Erzurumlu tarihçiler, Fransız Parlamentosu'nu bildiriyle kınadı

Türk Ermeni İlişkileri Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu, Türk tarihinin hiçbir döneminde soykırım olmadığını belirterek, Fransız Parlamentosu'na tepki gösterdi. Kürkçüoğlu, "1915`te çıkarılan Sevk ve İskan Kanunu soykırım için çıkarılmadı. Bu kanunla devletin üniter bütünlüğüne kasteden çeteler hedef alındı." dedi.

Erzurum Atatürk Üniversitesi, Türk Ermeni İlişkileri Araştırmalar Merkezi tarafından 'Belgelerle Ermeni Sorunu' konulu konferans düzenledi. Konferansta Erzurum’daki okullarda görev yapan tarih ve sosyal branş öğretmenleri, Atatürk Üniversitesi tarihçileri, Fransız Senatosu’nun Ermeni yanlısı tutumunu kınayan bir bildiriyi imzalayarak, Fransız resmi kuruluşlarına gönderdi.

Kültür ve Gösteri Merkezi’nde düzenlenen konferansta konuşan Türk Ermeni İlişkileri Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu konuşmacı olarak katıldı. Fransa’nın Ermeni soykırımı yönündeki politikasının altında yatan nedenin Kafkaslar’daki yüzde 12'lik petrol rezervi olduğunun altını çizen Kürkçüoğlu, “Fransa, Kafkaslar’da Ermenistan’ı arka bahçe olarak görmektedir. Bunda da Kafkaslar’daki petrol yataklarının önemli payı bulunuyor. Bunun yanında Fransa’da bulunan Ermeni oyları da soykırım konusunda Fransız siyasetçilerin iştahını kabartıyor.” ifadelerini kullandı. Konuşmasında Ermenilerin Erzurum’da yaptığı katliamlardan bahseden Kürkçüoğlu, Rus ve Ermeni tarihçilerin kitaplarından örnekler verdi.

Konferansın ardından Türk Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Öğretim Görevlisi Mevlüt Yüksel, öğretmenlerin altına imza attıkları bildiriyi okudu. Bildiride, hiçbir parlamentonun kanunla, komisyon kararıyla tarih yazamayacağı, yasa çıkaramayacağı ifade edilerek, Fransız parlamentosunda sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan yasa tasarısının 577 milletvekilinden sadece 45’inin oyu ile kabul edilmesinin azınlığın çoğunluğa hükmetmesi anlamına geldiği ifade edildi. Fransa Parlamentosu’nun bu kararıyla hukuk suçu işlediğinin altını çizen Yüksel, “Hayatlarında bir kere dahi arşiv görmemiş, belge tanımamış, tarih ve kültürümüzle yakın uzak ilişkisi olmamış, ‘evet’ oyu kullanan 45 Fransız parlamenterin tarihimiz hakkında hüküm yürütmesi, yorum yapması, yasa kabul etmesi ilme ve akla sığacak bir davranış değildir. 45 Fransız parlamenter sözde soykırım iddialarına siyasi bir gözlükle bakmak yerine, kendi tarihlerini araştırsalar ve kendi tarihçilerine başvursalar, çok büyük bir tarihi hata yaptıklarını anlayacaklar ve Türk Milletinden özür dileyecekler.” dedi.

TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEYE HAZIRIZ

Türk milleti ve devletinin soykırımı bir insanlık suçu olarak kabul ettiğinin altını çizen Yüksel, şunları dile getirdi: “Tarihimizin her sayfasıyla yüzleşmeye hazırız. Çünkü Türk milleti, tarihte darda ve zorda kalana yardım elini uzatan bir millettir. Sizin ve bizim tarihimizin övgü ile bahsettiği, Türk-Fransız yakınlaşması ve dostluğunun oluştuğu tarih 1525’tir. Bilindiği üzere bu tarihte sizin kralınız I. Fransuva, Şarlken Almanya’sının hapishanesinde mahkumdur. Fransuva Alman esaretinden kurtulmak için, dönemin Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’dan yardım talep eder. Kanuni'ye ikinci bir mektubu da kralın annesi yazarak oğlunun Alman hapishanesinden kurtarılmasını ister. 1526 Macaristan seferi ve Mohaç Zaferi ile Almanya üzerinde siyasi ve askeri baskı oluşturan Osmanlı Devleti, Fransuva’nın esaretten kurtularak ülkesinin başına dönmesini sağlamıştır. Osmanlı Devleti bu seferle yetinmeyerek 1535 tarihinde Fransızlara ilk defa kapitülasyon vermiştir. Senatodaki oylamada her senatör oy verdiğinde, Türk milletinin Fransa’nın en zor zamanında yanında yer aldığı gerçeğini hatırlaması tarihi bir sorumluluk olsa gerektir.