"Otizmde Tarama, Tanılama ve Eğitim Modelinin Geliştirilmesi Projesi" kapsamında İstanbul’da yaşayan, 18-36 ay arası çocuklar, otizm spektrum bozuklukları riskine karşı taranacak. Proje ile ilgili aile hekimlerinin bilgilendirilmesi çalışmalarının başladığını belirten Prof. Dr. Özgür Öner, "Amaç, 18-36 ay arasındaki çocuklara aşı, kontrol, muayene gibi sebeplerle bir araya gelen aile hekimlerine Otizm konusunda farkındalık oluşturmak ve çocukları bu dönemde tanılayarak tedavi ve eğitime erkenden başlamak" dedi.Tohum Otizm Vakfı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen "Otizmde Tarama, Tanılama ve Eğitim Modelinin Geliştirilmesi Projesi" kapsamında İstanbul’da yaşayan 18-36 ay arası çocukların otizm spektrum bozukluklarına karşı taranacak.Proje kapsamında aile hekimlerinin bilgilendirilmesi çalışmalarının başladığını belirten Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Özgür Öner, "Amaç, 18-36 ay arasındaki çocuklara aşı, kontrol, muayene gibi sebeplerle bir araya gelen aile hekimlerine Otizm konusunda farkındalık oluşturmak ve çocukları bu dönemde tanılayarak tedavi ve eğitime erkenden başlamak" diye konuştu.Otizm spektrum bozukluklarının her 68 çocuğun birinde görüldüğüne dikkat çeken Öner, "Bu, oldukça yüksek bir orandır. Otizm spektrum bozukluklarının erken tanınması ve yoğun bir tedavinin erken başlanması durumunda bozukluğun seyrinin daha iyi olabileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur. Bu nedenle, otizm spektrum bozuklukları erken tanısı için tarama ilk adım olarak görülebilir. Bir yıl sürecek proje sonrasında İstanbul’da Otizm konusunda sağlıklı istatistikler elde edilmiş olacak" ifadelerini kullandı.Tarama ve erken tanı için en uygun dönemin 18-36 ay arası olduğunu vurgulayan Öner, "Bu dönemde rutin çocukluk aşıları sırasında aile hekimleri ve onlar ile çalışan veya herhangi bir şekilde bu dönemde çocuklarla temas halinde olan bütün sağlık personeli otizm taraması için en uygun personeli oluşturmaktadır. Bu sağlık çalışanları, sağlıklı çocuk izlemini hali hazırda yürütmektedir; yapılması gereken bu izleme otizm tarama ve değerlendirilmesinin yerleştirilmesidir. En uygun görünen yöntem, sık kullanılan bir tarama ölçeği (örneğin M-CHAT-RF) kullanılması ve sağlık personelinin otizmin temel bulgularını gözlemlemeyi öğrenmesidir. Ölçekte belli bir puanın üzerinde alan çocukların anne babaları ile daha sonra otizm lehine görünen davranışların daha ayrıntılı bir değerlendirmesinin telefon veya yüz yüze görüşme ile yapılması gerekir. Bu değerlendirme sonucunda da risk altında görülen olguların, kardeşinde otizm olan bütün çocukların ve anne/babanın otizm ile ilgili endişelerini ifade ettiği tüm çocukların ayrıntılı bir değerlendirme için çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanına yönlendirilmesi gereklidir" diye konuştu.Özgür Öner, taramadan sonra kesin tanı konması ve vakit kaybetmeden eğitim sürecinin başlaması gerektiğinin altını çizerek, "Ne yazık ki, bu adımların her ikisinde de yurdumuzda ciddi sorunlar bulunmaktadır. Daha fazla uzmanın dengeli dağılımının ve uzmanların hizmet içi eğitimlerinin sağlanması, sağlık kurulu ve ‘Rehberlik Araştırma Merkezi’ raporlama süreçlerinin daha pratik hale getirilmesi, özel eğitim kurumlarının yetkinliklerinin ve bu kurumların denetimlerinin arttırılması, devletin ve özel sigortaların daha yoğun bir eğitimi desteklemesinin sağlanması gerekmektedir" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz