HABER

Eşinin gözü önünde tecavüz ettiler

Eşine gözü önünde tecavüz ettiğini ileri süren bedensel engelli devlet memuru Z.H., olayla ilgili kimsenin cezaevine girmemiş olmasına isyan etti.

Eşinin gözü önünde tecavüz ettiler
Aydın'ın Çine İlçesi'nde, kendilerini silah zoruyla kaçıran 3 kişinin eşine ormanlık alanda gözü önünde tecavüz ettiğini ileri süren bedensel engelli devlet memuru Z.H., olayla ilgili kimsenin cezaevine girmemiş olmasına isyan etti. Z.H., "Sokağa çıkamaz hale geldik. Namusum, onurum bu alçaklar cezalandırılırsa kurtulmuş olur. Bunu yapanlar, elini kolunu sallayarak gezerken, onurumuzu kurtarmak için dava açtık. Hayatımızı zindana çevirenlerin en ağır cezayı alana mücadele edeğim. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğim. Tek dayanağımız 1.5 yaşındaki oğlumuz Oğuz. Onun için ayakta durabiliyoruz. Yoksa ölmeyi tercih ederim" dedi.
İzmir, Bergama Anadolu Lisesi'nde engelli kadrosunda memur olarak çalışan 31 yaşındaki Z.H. ile kendisi gibi Bergama İsmail Hakkı Pamukçu İlköğretim Okulu'nda memur olan eşi 23 yaşındaki A.İ.H.'nin tayinleri, geçen yıl Muğla'nın Yatağan İlçesi'ne çıktı. Sol kolu olmayan ve bacakları tutmayan Z.H. ile eşi A.İ.H., Yatağan'a taşındı.
14 Eylül 2008 tarihinde. Z.H. ve A.İ.H., Aydın'daki akrabalarını ziyarete gitti. Aynı gün dönüş için, Aydın- Muğla Karayolu üzerinde otobüs bekleyen çift, iddiaya göre yanlarına gelen silahlı 2 kişi tarafından tehdit edilerek bir kamyona bindirilerek kaçırıldı. Elleri bağlanıp, ağızları bantlanan çift, daha sonra Çine Çayı yakınlarındaki ormanlık alana götürüldü.
Burada, ağaca bağladıkları Z.H.'nin gözü önünde, bir çocuk annesi eşi A.İ.H.'ye saatlerce tecavüz etti. Saldırganlar daha sonra genç çifti bırakarak, kendilerine gözcülük yaptığı ileri sürülen bir kişiyle birlikte kaçtı. 3 kişinin, 20 TL yol parasını da gasp ettiği perişan haldeki çift, güçlükle yola çıkarak ilk buldukları telefondan jandarmayı arayarak, durumu bildirip, şikayetçi oldu.
**İKİNCİ KEZ KAÇIRMAK İSTEYİNCE YAKALANDILAR**
36 saat sonra Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldüğü ileri sürülen A.İ.H.'nin Adli Tabip'te yapılan muayenesinde, `Tecavüz bulgusuna rastlanmamıştır. Sperm kalıntısı bulunamamıştır' raporu verildi. Bunun üzerine çılgına dönen çift, Çine Cumhuriyet Savcılığı'na giderek şikayetçi oldu. İlk olaydan 8 gün sonra şüpheliler M.K., H.B. ve Ş.K., A.İ.H.'yi tekrar kaçırmak isteyince polis tarafından yakalandı. 3 şüpheli, ifadelerinde, "A.İ.M. ile para karşılığında birlikte olduk. Tecavüz etmedik" dedi. Bunun üzerine Çine Cumhuriyet Savcılığı 26 Şubat 2009 tarihinde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Savcılığın kararı üzerine genç çift, Adli Tabibliğin verdiği rapor ile şüphelilerin ifadelerinin uyuşmadığını ileri sürerek, Söke Ağır Ceza Mahkemesi'nde savcılığın kararına itiraz etti. Mahkeme, 30 Temmuz 2009 tarihinde, savcılığın kararının kaldırılarak, dava açılmasına karar verdi. 3 şüpheli hakkında, 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. 3 kişi, tutuksuz yargılanacak.
**`BU ACIYLA YAŞAMAKTANSA, ÖLMEYİ TERCİH EDERİM'**
Yaşadıkları nedeniyle psikolojilerinin bozulduğunu 8 aydır tedavi gördüklerini belirten Z.H. "Onurum ve şerefimiz beş paralık oldu. Sokağa çıkamaz hale geldik. Devlet memurunu böyle mi korumalı ? Namusum, onurum bu alçaklar cezalandırılırsa kurtulmuş olur. Bunu yapanlar, elini kolunu sallayarak gezerken, onurumuzu kurtarmak için dava açtık. Bu davada devlet yanımızda olmadığı gibi yalnız bırakıldık. Devlet Bakanımız Nimet Çubukçu'ya sesleniyoruz. Hakkımızı, namusumuzu kim koruyacak ? Hayatımızı zindana çevirenlerin en ağır cezayı alana kadar gerekirse AİHM'e kadar gideceğim. Tek dayanağımız 1.5 yaşındaki oğlumuz Oğuz. Onun için ayakta durabiliyoruz. Yoksa bu acıyla yaşamaktansa, ölmeyi tercih ederim" dedi.
**`SPERMLİ KÜLOT ADLİ TIP'TA KAYBOLDU' İDDİASI**
Yaşadıklarını unutmasının mümkün olmadığını belirten A.İ.H. ise "Hayvanlar gibi sabaha kadar bana tevacüz edenler, ortalıkta geziyor. Sapıklar, `Şans bu gece size güldü. Size rastlamasaydık, bunu başkasına yapacaktık' diyorlardı. `Çoğumuz var, bırakın bizi' dedik, ancak dinletemedik. Tecavüz ettikleri yetmiyormuş gibi sürekli alay edip, bizi ölümle tehdit ediyorlardı. İçlerinden biri cinsel organını, ağaca bağladıkları eşime sürtüp. Ağza alınmayacak, laflar söylürdu. Hayatımız, kabusa döndü. Halen telefon edip, `Seni ve çocuğumu kaçıracağız. Geneleve satacağız' diye tehditlerde bulunuyorlar" dedi.
Bu kadar zaman geçmesine rağmen adaletin yerini bulmadığını söyleyen A.İ.H., "Olay anında, üzeri sperm dolu külodumu saklayıp, delil olması için Adli Tıp'ba vermiştim. Ancak, sonradan öğrendiğime göre kaybolduğu için incelenmemiş. Yaşadıklarımın, başkalarının da başına gelmemesi için, sesimi duyurmak istiyorum. Devletin bize sahip çıkmasını, bu eşkiyaların bir an önce hak ettikleri cezayı çekmesini istiyorum" diyerek gözyaşlarına boğuldu.

En Çok Aranan Haberler