HABER

Ersoy'a destek yağıyor

Bülent Ersoy'un askerlikle ilgili sözlerine köşe yazarlarından destek yağıyor. İşte köşe yazarlarının yazılarından birer bölüm:

PERİHAN MADEN

"Bülent Ersoy "Doğurgan olsaydım oğlumu ASKERE GÖNDERMEZDİM"- dememiş mi? Size? Bize? Türkler'e?
Buyrun işte (benim kronik yargılanma maddem olmuş bulunan) 318'den ve yani HALKI ASKERLİKTEN SOĞUTMAKtan yargılanmasını Ersoy'un gerektirecek buzzzlukta ifadeler!!
Yetmemiş, frenlerini tespit edememiş "Ben doğurduğum çocuğu TOPRAĞA VERMEM" lafını da etmemiş mi Ersoy?
...Ebru Gündeş'ten gelen ‘şahana' cevaplamaya karşılık, Bülent Ersoy NE fışkırtsa beğenirsiniz?

"HEP AYNI KLİŞE LAFLAR!"
Buyrun bakalım! Karşımızda feci şekilde haklı bir Bülent Ersoy! Jüride ‘Eşlikçi Kız' rolünü oynamaktan iyice sincaplaşmış Ebru Gündeş'in, Nasyonel 1 Abide'ye dönüştüğü anların buzdan heykeller misali bu ultra gerçekçiliğin ısısı karşısında eriyip yok olduğunu ümid edeceğimiz anlar!
Dünyaca Tanınmış Sayılı 1 (Numerolu) Türk Transseksüeli olarak Bülent Ersoy HAKİKİ BİR ANANIN vereceği cevabı vermekten, söylenmesi mecburi olanı değil, içinden pek tabii olarak geçecek duyguları haykırmaktan (gözlerden on sekiz bininci kez düşmek pahasına) imtina etmiyor- Edemiyor.
Hakiki 1 Kadın+Potansiyel 1 Anne olduğunu varsaydığımız E.Gündeş ise klişe mi klişe/duygusuz mu hakikatlerden uzak bir amigoluğu yapı yapıvermekten
vazgeçmiyor. Tribünlere. Birkaç albüm satar bu sayede, dileriz ki.

AHMET ALTAN

Bir tek Bülent Ersoy çıktı. Televizyondaki bir canlı yayında "savaşta çocukların öldüğünü" söyledi, "anaların yüreğinin yandığını." Savaşperestliğin ortalığı sardığı, hiç bedel ödemeden kahraman olma salgınının yayıldığı bir ortamda bu sözleri söylemek kolay iş değil. Gerçek bir cesaret gerektiriyor.

Savcı hemen soruşturma açmış. Gazetelerin internet siteleri "tepki yağıyor" başlıkları atmışlar bile. Savaş isteseydi, alkışlayacaklardı. Barış istediği için lanetliyorlar. "Çocuklar ölmesin" dedi diye bir linç hareketi başlatmaya hazırlanıyorlar. İtiraf edeyim ki böylesine saygıdeğer bir cesareti bu toplumda az gördüm.

Eğer bir tane Bülent Ersoy yerine on tane Bülent Ersoy çıksaydı, onun gibi şöhretini, kariyerini sırf "çocukları kurtarabilmek" için tehlikeye atmaya razı, onun çapında ve onun şöhretinde on insan çıksaydı, bu ülkede daha az çocuk ölürdü.

Ama herkes kendi rahatını, kendi şöhretini, kendi kariyerini "başkalarının çocuklarından" fazla seviyor...

PAKİZE SUDA

Hem konu hassas... Kimler kızar, kimler incinir, bilemem.
Üstelik çoğunluğun ölme ve öldürme histerisine kapıldığını görüyorken...
Çıkıp "Ben harekát sevmem" demek olmaz.
Ama sevmem.
Ölüm vardır orada çünkü.
"Ölüm bazen gereklidir."
"Vatan uğruna ölmek şereftir."
Tamam, bunları duya duya büyüdük, tamam da...
Ben kadınım.
Bütün kadınlar, çocuk sahibi olmasalar da, bir yanlarıyla "ana"dırlar.
Analar, kimsenin, hele çocukların ölmesini istemezler.
...Bağırmalıyım.
"Haydi aslanlar!"
"Vurun, yıkın, geçin!"
Fakat yapamam, kimse kusura bakmasın.
Yalan söylemiş olurum. Çocukları kaçırıp evde saklamak istiyorum çünkü, gerçek duygum bu!
Hayır, bunun son olduğunu bilsem...
Bir daha oralardan baskın, mayın, ölüm haberlerinin gelmeyeceğini...
Son noktayı koyacak olduğunu bu harekátın...
Bir gayret bağıracağım.
Ama bağıramıyorum.
Mavi, yeşil badanalı odaların duvarlarında asılı fotoğraflarına bakıyorum çocukların...
Gözlerine...

85 yıldır "vatanın bölünmez bütünlüğü"nü bir türlü garantiye alamamış, bu çocukları 30 yıldır savaşmak durumunda bırakmış herkese lanet okuyorum.
Bağıramıyorum.
Bağırırsam, çocukların ölümüne sebep olmuş gibi hissederim kendimi...
Bağırsam bağırsam "Yeter!" diye bağırabilirim ancak.

MEHMET BARLAS

Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas, "İnsanların düşüncelerini özgürce açıklamalarından yanayım. Düşüncelerinden ötürü kimse hakkında soruşturma açılmamalı" dedi. "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Handyside Kararı var, aynı karar Türkiye'de Yargıtay tarafından da benimsenmiştir" diyen Barlas, kararın "Toplumun büyük kesimini rahatsız etse bile düşünceler özgürce açıklanmalıdır" olduğunu hatırlattı.

Barlas'a göre, Türk Ceza Kanunu'nun "Halkı askerlikten soğutma" başlıklı 318. maddesi değiştirilmeli: "Her söz 318. madde kapsamına alınırsa ve bu yasa değiştirilmezse kimse düşüncesini özgürce açıklayamaz."

MURAT BELGE

Radikal gazetesi yazarı Murat Belge, Bülent Ersoy hakkında açılan soruşturmanın "şaşırtıcı" olmadığını söyledi: "Türkiye'de, savaşmak kötüdür, savaş adam öldürmek anlamına gelir, dediğiniz zaman halkı askerlikten soğutuyorsunuz. Soruşturma açılması sürpriz değil."

Benzer görüşleri açıklayanlarla ilgili yeni soruşturmalar da açılabileceğini belirten Belge, Türkiye'de hukukun nasıl olacağına dair önceden bir şey söylemenin mümkün olmadığını vurguladı.

"Halkı askerlikten soğutma" suçunun dünyanın hiçbir yerinde demokrasiye uygun olmadığını ifade eden Belge, şöyle devam etti: "Çağın gelişmesine de uygun değil. Bütün dünya artık ‘savaşların faciasını ortadan kaldırıp barış içinde nasıl yaşarız' üzerine kafa yoruyor. Dünyadaki gelişimde birbiriyle savaşan devletlerin orduları kavramı değişti. Dünya düzenini bozan birileri her zaman olabilir, bu devletlerde polis bu görevi icra ediyor. Bizim 19. yüzyıldan kalma askerlik anlayışımız, ilelebet devam edecek gibi görünüyor. ‘Halkı askerlikten soğutma' çağın ana akımlarına uymamaktadır."

MÜJDE AR
Oyuncu Müjde Ar, "Bu çağda bunlar kabul görecek şeyler mi? Ben de savaş karşıtıyım. Bülent Ersoy savaş karşıtı bir tavır ortaya koyuyor ve o anlamda doğru söylüyor. Güzel ifade etmiş" dedi.

HALE SOYGAZİ
Oyuncu Hale Soygazi şunları söyledi: "Herkes istediği konuşmakta özgür bu ülkede. Askerlikten soğuttuğunu da düşünmüyorum. Savaşın dışında bir çözüm bulunmasını önermiş ve doğru bulmuş. Bunda savcılıkça soruşturulacak bir şey göremiyorum. Savaştan hoşlanmıyorum, savaştaki ölümlerden hoşlanmıyorum, savaş olmasın, diyebilmeli herkes ülkemizde. TCK 318. madde benim yaşadığım demokratik bir ülkede olmamalı. Ben de siyasi çözümden yanayım."

En Çok Aranan Haberler