kimse...''
Yanıtımız da hep aynı: ''Benim gözlerim senden başka kimseyi görmüyor ki aşkım.'' Bunun biyolojik olarak mümkün olmadığının herkes farkında beyler. Sevgililerimiz de farkında. Bu yalanı yine de söyleyerek sevgilimizden +10 sadakat puanını kapabiliriz tabii, amma velakin...
Porno yıldızları ile ilgili yazdığımız yazıların okunma sayılarından da anlamaktayız ki; hepimiz yalancıyız beyler. Hepimiz izliyoruz işte...
Kız arkadaşınız da bunun farkında, haberiniz olsun. Yalnızca henüz kanıtlara ulaşamadı.
Bir gün gelecek, bilgisayarınızı açık unutacaksınız. Sevgiliniz sizin bilgisayarınızın başına geçecek, tam Tureng yazacakken bir anda Thumbzilla çıkacak adres barında. Rezil olacaksınız.
Hatta bu yalanımızı sevgilimizin arkadaşlarından, sevgilimizin aile bireylerine kadar uzatıyoruz ya... Onlarla vakit geçirmekten çok büyük keyif aldığımızı her fırsatta söylüyoruz ya... Ah biz erkekler!
Sevgililerimiz için değerli olan insanlara değer vermemiz, onlarla iyi vakit geçirebiliyor olmamız elbette ilişki için harika artılar. Biz de öyleymiş gibi davranıyoruz işte.
Bak bak bak. Teklife bak... Bir kadına ''aslında ben de senin gibi düşünüyorum, çok başka bir erkeğim ben. Çok duygusalım, birbirimizi tanımamıza önem veriyorum''u hissettirmek için söylenen sözlere bak.
Böyle hissettiklerinde bize daha da açılacaklar, daha da sıkı sarılacaklar. Değil mi? İşgüzarlığın böylesi!
Arkadaşlar. Açık olalım.
Hayır. Evde Playstation'da PES çeviriyorduk aslında...
Telefonu da sessize almıştık maç bölünmesin diye.
Ama böyle söyleyemiyoruz değil mi? İlla ki bir takım aldatmacalar, kandırmacalar, kendimizi haklı göstermeceler... Bu yalanımız bir kere yakalandığında, gerçekten çok meşgul olduğumuz anlardaki 'geri dönememe' hakkımızı da kendi ellerimizle sevgililerimize teslim etmiş oluyoruz arkadaşlar.
Hani ilk yalanımız vardı ya; ''Gözlerim sadece seni görüyor bi'tanem'' minvalinde gelişen?
İşte o yalanın perde arkasında gelişen o başka kadınlarla Facebook Messenger'dan muhabbetleşmelerimiz, tüm o cümlelerde masum flörtözü oynamamız filan, bir noktada bizi çok fena faka bastırıyor.
Hayır azıcık heyecan yaşayalım, çapkınlık nasıl bir şeymiş görelim diyoruz ama; doğru düzgün yalan söylemeyi bile beceremiyoruz ki!
Artık ayıkla pirincin taşını: Cansu kim? Neden bize mesaj atmış? Neden kalpli smiley koymuş mesajın sonuna? Neden bizi cumartesi akşamı Tektekçi'ye davet ediyor?
Yağmur yağmadıkça topraktan kafasını dışarı çıkarmayan o solucanlar var ya, kaldırımlarda üzerlerine basmayalım diye resmen sek sek oynayarak yürüdüğümüz;
İşte onlar bile bunun yalan olduğunun farkında.
Aldı işte. Kendi de biliyor kilo aldığını.
Ama ne yalan söyleyelim, harbiden de güzel yalan... Vallahi iyi yalan.
Söylenmesi gereken bir yalan. *Çünkü bu yalanı söylemezsek **ya asık bir suratla karşılaşıyoruz, ya da tam alnımızın çatına doğru uçarak gelen bir nesne ile***.
Evet.