- MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde, eski eşi bir çocuk annesi 25 yaşındaki Gizem Olgun'u bıçaklayarak öldüren 27 yaşındaki Mert Toprak'ın yargılanmasına devam edildi.
Bodrum'daki bir turistik tesiste bahçıvanlık yapan Mert Toprak, 9 yıl evli kaldığı ve 2017 Ocak ayında boşandığı Gizem Olgun'u, geçen Mart ayında çalıştığı mağazada boğazını keserek ve defalarca bıçaklayarak öldürdü. Tutuklanan Mert Toprak hakkında 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, kasten öldürme' suçlarından Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın bugün yapılan ikinci duruşmasına tutuklu sanık Toprak, avukatı Behice Tuğba Yılmazer, ölen Gizem Olgun'un babası Cenap Olgun, Muğla Barosu'nu temsilen Avukat Evrim İnan, Avukat Pembe Saçar ve Bodrum Kadın Dayanışma Derneği üyeleri katıldı.
'GİZEM BENİ ALDATTI'
İlk duruşmada yalnızca iddianame örneği gönderildiği ve dosyadaki bazı evrakları inceleme fırsatı bulamadığı gerekçesiyle susma hakkını kullanan sanık Mert Toprak, bu celsede savunmasını yaptı. Eşinin kendisini aldattığını öne süren Mert Toprak, "Gizem ile lisede tanıştık. Çıkmaya başladık. Liseyi bitirdikten 2 yıl kadar sonra ailelerimizin rızasıyla 2008 yılı içerisinde evlendik. Bu evliliğimizden şu anda 9 yaşında olan müşterek bir çocuğumuz var. Evliliğimiz zarfında 2010 ve 2015 yılları arasında Gizem, bana akrabası olarak tanıştırdığı B.B. isimli şahıs ile beni aldatmaya başladı. Ayrıca bu süre zarfında başka erkek şahıslarla da görüştüğünü öğrendim. Ben bu olayı öğrendikten sonra Gizem ile boşanmak istedim. Ancak her defasında ailesi tarafından bu konu kapatıldı ve boşanmamıza izin verilmedi. Bu nedenle boşanamadık" iddiasında bulundu.
Ankara'ya araba almak için gittiğinde Gizem Olgun ile yaptığı telefon görüşmesinde eski eşinin konuşmalarından şüphelendiğini belirten Mert Toprak, bu nedenle 1 hafta kalacağı Ankara'dan döndüğünü söyledi. Mert Toprak, Bodrum'a dönüp eve geldiğinde Olgun'u, bornozuna sarılı halde görüntülü telefon konuşması yaparken bulduğunu, kızıp tokat attığını söyledi. Ailelerinin de karıştığı kavga sonrasında Gizem Olgun ile boşanma kararı aldıklarını ve boşandıklarını anlattı.
'GİZEM'İN YANINDAKİ KİŞİ BENİ TEHDİT ETTİ'
Olaydan 2 gün önce Eski eşi Gizem Olgun'u bir kişinin aracına binerken gördüğünü belirten Mert Toprak, savunmasına şöyle devam etti:
"Hatırladığım kadarıyla olay tarihinden 2 gün önce akşamüstü saatlerinde aracımla Gizem'in işyerinin önünden geçerken, iş çıkışında daha önceden tanımadığım bir kişinin kullandığı araca bindiğini gördüm. Samimi bir şekilde görüntü veriyorlardı. Yanımda kardeşim Haydar T. bulunuyordu. Takip etmeye başladım. Küdür Mevkii'nde ıssız bir yere gittiler. Sürekli peşlerindeydim. Ancak benim arabayla geldiğimi görünce kaçtılar. Arabanın, Cem Ö'ye ait olduğunu öğrendim. İşyerime yaklaşık 200 metre ilerisinde Cem Ö. isimli şahıs, arabasıyla benim önümü kesti. Araçtan inerek bana 'Gizem'in peşinde dolanmayacaksın. Def olup buradan gideceksin, seni buralarda bir daha görmek istemiyorum. Buralarda görürsem, öldürürüm' şeklinde tehdit ve hakaretlerde bulundu."
'MAKATIMA ŞİŞE SOKMAK İSTEDİLER'
Olaydan bir gece öncesini de anlatan Toprak, "Ailemin evinde kalırken gece saat 04.00 sıralarında kardeşim Haydar T. beni uyandırdı ve 'Herhalde arkadaşların, seninle konuşmak istiyorlar' dedi. Tanımadığım 2 kişi evin önünde beni bekliyorlardı. Yanlarına gidince 'Seni bir daha buralarda görmeyeceğiz, buradan defolup gideceksin' şeklinde sözler söylediler. Ben de karşılık verdim. Karşılıklı bağrıştık. Bağrışmalar olunca, gidip başka bir yerde konuşalım dedik. Ben kendi aracıma bindim. Evimize yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta bulunan Cennet Koyu'na gittik. Arka arkaya hareket halindeydik. Yoldayken bir araç bizi kıskaca aldı. Cennet Koyu'nda durduk. Kardeşim de yanımdaydı. O aracın içinden inen 4 kişi de aynı şekilde 'Buradan gideceksin' diyerek beni tehdit etmeye başladı ve beni darp etti. Bu durum doktor raporunda da sabittir. İçlerinden 2 tanesi kardeşimi uzaklaştırdı. Ardından şahıslardan bir tanesi bir şişe çıkarttı. Yanımda bulunan diğer kişiler benim kıyafetlerimi çıkarmak ve şişeyi makatıma sokmak istedi. Bu sırada bir tanesi de ya telefon ya da kamerayla çekim yapıyordu, ancak şişeyi makatıma sokmadılar. Bir tanesi daha sonra enseme vurdu. Bayılmışım. Kardeşim benim su ile ayılmamı sağladı. Kendime geldiğimde bu şahıslar olay yerinde yoktular" dedi.
OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI
Gece yaşadığı olaydan sonra sabah işyerine gitmek üzere yola çıktığını belirten Mert Toprak, "Sabahleyin aracımla işyerime gidiyordum. Gizem'in çalıştığı işyerinin yanında bulunan ve sürekli yakıt aldığım benzinlikten aracıma benzin doldurdum. Bu sırada Gizem'in işyerinde olduğunu gördüm. Gülümseyerek telefonda birileriyle konuşuyordu. Arabamı orada bırakarak konuşmak amacıyla Gizem'in işyerinin içerisine girdim. Yalnızdı, beni görünce 'Şerefsiz, senin burada ne işin var, buraya niçin geldin. Sende haysiyet olsa buraya gelmezsin' diyerek bana hakaret etmeye başladı. 'Sana ne yaptım' diye sordum, ancak aynı şekilde konuşmaya devam ediyordu. Bu sırada benzinlikte çalışan pompacı gelerek arabayı çekmemi istedi. Aracımı alarak bir başka bir yere park ettim. Yürüyerek Gizem'in işyerine tekrar geldim. Beni görünce aynı şekilde 'Şerefsiz, haysiyetsiz, burada ne işin var' demeye başladı. Ardından 'si..r git, dünkü şişe olayını unuttun galiba' dedi. Telefonla bana görüntü göstermeye çalıştı. Kendimi kaybetmişim. Bahçıvanlık yaptığım için sürekli yanımda küçük bir bıçak taşıyordum. Gizem'e ne şekilde ve nasıl vurduğumu ve ne yaptığımı hiç hatırlamıyorum. Pişmanım. Takdir mahkemenindir" dedi.
Benzin istasyonunda şoför olarak çalışan Fatih Köklü ise, tanık olarak dinlendi. Köklü, olay sırasında Mert Toprak'ın 'Siz karışmayın, işin iç yüzünü bilmiyorsunuz' dedi ve bıçakla vurmaya devam ettiğini söyledi.
'GİZEM'İ 2 KERE EVİNE BIRAKTIM, O ZAMAN DA BEKARDI'
Tanık Cem Ö. ise, Gizem Olgun'u 3-4 yıl önce arkadaş çevresi vasıtasıyla tanıdığını belirterek, "Olaydan 2-3 gün önce Gizem'i işyerinden aldım. Arabayla evine götürecektim. Moralinin bozuk olduğunu söyleyerek 'bir yere gidip oturalım' dedi. Bunun üzerine Küdür Mevkii'ne benim arabamla gittik. Arabayı park ettiğimiz yerde birden çok araç da bulunuyordu. Aracın içerisinde otururken, bir araç bizim arabamızın yanına yaklaştığını fark ettik. Gizem bu aracın babasına ait olabileceğini söyleyerek 'Buradan gidelim' dedi. Zaten çok kısa bir süre orada kalmıştık. Hemen hareket ettik. Yanımıza gelen araç arkamızdan bizi takip etmeye başladı. Gizem geri dönüp aracın plakasına baktığında 'Bu Mert'in aracı' dedi. Mert'in kim olduğunu sordum. Eski eşi olduğunu anlattı. Ardından kendisini Yalıkavak Polis Merkezi'ne bırakmamı istedi. Ben de bunun üzerine Gizem'i Yalıkavak Polis Merkezi'ne bıraktım ve oradan ayrıldım. Araç yaklaşık 400-500 metre kadar bizi takip etmişti. Benim olay hakkındaki bilgim ve görgüm bundan ibarettir. Ben maktulü 2 kez sadece evine bıraktım. Her ikisinde de maktul boşanmıştı, yani bekardı. Olayın nasıl meydana geldiğini görmedim. Daha sonra arkadaşlarımdan olayı öğrendim" dedi.
OLGUN'UN TELEFON KAYITLARININ İNCELENMESİNİ İSTEDİ
Duruşmada, Muğla Barosu temsilcilerinin davaya katılma talepleri de görüşüldü. Suçtan zarar görme ihtimali bulunmadığı belirtilen Muğla Barosunun katılma talebinin reddine karar verildi.
Sanık avukatı Behice Tuğba Yılmazer, Mert Toprak'ın olaydan önce yaşadıkları yüzünden cinnet getirdiğinin tanık beyanlarıyla sabit olduğunu öne sürdü. Avukat Yılmazer ayrıca, adli emanette bulunan Gizem Olgun'un telefondaki mesajlaşma, görüntülü ve sesli görüşme kayıtlarının incelenmesini istedi.
Mahkeme, Mert Toprak'ın tutukluluk halinin devamına, sanığın kardeşi Haydar T'nin tanık olarak dinlenmesi ve adli emanette bulunan Olgun'un cep telefonunun bilirkişi tarafından ya da ilgili firma tarafından incelenmesine karar verip, duruşmayı 2 Kasım'a erteledi.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği üyeleri, duruşmanın sonunda adliye bahçesinde basın açıklaması yaptı. Dernek sözcüsü Figan Erozan, "Muğla Barosu'nun müdahil olma talebi kabul edilmedi. Kadın ölmüş de olsa onları savunacak birimlere ihtiyaç var. Mahkemeler ne yazık ki direk suçtan zarar görmediği için bu talebi kabul etmiyorlar. Bugün baronun talebi kabul edilmediği için Gizem savunulamadı. Bir sonraki duruşmaya, bir şekilde aile ile hareket ederek, gönüllü bir avukat bulmaya çalışacağız. Gizem'in avukatı o salonda kendisini ifade edecek. Bugün duruşmada Gizem konuşamadı. Gizem olmayabilir biz kadınlar buradayız. Sanığın ifadelerinde elişkiler var. Mert Toprak'ın en ağır cezayı almasını istiyoruz. Dava sonuçlanana kadar takibe devam edeceğiz" dedi.
Baba Cenap Olgun ise, adliye çıkışında, "İnşallah bir sonraki celsede sonuçlanır. Sanığın en ağır cezayı almasını istiyorum" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz