HABER

Eski Bakan Vuralhan'ın öldürülmesine ilişkin dava

Eski Milli Savunma Bakanı Mehmet Ercan Vuralhan'ın Sirkeci'de bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin tutuklu sanık Yüksel Karababa'nın "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması istemiyle yargılanmasına başlandı - Sanık Yüksel Karababa: - "Vuralhan, değişik sebeplerle, birçok bahane uydurarak 3 yıl içinde benden toplamda 676 bin doları peyderpey aldı. Buna rağmen söz verdiği şekilde benim ürettiğim eşyaların yurt dışına satışı hususunda herhangi bir yardımı olmadığı gibi bu paraları kendisine çevreden borç alarak verdiğim için kendi işlerim de bozuldu" - "Uzun süre yaşadığım gerginlik nedeniyle, o gün de söylediği bu sözden sonra kendimi kaybetmiştim. Ne yaptığımı hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde Ercan Bey'in başı elimdeydi ve yanımda bulunan bıçak boğazına saplanmıştı" - Vuralhan'ın koruması Bahtiyar Yüzer: -"Bakan Bey'in sürekli sahte belgelerle, değişik değişik kişilerden paralar istediğine ve aldığına şahit olmuştum. Benden bile defalarca para istemişti"

İSTANBUL (AA) - Eski Milli Savunma Bakanı Mehmet Ercan Vuralhan'ı (75) Sirkeci'deki bir kafede bıçaklayarak öldürdüğü iddia edilen tutuklu sanık Yüksel Karababa'nın, yargılanmasına başlandı.

İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuklu sanık Yüksel Karababa ve avukatları katıldı. Öldürülen bakan Vuralhan'ın yakınları ve avukatları ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada savunması alınan sanık Karababa, çöplerden geri dönüşüm, imalat işi yaptığını ve Vuralhan'la 2014 yılının Ocak ayında bir arkadaşı aracılığıyla tanıştığını belirterek, "İşlerimi geliştireceğim lokal bir ortak aradığım için M.Y. isimli biriyle görüştüm. Ortak olabileceğini fakat iki hafta kadar sonra, 200 bin dolar alacağı olduğu eski savunma bakanı olan maktulden parayı almak için harç yatırması gerektiğini belirtti. İhtiyacı olduğunu söylediği 500 avroyu bu kişiye verdim. Eski bakan da teşekkür amacıyla beni yanına çağırdı, ona yapacağım işi anlattım ve olumlu yaklaştı." ifadelerini kullandı.

- "Çeşitli bahanelerle benden 676 bin dolar aldı"

Vuralhan'ın kendisine, "Birleşmiş Milletler'de (BM) ve değişik ülkelerde işler yaptığını, birçok kişiyi tanıdığını, ürünlerini pazarlayabileceğini ancak bunun için bazı problemlerin halledilmesi gerektiğini, paraya ihtiyacı olduğunu" söylediğini savunan Karababa, şöyle devam etti:

"Değişik sebeplerle birçok bahane uydurarak 3 yıl içinde benden toplamda 676 bin doları peyderpey aldı. Buna rağmen söz verdiği şekilde benim ürettiğim eşyaların yurt dışına satışı hususunda herhangi bir yardımı olmadığı gibi bu paraları kendisine çevreden borç alarak verdiğim için işlerim de bozuldu. Bu nedenle iş yerimi dağıtmak zorunda kaldım, 350 bin lira da buradan zararım oldu. Bu tarihten bir hafta önce kendisiyle konuştuğumuzda bana, rahat olmamı, işimi halledeceğini falan söyledi. 17 Nisan'da, paraları yarın geri vereceğini, paranın saat 13.00'te hesabımda olacağını söyledi. Ancak, saat 11.00'e kadar başka bir ödemesi için 2 bin 500 dolara ihtiyacı olduğunu söyleyip benden istedi. Ben de kendisine, bu parayı bir tanıdığımdan bulabileceğimi ancak somut bir belge görmem gerektiğini söyledim."

- "Kendime geldiğimde Ercan Bey'in başı elimdeydi"

Olay günü öğle saatlerinde Vuralhan ile Sirkeci'deki bir kafede buluşup yemek yediklerini ve saat 14.00'e geldiğinde, paranın nerede kaldığını sorduğunu belirten Karababa, Vuralhan'ın kendisine, "Kardeşim sen onu boşver, sen bizim işi hallet, arkadaşını çağır." dediğini, kendisinin de "4 yıldır hep aynı şeyi söylüyor, hep 'bu son' diyorsun, sana nasıl güveneyim?" diye karşılık verdiğini anlattı.

Vuralhan'ın kendisine, "Sen verdiğin sözü tutmuyorsun, söz vermenin ne anlama geldiğini biliyorsun, ben ne yapayım kardeşim." ifadelerini kullandığını ve sözünü tutmayan biri olduğu imasında bulunduğunu kaydeden Karababa, "Uzun süre yaşadığım gerginlik nedeniyle, o gün de söylediği bu sözden sonra kendimi kaybetmiştim. Ne yaptığımı hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde Ercan Bey'in başı elimdeydi ve yanımda bulunan bıçak boğazına saplanmıştı. Ercan Bey korumayı daha önce gönderdiği için ikimiz yalnızdık. Ben bıçağı kenara bırakıp ellerimi kaldırarak içeridekilerinden polis çağırmalarını söyledim. Maktulü öldürmek gibi bir niyetim yoktu. Olay bir anlık öfkeyle meydana gelen bir olaydır. Beraatime karar verilmesini talep ederim." diye konuştu.

Sanık Karababa, soru üzerine, verdiği paraları almak için mahkemelere ve değişik makamlara çok sayıda müracaatta bulunduğunu ancak bir sonuç alamadığını dile getirdi.

- "Paralar aldığına ve geri ödemediğine şahit oldum"

Tanık olarak beyanı alınan eski bakanın koruması Bahtiyar Yüzer de son 2,5 yıldır Vuralhan'a korumalık yaptığını, makam araçlarının olmadığını, her gün değişik kafe tarzı yerlere toplu taşıma araçlarıyla gittiklerini belirterek, Vuralhan'ın kafeleri ofis gibi kullandığını, görüşmelerini oralarda yaptığını, sanıkla bakanın birçok konuşmasına şahit olduğunu ve sanığın maktule birçok kez para verdiğini ancak geri alamadığını bildiğini aktardı.

Yüzer, olay günü kalabalığı görünce Sirkeci'deki kafeye geri döndüğünde Vuralhan'ın kanlar içinde olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

"Yüksel Karababa'ya, 'Kim yaptı?' diye sorduğumda, 'Yapacak bir şeyim kalmadı.' dedi. Ercan Bey'in Yüksel Bey gibi başkalarından da paralar aldığına ve geri ödemediğine şahit oldum. 'Yarın nasıl olacak bu durumlar?' dediğimde, 'yarın kelimesi sıcak bir kelimedir, sen bunu bilemezsin' gibi sözler söylüyordu. Benden bile defalarca para istemişti. Hatta bana bir belge gösterip, 'sana bir milyon avro para getirtebilirim ancak bana 2 bin dolar vermen gerekir' demişti, kabul etmemiştim. 'Siz bu parayı yatırın, yarısı sizin olsun yarısı benim olsun' demiştim. O da bana, 'sen insanlıktan anlamıyorsun' demişti. Bakan Bey sanığa sürekli, 'Gana'dan para geleceğini, değişik yerlere paralar yatırması gerektiğini' falan söylüyordu. Hatta Yüksel Bey'e, 'BM Ankara bürosunda para hazır, 7 bin dolar para getirirsen bunu alabiliriz' dedi. Bunun üzerine hep birlikte Ankara'ya gittik. Ancak söz konusu birimin başkanının orada olmadığını gördük. Ercan Bey oradaki yetkililere bir belge gösterip, 'bu para buraya gelecek, bu parayı buradan alacağım, sekiz kasa parası olduğunu' söyleyince oradaki görevliler, 'böyle bir durumun söz konusu olamayacağını, gösterilen rakamın sahte olduğunu' söylemişti. Bakan Bey'in sürekli sahte belgelerle, değişik kişilerden paralar istediğini ve aldığına şahit olmuştum."

- Haksız tahrikten tahliye talebi

Söz alan sanık Karababa'nın avukatı Seyfullah Yılmaz, müvekkilinin eylemi haksız tahrik altında işlediğinin açık olduğunu, delillerin toplandığını ve kaçma ihtimalinin bulunmadığını savunarak, tahliye kararı verilmesini talep etti.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, davet edildiği halde gelmeyen tanık E.D'nin zorla getirilmesine ve sanık Karababa'nın delil durumuna göre tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı 13 Kasım'a erteledi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Sirkeci'deki bir kafede oturan 75 yaşındaki Vuralhan'ın, 18 Nisan'da Yüksel Karababa tarafından bıçaklandığı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği belirtiliyor.

İddianamede, Karababa'nın "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

En Çok Aranan Haberler