ANKARA (A.A) - Dinçer, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"YÖK Kanunu ile ilgili çalışmaların" sorulması üzerine Dinçer, YÖK Kanunu ile bakanlığın bir çalışması olmadığını belirterek, "YÖK'ün kendisinin bir çalışması var. Daha önceden konuyla ilgili bana bilgi vermişlerdi. Oldukça ilerlemişlerdi, bir tasarı taslağı oluşturulmuştu, zannediyorum onu daha sonra geniş bir kitleyle ve ilgili aktörlerle tartışmayı planlıyorlardı. Başkan değişiminden sonra bu sürecin başlamadığını görüyorum" diye konuştu.
-Okullarda tablet uygulaması-
"FATİH Projesi" ile ilgili de soruları yanıtlayan Dinçer, "Bu projede engelli öğrencilere yönelik bir tasarım şekli var mı?" sorusuna, "Henüz yok. Akıllı tahta ile ilgili böyle bir ihtiyaç çıkmaz ama tablet bilgisayarlar için ihtiyaç varsa bu zaman içinde şekillenecek bir husus olur. Çünkü projenin çok başındayız" karşılığını verdi.
Dinçer, "85 bin akıllı tahtanın olduğu bir sınıf için aşağı yukarı ortalama 30 öğrenci varsayarsanız, en az 250 bin öğrenciye de tablet dağıtmak durumunda kalacağız mesela önümüzdeki 1 yıllık süre içerisinde. Sonra giderek bu artacak" diye konuştu.
-"Faturaları, Bakanlık ödeyecek"-
Bakan Dinçer, tabletler internete açık olacağı için çocuklara yönelik bir kısıtlama bulunup bulunmayacağı sorusu üzerine, kısıtlama olacağı yanıtını verdi. Dinçer, "Şu andaki sınırlamalarımız neyse hangi içerikler, genel anlamda bizim mahsurlu gördüğümüz içeriklerse, onlara ulaşmaları engellenecek. Onun dışında özellikle eğitim malzemelerine serbestçe ulaşabilecekler" dedi.
Uygulamadan kaynaklanan faturayı kimin ödeyeceği sorusuna Dinçer, "Okullardaki faturaları biz ödeyeceğiz. Evlerindeki kullandıkları internet de yine bizim ödemelerimiz içinde olacak, çocuklar onun için ücret ödemeyecekler. Yalnız onu öyle tasarlayacağız, 3 G olmadığı için belki, okulda kullanabilecek, evde kullanabilecek fakat üçüncü bir alanda internet açık olmayacak" yanıtını verdi.
-Öğretmen atamaları-
Şubat ayında yapılacak öğretmen atamasına ilişkin bir soru üzerine Bakan Dinçer, atama kılavuzunun hazırlıklarının yapıldığını, çok kısa zamanda duyurulacağının bildirdi.
Bütçe Kanunu'nda 2012 yılında 29 bin yeni memur alınması kararı verildiğini anımsatan Dinçer, "Bu 29 bin kadro tüm Türkiye'deki bakanlıklara dağıtılacak kadro. Eğer bunun üstünde kadro verilecekse ek kanun çıkarılması lazım. Onun ne zaman çıkacağı, nasıl çıkacağı henüz belli değil" dedi.
Bu kadrolardan 17 binin Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrıldığını belirten Dinçer, "Çok büyük bir ihtimalle yeni bir kadro kanunu çıkacak zaman içerisinde ama biz esas öğretmenimizi, 2012 yılındaki esas öğretmen alımımızı Ağustos ayında yapacağız" diye konuştu.
"2012 yılında alınacak öğretmen sayısına ilişkin bir tespitinin olup olmadığının" sorulması üzerine Bakan Dinçer, şöyle konuştu:
"Bir tespitim var, yanlış propagandalarla benden önceki bakanımıza ciddi anlamda haksızlık edildiğidir. Çünkü AK Parti iktidarı döneminde yaklaşık 320 bin öğretmen aldık bunun 80 binini Nimet Hanım zamanında aldık. Ondan önceki hiçbir dönemde bu kadar yüksek sayıda öğretmen alındığı vaki değil bir yılda. Buna rağmen öğretmen alımı konusunda en çok eleştirilen de o bakanımız oldu. Doğrusunu söylemek gerekse alınacak öğretmen sayısı konusunda sizinle şu anda paylaşabileceğim hiçbir bilgim yok."
Dinçer, soru üzerine, yeni atanacak öğretmenlerin, bir yıllık stajyer öğretmen dönemi dahil edildiğinde yeni atanacakları yerde toplam 4 yıl görev yapmaları gerekeceğini belirtti.
Öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde ne zaman düzenleme yapacakları sorusunu ise tamamlandığı zaman paylaşacağını belirterek, yanıtsız bıraktı.
-"12 yıllık zorunlu eğitim için altyapı çalışması 4-5 yıl alır"-
Zorunlu eğitimin yükseltilmesiyle ilgili projeksiyonun hayata geçirilmesi durumunda, altyapının hazırlanmasının ne kadar süreceği sorusuna Dinçer, "Bu, kaynaklarla ilgili bir husus, bize daha fazla kaynak ayrılırsa çok daha kısa sürede intibak sağlamak mümkün. Şu anda da ihtimalli bir cevap verebilirim. Çünkü biliyorsunuz biz yeni uygulama olarak kiralama yöntemini ve kamu-özel ortaklığını da devreye sokuyoruz. Bunun bizim ihtiyaçlarımızı giderme noktasında ne kadar etkili olacağına dair kesin bilgimiz yok elimizde. O açıdan bakıldığında bu yöntemlerle beraber yine elimizden gelen en kısa sürede tamamlamaya çalışırız. 4-5 yıl gibi olur muhtemelen."