Erken yaşta doğum yapmanın riskleri

'Save The Children'ın yayımladığı yıllık rapora göre, genç yaşta doğumların en sık yaşandığı bölgeler, kalkınmakta olan ülkeler. 119 ülkeyi kapsayan araştırma, hamilelik ve doğum sırasında yaşanan sorunların, kalkınmakta olan ülkelerde ergenlik çağındaki kızlar arasında en yaygın ölüm sebebi olduğunu gösteriyor. Save The Children'ın açıkladığı verilere göre, her yıl 20 yaş altındaki 70 bin kız bu yüzden hayatını kaybediyor. 10-19 yaş grubundaki kızların hamileliğe bağlı sebeplerle ölüm ihtimali, 20'li yaşlarında hamile kalanlara göre iki kat daha fazla. 10-15 yaş grubu mercek altına alınırsa, riskler beşe katlanıyor. Genç yaşta anne olanların sayısıysa hiç az değil: Yılda 13 milyon. Bunların çoğu Afrika ve Asya ülkelerinde.

TÜRKİYE'DE BİNDE 4

Bangladeş, Nijer, Mali ve Nijerya'da 15 yaşındaki kızların yüzde onu, ya çocuk sahibi veya hamile. Batıya ve kalkınmış ülkelere bakıldığında ise erken yaşta hamilelik oranlarında ilk sırada Amerika Birleşik Devletleri var. Bu ülkeyi Rusya ve Yeni Zelanda izliyor. Batıda, Afrika ve Asya'ya göre en büyük fark, genç annelerin genelde evli olmaması. En düşük oranlar Güney Kore'de görülürken, Japonya ve Hollanda bu ülkeyi izliyor. Türkiye ise çocuk annelik sorununun ciddiyeti açısından, 119 ülkelik listede 70. sırada. 15-19 yaşında çocuk sahibi olanların oranı yaklaşık binde 4.

"Dünyadaki Annelerin Durumu" başlıklı rapora göre, çocuk yaştaki annelerin dünyaya getirdiği 1 milyon bebek, bir yaşına basmadan ölüyor. Ayrıca, gelişimi etkileyebilen, erken doğum ve düşük ağırlıkla dünyaya gelme de bu bebeklerde en sık görülen sorunlar. Bu bebeklerin onda 9'u kalkınmakta olan ülkelerde doğuyor.

20 YAŞ SINIR

Uzmanlar, ilk doğumun, vücudun gelişimini tamamladığı 20 yaş sınırına ertelenmesini tavsiye ediyor. Yardım kuruluşuna göre bunu sağlamanın başlıca yolu, eğitim vermek. Nijerya'da okula gitmemiş kızların, ergenlikte hamile kalma oranı, eğitim görenlere göre altı kat fazla.

'Save The Children' ayrıca, sağlık kurumlarının bu yaş grubundaki kızların durumuna eğilmesi ve aile planlaması uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiğini savunuyor.