Ergenekon davasının tutuklu sanığı emekli Korgeneral Mehmet Eröz, "İnternet andıcının orijinalinin neden 5 yıl beklemeden imha edildiği Genelkurmay Başkanlığı’na sorulmalıdır." dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının duruşmasında, emekli Korgeneral Mehmet Eröz savunmasına devam etti.
Başbakanlık'ta 'İrtica' ve 'Terörle mücadele', 'Asılsız soykırım iddiaları ile mücadele' konularında çalışma grupları bulunduğunu anlatan Eröz, "Bu kurulların çalışmalarına katılınıyor, alınan kararlar doğrultusunda internet sitelerden bilgi toplanıyor ve siteler işletiliyordu." şeklinde konuştu.
Eröz, ilk savunmasını yaptığında da Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı internet siteleri ile ilgili uygulamasının, Başbakanlığın ilgili plan ve direktifleri çerçevesinde yürütülen yasal bir faaliyet olduğu şeklinde ifade verdiğini hatırlattı. Eröz, "Genelkurmay Başkanlığı’nın yazısında hukuki dayanak olarak gösterilen Hükümet Direktifleri internet andıcının hazırlanmasından 22 ay sonra, Başbakanlık tarafından yürürlükten kaldırılmıştır. Yani andıç hazırlanırken Milli Siyaset Belgesi ve TÜMAS (Türkiye’nin Milli Askeri Strateji) belgesi dahil söz konusu mevzuat yürürlükteydi." diye konuştu.
Hükümetin 63 direktifinden 13’ünün doğrudan Genelkurmay Başkanlığı’na verildiğini belirten Eröz, Genelkurmay Karargahı’nda bu görevlerin icrasına yönelik faaliyetlerin koordinatörlüğünün Harekat Başkanlığı’nca yapıldığını, sonuçlarının da dörder aylık raporlar halinde veya toplantılarda hükümetin ilgili kurumlarına gönderildiğini anlattı.
Eröz, İrtica İle Mücadele Eylem Planı'nın 12 Haziran 2009 tarihinde basında yer almasından sonrası Bilgi Destek Dairesi'ne evrakların imhasına yönelik herhangi bir emir vermediğini söyledi.
Mehmet Eröz, Bilgi destek Dairesi’nde normal yazışmaların haricinde askeri evrak veya belge olarak nitelenmeyen ve diğer dairelerle kıyaslanamayacak sayı ve hacimde yazılı doküman bulunduğunu anlattı. Bu dökümanların aslında hiç beklemeden imha edilmesi gerektiğini ancak bir ihmal sonucu biriktiğini belirten Eröz, hepsi birlikte imha edilirken de çok sayıda doküman imha ediliyormuş hissini verdiğini dile getirdi.
Eröz, savcılık mütalaasında "Orijinal andıç B kodlu olduğu için arşiv bekleme süresinin 5 yıl olduğu, andıcın hazırlandıktan 5 ay gibi kısa bir süre geçmesinden sonra (3 Eylül 2009 tarihinde) imha edilmesi cunta yapılanmasının delil karartma ve diğer yasadışı faaliyetlerinin delili olarak görülmüştür." şeklindeki iddia ile ilgili olarak da "İnternet andıcının orijinalinin neden 5 yıl beklemeden imha edildiği Genelkurmay Başkanlığı’na sorulmalıdır." dedi.
Eröz'ün ardından da İnternet Andıcı dosyası sanığı Bilgi Destek Dairesi şube müdürlerinden Emekli Kurmay Albay Sedat Özüer savunmasını yaptı. Genelkurmay Başkanlığı’nda yaklaşık bin kişinin çalıştığını belirten Özüer, "Bunu büyük bir makine gibi büyük bir çark olarak düşünmek gerekir. Bir ihbarcının o koridorda ‘o ona selam verdi’ benzeri söylemlerine kulak verirseniz buraya bin kişiyi getirebilirsiniz." diye konuştu.
Özüer, "Hukuku mahkemede bulamaz isek nerede bulacağız? İddiaları destekleyen delil olmadığına göre haksız olarak 20 aydır özgürlüğümden yoksunum. Hiçbir somut delille desteklenmeyen bu mütalaayı reddediyorum." ifadesini kullandı.
İnternet Andıcı dava dosyasının diğer tutuklu ismi emekli Albay Cemal Gökçeoğlu da savunmasında hakkında yapılan suçlamaları reddettiğini söyledi. Gökçeoğlu'nun savunmasının ardından duruşma yarına ertelendi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz