HABER

Erken yakalanan lenfomada tedavi başarısı yüksek

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Aylı: - "Erken evrelerde yakalanıp uygun şekilde tedavi edilen hastalarda tedavi başarısı çok daha yüksek olmaktadır. Son yıllarda sayıları ve çeşitlilikleri gitgide artan hedefe yönelik ilaçlar sayesinde de lenfomalarda yüz güldürücü sonuçlar alma şansımız her geçen gün artmaktadır" - "Kişilerde niçin lenfoma oluştuğu konusunda suçlanan bazı etkenler vardır. Tarım, böcek, bazı kemoterapi ve bazı bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlar, sigara, radyasyon, bazı viral enfeksiyonlar, bazı meslek gruplarındaki süregen maruziyetler gibi risk faktörleri tanımlanmış olsa da çoğu hastada bu risk faktörlerinden herhangi birini saptamak mümkün olmamaktadır" - "Hastaların erken tanı almaları çok önemlidir. Genel olarak 4 evresi olan bu kanser tipinde hastaların şüphe durumunda doktora gecikmeden başvurmaları erken evrelerde yakalanmalarını sağlamaktadır"

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Aylı, halk arasında lenf kanseri olarak da bilinen lenfomada erken evrelerde yakalanıp uygun şekilde tedavi edilen hastalarda tedavi başarısının çok daha yüksek olduğunu belirterek, "Son yıllarda sayıları ve çeşitlilikleri gitgide artan hedefe yönelik ilaçlar sayesinde de lenfomalarda yüz güldürücü sonuçlar alma şansımız her geçen gün artmaktadır." dedi.

Prof. Dr. Aylı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vücudun lenfatik sistem hücrelerinden köken alan bir grup kanserin genel olarak lenfoma başlığı altında toplandığını, bunların Hodgkin ve Hodgkin dışı lenfomalar olarak iki ana grup altında bulunduğunu söyledi.

Hodgkin lenfomaların tüm kanserler arasında tedaviye en iyi cevap verenlerden biri olduğunu dile getiren Aylı, tanı konulan hastaların büyük bir kısmının erken tanı ve uygun tedaviyle tamamıyla sağlığına kavuştuğunu ifade etti.

Aylı, özellikle erken evrelerde yakalanan olguların bazılarında ise hiç kemoterapi verilmeksizin ışın tedavisiyle (radyoterapi) hastalığın tamamen yok edilebildiğini, Hodgkin-dışı lenfomalarda ise 60 civarında farklı alt tip bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bu alt tiplerin klinik gidişleri ve tedavi yanıtları birbirlerinden çok farklı olmaktadır. Bu alt tiplerin tanımlanmasında biz hematologlar ile iş birliği içinde çalışan patoloji bölümüne çok iş düşmektedir. Hastadan biyopsiyle alınan yeterli boyuttaki bir lenf bezi veya doku örneğinin özel boyalarla ve her geçen gün artan yeni bilimsel teknolojilerle değerlendirilmesi sayesinde tanının ve lenfoma alt tipinin en doğru şekilde belirlenebilmesi çok önem taşımaktadır. Çünkü hastanın tedavi şemasını belirlemekte hastanın hangi tip Hodgkin-dışı lenfoma olduğunun bilinmesi şarttır."

Bazı tip Hodgkin dışı lenfomalar uzun yıllar hiç tedavi gereksinimi olmadan tedavisiz takip edilebilirken, bazı tiplerinde derhal kemoterapiye başlamak gerektiğini vurgulayan Aylı, "Hatta çok hızlı ilerleyen, saldırgan yapıdaki bazı Hodgkin dışı lenfomalar da kemoterapiyi takiben kemik iliği nakli yapmak gerekli olmaktadır. Hastalar için tedavi kararını verirken elbette patoloji sonucu kadar hastanın genel durumu, kalp, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının yeterliliğinin değerlendirilmesi, hastanın verilecek kemoterapiyi tolere edip edemeyeceğinin değerlendirilmesi çok önem taşımaktadır." diye konuştu.

- Boyun, koltuk altı veya kasıklarda büyüyen ağrısız şişliklere dikkat

Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Aylı, hastaların en sık sorduğu soruların başında "Ben niçin lenfoma oldum?" sorusunun geldiğini ifade ederek, "Kişilerde niçin lenfoma oluştuğu konusunda suçlanan bazı etkenler vardır. Tarım, böcek, bazı kemoterapi ve bazı bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlar, sigara, radyasyon, bazı viral enfeksiyonlar, bazı meslek gruplarındaki süreğen maruziyetler gibi risk faktörleri tanımlanmış olsa da çoğu hastada bu risk faktörlerinden herhangi birini saptamak mümkün olmamaktadır." bilgisini verdi.

Lenfomaların genellikle boyun, koltuk altı veya kasıklarda büyüyen ağrısız şişlikler şeklinde kendini gösterdiğini, bazı hastalarda da ciddi kilo kaybı, aşırı gece terlemeleri ve yüksek ateş görülebildiğini dile getiren Aylı, şöyle devam etti:

"Hastalığın kesin tanısı için büyümüş lenf bezlerinden birinin biyopsiyle çıkarılarak mikroskobik olarak değerlendirilmesi ve özel yöntemlerle ileri tetkiki şarttır. Hastaların erken tanı almaları çok önemlidir. Genel olarak 4 evresi olan bu kanser tipinde hastaların şüphe durumunda doktora gecikmeden başvurmaları erken evrelerde yakalanmalarını sağlamaktadır. Erken evrelerde yakalanıp uygun şekilde tedavi edilen hastalarda tedavi başarısı çok daha yüksek olmaktadır. Son yıllarda sayıları ve çeşitlilikleri gitgide artan hedefe yönelik ilaçlar sayesinde de lenfomalarda yüz güldürücü sonuçlar alma şansımız her geçen gün artmaktadır."

Prof. Dr. Aylı, çoğu hastanın rutin yapılan kan tetkikleriyle lenfoma tanısının konulabileceğini düşündüğünü belirterek, "Oysaki bu kanserli hücreleri kanda saptamak olası değildir. Bazı kan değerlerinde sapmalar olsa dahi bu sapmalar pek çok farklı duruma işaret edebilecek bulgulardır ve lenfoma tanısı koymak sadece bunlara bakarak mümkün değildir." diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler