İşte, Eskişehirspor kulübünde başlayan, Porsuk Çayı'nın iki yakasını adımlayarak devam eden ve Kocatepe'de noktalanan röportajda, “Bursaspor'u şampiyon yaptım başıma bela aldım” diyen Sağlam'ın, TÜRKİYE gazetesine yaptığı özel açıklamalar:
“Kazanmak, ille de maç ve kupa kazanmak mı, hayır, bence bunun ötesindedir; kulübe, ülke futboluna, milli takımlara yeni değerler katabilmektir, geleceğe oyuncular hazırlayabilmek, futbolun oyun ve eğlence tarafını öne çıkararak, rekabette, ekonomide, sosyal ve kültürel etkinlikte toplam kaliteyi yükseltebilmektir.”
“Çalıştığım her kulüpte; Samsunspor, Kayserispor, Beşiktaş ve Bursaspor'da hep bu düstur ile hareket ettim, günü değil, geleceği kazanacak projeler ve ekipler kurmaya çalıştım. Hepsinde ayrı bir değer ve başarı yaşadım, şimdi yeni bir ilki başarmak için Eskişehirspor'dayım.”
“Eskişehir bir futbol şehri. Taraftar bilinci ve gücü ile köklü bir futbol kültürüne sahip. Şampiyon Bursaspor ile benzer yanları oldukça fazla geçmişteki o Es-Es efsanesi Anadolu futbolunda marka olmuş, insana büyük heyecan veriyor. Oyuncu grubum, hedefleri zorlayabilecek, özelliklere sahip.”
“Bursaspor'daki başarının sırrını merak ediliyor. Şu ana kadar 50'nin üstünde teknik adama antrenman programımızı verdim. Ama şampiyonluk; o programla yakalanacak diye bir şey yok. O program, doğru zaman, doğru uygulayıcı, doğru ekip ve kulüp gerçekleriyle örtüştüğünde ancak bir anlam taşır. İşte bizim sırrımız bunları, doğru planlayıp, süreci iyi yönetmektir.”
“Bir örnek, şampiyon olduğumuz sezon ligin yarısını liderin 3 puan gerisinde bitirdik. Transfer için 4 milyon TL'lik ek bütçe verdiler, O bütçeyi transfere değil; takımı o noktaya getiren ama 10 maçtır kendilerine ödeme yapılmayan futbolcularıma ödettim. Bir kulüpte adalet sağlanmazsa orada tüm dengeler bozulur. Şampiyonlar Ligi için de iki-üç transfer ile daha iyi dereceler alabilirdik ama M.United, G.Rangers ile yarışalım derken, kulübü ekonomik olarak çıkmaza girebilirdi. Bu riske girmedik. Çünkü kulüpler ekonomik olarak güçlü olmazsa sürdürülebilir başarıyı yakalayamaz.”
“Bursaspor'u teslim aldığımda kulübün 30 milyon TL borcu vardı, takım değeri 10 milyon euro idi. Merhum Başkan İbrahim Yazıcı ile kurduğumuz model ve uygulamalar sayesinde borç kısa zamanda ödendi, takım değeri, 10 milyon eurodan 70 milyon euroya çıktı. Volkan, Sercan, Ozan ve Turgay gibi oyuncuların satışıyla bu rakam 80 milyon EURO'yu aştı. Kadromuza kattığımız gençlerle gelecek adına iyi bir yatırım oldu. Ancak?
“Bursaspor'da ezberleri bozup, Trabzonspor'dan 28 yıl sonra şampiyon oldu. şampiyon olduk, Süper Kupa finalini oynadık; başımıza dert aldık. İstendi ki, her yıl şampiyon olalım, bu o kadar kolay mı? G.Saray, F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un arasında bugün bir Anadolu takımını şampiyon olma ihtimali, Bursaspor'unkinden iki kat daha zor.”
“Bursaspor şampiyonluk sonrası sezonu üçüncü bitirince homurtular başladı, oysa kulüp, 50 yıllık tarihinde hiç 3. olmamıştı. Bunu başarı kabul etmediler. 2012 yılında Türkiye Kupası'nda final oynadık, kimseyi mutlu edemedik, Ligde 5. olduk sonrası malum... Daum'la yeniden toparlanabilir, Bursaspor'da o potansiyel var.”
“Manchester United-Alex Ferguson örneği bizde olmaz. Bizde bir teknik adam, 27 yıl aynı kulüpte çalışamaz. Eğer bunu Bursaspor'da ben başaramadıysam, bu ülkede hiçbir teknik adam başaramaz. Bizdeki anlayış da, kulüp yapısı da buna uygun değil. Bakın Fatih (Terim) Hoca'ya yapılanlara, G.Saray'a onca başarı kazandırmışken nelerle uğraşıyor?”
Terim'in hem G.Saray hem de Milli Takım'ı çalıştırmasına saygı duymak, destek olmak lazım. Terim, benim de hocam; hiç tartışmasız bu ülkede 1 numara. Ama Milli Takımı ondan başka çalıştıracak hoca yok; demek bu ülkedeki teknik adamlara haksızlık olur.”
“Bizdeki sorunlar sistem sorunu değil, sistemi insanlar kurar ve işletir. Sorun da çözüm de anlayışta. Gerçek şu, bu ülkede insanların yüzde 90'ı futbola sevdanın ötesinde bir tutkuyla bağlı; adeta kör nokta olmuş futbol sevgisi. Çocuk da, dede de, nine de bu denli ilgili futbolla.”
“Herkes istiyor ki; kendi tuttuğu takım kazansın ama nasıl kazanırsa kazansın; tehlikeli olan bu. Teknik adamlar, futbolcular, yöneticiler yoğun baskı altına giriyor. Üç-beş hafta saha sonuçları iyi gitmeyince, fatura kesilecek adres aranıyor. Bu anlayışın değişmesi lazım.”
“3 Temmuz sürecinin futbolumuzu ne denli yıprattığı ortada. Bundan dersler çıkarmalıyız.”
“Taraftarlık bizde evrensel ölçülerde değil. Bizde insanlar takımının derecesine göre toplumda kendine statü belirliyor. Eğer, tuttuğu takım maç kazanmışsa, kendini kral gibi hissediyor ama kaybetmişse mateme bürünüyor; öğrenciyse okuluna, çalışansa işine gitmiyor. Evde eşiyle, annesi, babası, kardeşiyle dargın düşenleri bile biliyorum, Batıdaki futbol algısı bu değil.”
“G.Saray'ın Real Madrid önündeki 6-1'lik yenilgi sonrası Burak'a yönelik tepkiler üzücü. Şampiyonlar Ligi, başka bir dünya. Real Madrid, 1-0 öne geçinceye kadar, G.Saray çok iyi mücadele etti. İkinci yarıda durumu 1-1'e de getirebilirdi. Burak o golü atabilse, bugün dünya onu konuşuyor olurdu. İnanın, o golün kaçtığına Burak'tan daha fazla üzülen yoktur. Ben, santrfor oynadım, o ruh halini iyi bilirim. Bazen, o yarım vuruşu bile yapamazsınız. Futbol böyle bir şey işte...”
FATİH TERİM 1 NUMARA
Ertuğrul Sağlam, Fatih Terim için “teknik adam olarak Türkiye'de 1 numara” derken, “Milli Takımı ondan başka çalıştırabilecek hoca yok” kanaatinin ülkedeki teknik adamlara haksızlık olacağını söyledi. Sağlam Milli Takım'daki Terim'e de saygı duymak ve destek olunması gerektiğini söyledi. Başarılı teknik adam, sonuçta bu Milli Takım hepimizin” diye konuştu.