HABER

"Erken seçim kararını destekliyoruz"

Avrupa Birliği'ne (AB) uyum yasaları ile seçim ve siyasi partiler yasa değişikliklerini de içeren bir erken seçim kararını destekleyeceklerini belirten Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Refik Baydur, "İş güvencesine karşı değiliz ancak hükümetimizden, verdiği söze, imzaladığı protokole sahip çıkmasını, tehditlere boyun eğmemesini bekliyoruz" dedi.

"Erken seçim kararını destekliyoruz"

Sheraton Oteli'nde Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte bir basın toplantısı düzenleyen TİSK Başkanı Baydur, olası bir seçime mevcut Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası ile gidilmesi durumunda, seçim sabahı pek fazla bir şeyin değişmeyeceğini ifade ederek, "Eğer son günlerde verdikleri beyanatlarında siyasi parti temsilcilerimiz samimiyseler, sivil toplum örgütlerinin, meslek örgütlerinin ve halkımızın sesine kulak veriyorlarsa, öncelikle bizlere daha sağlıklı bir seçimin ve demokratikleşmenin kapılarını açacak Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası'nda beklenen değişiklikleri yapmaları gerekir" diye konuştu.

"SEÇİM UĞRUNA TAVİZ VERİLMEMELİDİR"

Baydur şöyle devam etti:

"Üstüste yaşadığımız ekonomik krizler nedeniyle ödemeye devam ettiğimiz ve gelecek nesillerimizin de ödeyeceği ağır faturalara yenilerinin eklenmesine tahammülümüz yoktur. Ekonomiyi rayına oturtmak için uygulamaya konulan ekonomik tedbirlerden ve verilen taahhütlerden seçim uğruna taviz verilmemelidir. Üç işçi konfederasyonu lideri seçim ortamını fırsat bilerek; işi siyasi partileri tehdit boyutuna vardıracak şekilde, AB'ye uyum yasaları paketine iş güvencesi yasa tasarısının da dahil edilmesine çalışmaktadır. TİSK olarak bu girişimi yadırgadığımızı vurgulamak isteriz."

Bir yıl önce TİSK, Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın; İş Kanunu'nun bütün olarak ele alınmasını, özel sektörün iş ve gelir oluşturma girişimlerini destekler, mükerrer ödemelerden arındırılmış, çağdaşlık ve esneklik normlarının yanı sıra iş güvencesini de içeren çağdaş ve esnek bir İş Kanunu'nun hazırlanmasını öngören protokole imza attıklarını hatırlatan Baydur, "Şimdi başlatılan bu girişim, hem bilim kurulunun tamamladığı çalışmayı yok saymak hem de sosyal diyalog sürecini ve kurulmaya çalışılan çağdaş endüstri ilişkilerini hiçe sayarak TBMM üzerinde baskı kurmaya çalışmaktır" dedi.

Olmayan işin güvencesinin de olmayacağını sözlerine ekleyen Baydur şöyle konuştu:

"İşçi konfederasyonu başkanlarının bu son çıkışı, bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın önerisi üzerine imzalanan protokolleri oluşturan bilim kurulunun çalışmalarını, Hükümet üyelerinin açıklamalarını yok saymaktır ve sağduyuyu kaybetmekle eş anlamlıdır. Dolayısıyla iş güvencesinin tek başına bir seçim ve oy tavizi olarak koparılmaya çalışılması, işçilerimize hiçbir güvence sağlayamaz. Türkiye'nin önündeki sorunlar giderilmedikçe, yatırımların önü açılmadıkça, katma değer oluşturulmadıkça, üretilmedikçe istihdam oluşturulamayacak, oluşturulamayan istihdamın güvencesi de olmayacaktır."

"TÜRKİYE HASSAS BİR NOKTAYA GELDİ"

Baydur, Türkiye'nin hassas bir noktaya geldiğini de sözlerine ekleyerek, "Atacağımız birkaç adım bize yarınları kazandıracak ya da yarın ümitlerimiz hiçbir zaman olamayacaktır. Eğer dünyayla bütünleşmek, yarınları kazanmak istiyorsak; cesaret, oy kaygılarından ve tehditlerden arınmak, zenginliğin yolunu açan gerçekleri görmek, işsizlik tehlikesine çözüm, engelleri aşmak ve reel sektörün, ulusal ekonomimizin dinamosu olduğunu anlamak lazımdır. Bütün bunlar için de değişmek lazımdır, uyanmak lazımdır" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA

En Çok Aranan Haberler