Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, Türk-İsrail krizinin giderilmesi yönündeki uyarısı, İsrail’de “sürpriz” yarattı. Haaretz editörü Aluf Benn, “Haftanın adamı” ilan ettiği Esad için “Dengeli tutumu sürpriz oldu. Ayağa kalkıp Gazze filosuna ‘saldırganlığı’ nedeniyle İsrail’e küfür etmek yerine sorumlu bir komşu olarak hareket ederek atışmayı yatıştırmaya çalıştı” yorumunu yaptıktan sonra Türk ve İsrail Başbakanları Erdoğan ve Netanyahu’ya “Esad’a kulak verin” çağrısında bulundu.
Beşar Esad’ın, Madrid ziyareti sırasında yaptığı Türkiye-İsrail krizinin çözülmesi gereği yönündeki uyarılar, İsrail’de büyük yankı buldu. Haaretz gazetesi editörü Aluf Benn, “Sorumlu bir Komşu” başlıklı yazısında Esad için “Benim için haftanın adamı Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad” dedi ve Esad’ın, “İsrail-Türk ilişkilerindeki krizi yatıştırma çabasını, Ankara ile Kudüs arasındaki ağır hakaretlerin soğutulması için ciddi bir girişim” olarak niteledi. Benn şu değerlendirmeleri yaptı:
-“ESAD’IN SÖZLERİ TÜRK LİDERLERİNE UYARI”-
“Esad’ın dengeli tutumu, bir sürpriz oluşturdu. Ayağa kalkıp, Gazze’ye yönelik filosuna ‘saldırganlığı’ nedeniyle İsrail’e küfür etmek yerine sorumlu bir komşu olarak hareket ederek atışmayı yatıştırmaya çalıştı. Sözleri, Türk liderlerine uyarı olarak yorumlanıyor: Eğer İsrail ile kavga etmeyi sürdürürseniz, etkinizi kaybedecekseniz ve istikrarı zedeleyen aşırı unsurları cesaretlendirecekseniz.”
-“ERDOĞAN’IN HİMAYESİNDE FİLO, OBAMA’NIN YAPAMADIĞINI YAPTI”-
Aluf Benn, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu" yetenekli diplomatlar” olarak nitelendikten sonra “Gazze Şeridine doğru yola çıkan, himayetlerindeki filo, İsrail’in Gazze ablukasını hafifletmesine yol açtı. Ve Davutoğlu'nun Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Benjamin Ben-Eilezer ile bir süre önce yaptığı görüşme, İsrail’de iktidardaki koalisyonun birliğini, şimdiye kadar diğer tüm olaylardan daha çok baltaladı. Tüm çabalarına rağmen ABD Başkanı Barack Obama bile, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun yönetiminin istikrarını tehdit edememişti” yorumunu yaptı.
Davutoğlu’nun İsrail’e sunduğu seçeneklere de dikkat çekerek Türklerin İsrail ile anlaşmazlığını, bir “ulusal onur” meselesi gibi sunduklarını, İsrail’in özür dilemesini talep ettiklerini kaydeden Benn, bir konunun, bir “ulusal onur” meselesi haline gelmesinin, çözümünü zorlaştırdığını da savundu.
Haaretz editörü, Türkiye’nin, diğer bir talebi olan uluslar arası soruşturma komisyonu için “daha az aşağılayıcı olsa da yine çok problematik” ifadesini kullandığı yazısında “objektif komisyon" diye bir şey olmadığını savundu.
-“BAĞLARIN KESİLMESİ İSRAİL İÇİN ÇOK KÖTÜ OLUR, NETANYAHU BUNU ÖNLEMELİ”
Aluf Benn, “Açık ki üçüncü seçenek olan bağların kesilmesi, İsrail için çok kötü olur ve Netanyahu, bunu önlemek için her türlü çabayı göstermelidir. Bunu anlamış gibi görünüyor çünkü Ben-Eliezer’i Türk dışişleri bakanı ile görüşmeye gönderdi. Ancak toplantı sonuç vermedi” dedi.
Başka bir çıkış yolu bulunduğunu belirterek “Ve burada Esad devreye giriyor” ifadesini kullanan Aluf Benn, “Baba Esad’a hayranlık duyan İsrailli kurumlar, oğlunu küçük görme eğiliminde ve onu, kafası karışık, sözlerini geveleyen bir çocuk olarak gösteriyor. Ancak bu sadece budalalık ve kibirlik” dedi.
Yazıda bu çerçevede Esad’ın iktidarda olduğu 10 yıllık sürede Suriye’nin iç istikrarını ve laiklik niteliğini koruduğu, Lübnan’ı yeniden kontrol altına aldığı, Hizbullah’ı İsrail’e karşı stratejik caydırıcılık faktörü olarak beslediği, 2007 yılında ülkesindeki nükleer reaktör bombalandığında yanıt vermemeyi tercih ettiği vurgulandı.
-“ANKARA'DAN KUDÜS'E GİDEN YOL ŞAM'DAN GEÇEBİLİR"
“Türkiye’nin eğemenliğini ihlal eden” saldırının ardından “Erdoğan ve Davutoğlu’nun arabuluculuğuyla İsrail-Suriye görüşmelerinin devam ettiği, “Türklerin de, hava sahasının ihal edilmesi konusunda aşırı tepki göstermekten kaçınarak kuzeydeki gerilimi yatıştırmaya yönelik diplomatik çabaya liderlik etmek için çalışmaya başladığı” kaydedilen yazıda şu çağrı da yapıldı:
“Şimdi Esad, aynı mutabakatı öneriyor ancak ters yönde: Suriye kanalına ilişkin görüşmeleri yeniden başlatalım ve Türkler ile İsrailliler’e, filo konusunda karşılıklı atışmaların yerine uğraşacak önemli bir konu verelim. Kimin daha çok onuru olduğu konusunda birbiriyle yarışmak yerine bölgedeki durumu iyileştirmek için çalışmak daha iyi olur.
Erdoğan ve Netanyahu, sorumlu komşularına kulak vermeli. Ankara’dan Kudüs’e giden yolunun Şam’dan da geçebileceğini keşfedebilirler.”(ANKA)