KADIN

Erken Teşhisle Kanseri Yenin

Ailesini kanserden kaybetti kendisi erken teşhisle kurtuldu

Erken Teşhisle Kanseri Yenin

Ailesinde kanser öyküsü bulunan kişiler için en ürkütücü hastalıkların başında gelen kanser, günümüzde erken teşhis olanakları sayesinde başarı ile tedavi edilebiliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de ailesinin kanser açısından “sabıkalı” olduğunu söyleyen emekli milli eğitim müfettişi, 64 yaşındaki Yüksel Canbolat. Kolon kanseri olduğu başlangıç aşamasında teşhis edilen ve Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Serdar Akça’nın tedavi ve yönlendirmesi ile sağlığına kavuşan Canbolat “kanserden değil, geç kalmaktan kork” diyor.

1-7 Nisan Kanser haftası nedeniyle bir araya gelen Yüksel Canbolat ve Doç. Dr. Serdar Akça, Canbolat’ın kolon kanserini yenme öyküsünü anlattı ve kolon kanseri ile ilgili önemli mesajlar verdi.

Kolonoskopi ile zamanında teşhis
Babasını gırtlak kanserinden, annesini pankreas kanserinden, kardeşini mide kanserinden kaybeden Yüksel Canbolat’ın iki kız kardeşi ise erken dönemde teşhis edilebildiği için meme kanserinden kurtulabilmiş. Canbolat’ın kendisinin kanser ile tanışması ise 50 yaşından sonra olmuş. “Zaten kontrollerimi yaptırıyordum.” diyerek söze başlayan Canbolat kansere yakalandığını nasıl öğrendiğini ise şu sözlerle anlatıyor: “Bir gün anüsten bir pıhtı geldiğini gördüm. Bunun daha sonra kanserle bağlantılı bir durum olmadığını öğrenecektim. Ancak yine de bu belirti Doç. Dr. Serdar Akça’ya gitmemi sağladı. Serdar Bey beni hemen kolonoskopiye aldı. Bu işlemde poliplerin dağılmış olduğunu gördü. Biyopsi alındı. Biyopsi sonucu kanser teşhisi konuldu. Beni hastaneye getiren önsezim doğru çıkmış oldu. ”

Kemoterapi ve radyoterapiye gerek kalmadı!
Kolon Kanserini ilk aşamasında yakalayan Canbolat, kemoterapi ya da radyoterapiye ihtiyaç duymamış. Zaman kaybetmeden ameliyat olarak hastalığı yenebilmiş. Bağırsağının yüzde 50’si alındığı için bir dönem sadece hazımsızlık problemi yaşasa da bunun da artık geçtiğini söylüyor. Canbolat “Kanser korkulacak bir hastalık değil” diyerek asıl korkulması gerekenin geç kalmak olduğunun altını çiziyor. Özellikle ailesinde, birinci derece akrabalarında kanser olan insanların kontrollerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguluyor. Doktorlarla işbirliği yapılmasının önemine dikkat çekiyor.

Kolon taraması ihmal edilmemeli!
Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Serdar Akça, erken evre kolon kanserinin belirgin bir bulgu vermese de önlenebilen bir kanser türü olduğunu belirtiyor, “Kolon kanserlerinin çok büyük bir çoğunluğu bağırsakta polip olarak adlandırılan bir et parçasının büyüyerek kanserleşmesinden gelişmektedir. Polip evresinde yakalan durumlarda polibin çıkartılması kanser oluşumunu önlemede yeterli olmaktadır. Polip çıkartma işlemi ameliyatsız, endoskopik olarak yapılabilmektedir. Bu nedenle insanlar belirgin bir risk taşımasa da 45-50 yaşlarında kolon taraması için doktora başvurmalıdır. Yakın akrabalarda kolon kanseri var ise bu tarama 35-40 yaşlarında yapılmalıdır.” diyerek rutin kontrollerin önemine dikkat çekiyor.

Tedavi sonrasında birkaç yıl süreyle sıklıkla doktora gidilerek kanserin tekrarlayıp tekrarlamadığının kontrolünün yapılması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Akça, kan testleri, dışkı testleri, usg, tomografi ve kolonoskopi gibi tetkiklerin de belli aralıklarla yapılması gerektiğini belirtiyor ve bu kontrollerin haricinde normal bir hayat sürülebileceğini anlatıyor.

‘Kanserden korkmadan yaşıyorum’
Yüksel Canpolat, kendisine kanser sonrası hayatı sorulduğunda;”Öncesinde hayattan nasıl keyif alıyorsam aynı keyifle yaşantıma devam ediyorum. Kontrollerimi ihmal etmiyorum. Çocuklarımın kontrollerini ihmal etmesine izin vermiyorum. Bu sayede kanserden korkmadan yaşıyorum.” diye cevap veriyor.

Ailesinde kanser öyküsü bulunan kişiler için en ürkütücü hastalıkların başında gelen kanser, günümüzde erken teşhis olanakları sayesinde başarı ile tedavi edilebiliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de ailesinin kanser açısından “sabıkalı” olduğunu söyleyen emekli milli eğitim müfettişi, 64 yaşındaki Yüksel Canbolat. Kolon kanseri olduğu başlangıç aşamasında teşhis edilen ve Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Serdar Akça’nın tedavi ve yönlendirmesi ile sağlığına kavuşan Canbolat “kanserden değil, geç kalmaktan kork” diyor.

1-7 Nisan Kanser haftası nedeniyle bir araya gelen Yüksel Canbolat ve Doç. Dr. Serdar Akça, Canbolat’ın kolon kanserini yenme öyküsünü anlattı ve kolon kanseri ile ilgili önemli mesajlar verdi.

Kolonoskopi ile zamanında teşhisBabasını gırtlak kanserinden, annesini pankreas kanserinden, kardeşini mide kanserinden kaybeden Yüksel Canbolat’ın iki kız kardeşi ise erken dönemde teşhis edilebildiği için meme kanserinden kurtulabilmiş. Canbolat’ın kendisinin kanser ile tanışması ise 50 yaşından sonra olmuş. “Zaten kontrollerimi yaptırıyordum.” diyerek söze başlayan Canbolat kansere yakalandığını nasıl öğrendiğini ise şu sözlerle anlatıyor: “Bir gün anüsten bir pıhtı geldiğini gördüm. Bunun daha sonra kanserle bağlantılı bir durum olmadığını öğrenecektim. Ancak yine de bu belirti Doç. Dr. Serdar Akça’ya gitmemi sağladı. Serdar Bey beni hemen kolonoskopiye aldı. Bu işlemde poliplerin dağılmış olduğunu gördü. Biyopsi alındı. Biyopsi sonucu kanser teşhisi konuldu. Beni hastaneye getiren önsezim doğru çıkmış oldu. ”
Kemoterapi ve radyoterapiye gerek kalmadı! Kolon Kanserini ilk aşamasında yakalayan Canbolat, kemoterapi ya da radyoterapiye ihtiyaç duymamış. Zaman kaybetmeden ameliyat olarak hastalığı yenebilmiş. Bağırsağının yüzde 50’si alındığı için bir dönem sadece hazımsızlık problemi yaşasa da bunun da artık geçtiğini söylüyor. Canbolat “Kanser korkulacak bir hastalık değil” diyerek asıl korkulması gerekenin geç kalmak olduğunun altını çiziyor. Özellikle ailesinde, birinci derece akrabalarında kanser olan insanların kontrollerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguluyor. Doktorlarla işbirliği yapılmasının önemine dikkat çekiyor.

Kolon taraması ihmal edilmemeli!Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Serdar Akça, erken evre kolon kanserinin belirgin bir bulgu vermese de önlenebilen bir kanser türü olduğunu belirtiyor, “Kolon kanserlerinin çok büyük bir çoğunluğu bağırsakta polip olarak adlandırılan bir et parçasının büyüyerek kanserleşmesinden gelişmektedir. Polip evresinde yakalan durumlarda polibin çıkartılması kanser oluşumunu önlemede yeterli olmaktadır. Polip çıkartma işlemi ameliyatsız, endoskopik olarak yapılabilmektedir. Bu nedenle insanlar belirgin bir risk taşımasa da 45-50 yaşlarında kolon taraması için doktora başvurmalıdır. Yakın akrabalarda kolon kanseri var ise bu tarama 35-40 yaşlarında yapılmalıdır.” diyerek rutin kontrollerin önemine dikkat çekiyor.

Tedavi sonrasında birkaç yıl süreyle sıklıkla doktora gidilerek kanserin tekrarlayıp tekrarlamadığının kontrolünün yapılması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Akça, kan testleri, dışkı testleri, usg, tomografi ve kolonoskopi gibi tetkiklerin de belli aralıklarla yapılması gerektiğini belirtiyor ve bu kontrollerin haricinde normal bir hayat sürülebileceğini anlatıyor.

‘Kanserden korkmadan yaşıyorum’Yüksel Canpolat, kendisine kanser sonrası hayatı sorulduğunda;”Öncesinde hayattan nasıl keyif alıyorsam aynı keyifle yaşantıma devam ediyorum. Kontrollerimi ihmal etmiyorum. Çocuklarımın kontrollerini ihmal etmesine izin vermiyorum. Bu sayede kanserden korkmadan yaşıyorum.” diye cevap veriyor.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler