ANKARA (İHA) - Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Yeni Türk Lirası'na geçilmesiyle piyasada bulunan banknot ve madeni paraların 2005 yılı sonuna kadar geçerli olacağını belirterek, "2005 yılı boyunca hem bugünkü Türk Liraları hem de Yeni Türk Liraları birlikte tedavül edecektir. Dolayısıyla, vatandaşlarımızın bu değişim için acele etmelerine gerek yoktur" dedi.
Serdengeçti, Merkez Bankası'nda düzenlediği sunumda, 1 Ocak 2005 tarihinde tedavüle çıkarılacak olan Yeni Türk Lirası banknotlar ve madeni paraları tanıttı.
Serdengeçti, üç başlık halinde gerçekleştirdiği sunumunun birinci bölümünde, YTL Tanıtım Kampanyası'na ilişkin iletişim çalışmalarını anlattı. İkinci bölümde ise banknotların geçmişten bugüne kadarki durumu hakkında bilgiler veren Serdengeçti, üçüncü ve son bölümde de, YTL banknot ve madeni paraların güvenlik özelliklerini açıkladı.
Tanıtım kampanyası öncesinde yaptıkları araştırmada, vatandaşların yüzde 80'inin yeni bir para birimine geçileceğinden haberdar olduğunun ortaya çıktığını belirten Serdengeçti, bu çerçevede, iletişim çalışmalarını, kamuoyunu "YTL'ye geçileceği" konusunda bilgilendirmekten ziyade, YTL'nin fiziki görünümü, güvenlik özellikleri ve kullanım kolaylıkları konusunda kapsamlı bir biçimde bilgilendirmek üzerine yoğunlaştırmayı tercih ettiklerini kaydetti. Kampanyanın ilk aşamasında kamuoyuna, Türk Lirası'ndan altı sıfır atılacağını, 1 Ocak 2005'ten itibaren Yeni Türk Lirası'nın tedavüle gireceğini, YTL ve TL'nin bir yıl süreyle birlikte tedavül edeceğini anlattıklarını ifade eden Serdengeçti, "Bu yaklaşımla hazırlanan, toplam 400 bin adet tanıtım kitapçığı, 200 bin adet afiş ve 500 bin adet etiketin büyük bir bölümü, kamu kurumlarının desteğiyle, ekranda gördüğünüz 7 coğrafi bölgede 81 ile ulaştırılmıştır. PTT ile gerçekleştirilen işbirliği kapsamında, Kasım ayından itibaren, PTT aracılığıyla gönderilen zarfların tamamında, kampanyamızın logosu yer alacaktır" diye konuştu. Serdengeçti, söz konusu kuruluşlarla işbirliğinin, paranın fiziki görünümünün ve güvenlik özelliklerinin tanıtımının ön planda yer alacağı ikinci aşamada da devam edeceğini vurguladı. Serdengeçti, kampanyanın başarıya ulaşmasında, medyanın ve kamu kurumlarının verdiği desteğin yanı sıra, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerinin yürüttüğü bilinçlendirme faaliyetlerinin de büyük önem taşıdığını anlattı. Serdengeçti, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Perakendecilerimiz, tanıtım malzemelerimizi Türkiye çapındaki mağazalarında kullanarak; katalog, insert ve ilanlarında kampanya afişine, logosuna ve mesajlarına yer vererek; kendi müşterilerine YTL ile ilgili tanıtıcı materyal dağıtarak kampanyamıza çok önemli destek sağlamaktadırlar. Ayrıca, fiyatların 'aşağı yuvarlanması' konusunda gösterdikleri kararlılıkla, geçiş sürecini kolaylaştıracak çok önemli bir adım daha atmışlardır. Perakende sektörüyle yakın işbirliğimiz önümüzdeki dönemde de devam edecektir. Türkiye Bankalar Birliği ile yapılan işbirliği neticesinde, toplam 49 bankanın tüm Türkiye'deki şubelerine afişlerimiz ulaştırılmıştır. Türkiye Bankalar Birliği'ne ve bankalarımıza, verdikleri destek için ayrıca teşekkür etmek isterim. Bankalarımızın, özellikle YTL'nin fiziki görünüm ve güvenlik özelliklerinin tanıtımında katkılarının artarak devam edeceğine inanıyorum. Kampanyanın başlangıcından beri ifade ettiğimiz gibi, özellikle görme engelli vatandaşlarımızın bilgilendirilmesine çok önem veriyoruz. Bu doğrultuda, Türkiye Körler Federasyonu ile birlikte sürdürülen hazırlıklar tamamlanmak üzeredir. Görme engelli vatandaşlarımızın yeni banknot ve madeni paraları nasıl tanıyabileceklerine ilişkin özel baskı tekniğiyle hazırlanan broşürler, Türkiye Körler Federasyonu tarafından tüm Türkiye'ye dağıtılacaktır.
Kampanyamızın ikinci aşamasında, Yeni Türk Lirası banknot ve madeni paraların fiziki görünümünü, güvenlik özelliklerini ve hesaplama kolaylıklarını kamuoyuna tanıtmayı hedefliyoruz. Ayrıca, etiketlerde çift fiyat gösterimi uygulamasına yönelik bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık vereceğiz. Bu aşamada; YTL banknotların ve madeni paraların fiziki görünümü ve güvenlik özelliklerini içeren ve hesaplama kolaylıklarını gösteren 1 milyon adet broşür hazırlanmıştır. Aynı konuda; çocuklara özel tasarlanmış 1 milyon adet broşür hazırlanmıştır."
Serdengeçti, görme engelli vatandaşlar için hazırlanan 5 bin adet broşürün Türkiye genelinde dağıtılacağını belirterek, bu aşamada, 300 bin adet afiş ve profesyoneller için hazırlanmış 50 bin adet broşürün dağıtımının yapılacağını söyledi. Türkiye'yi ziyaret eden yabancı konukların YTL'yi daha yakından tanıması için 50 bin adet yabancı dilde tanıtım kitapçığı ve 10 bin adet afiş hazırlayacaklarını anlatan Serdengeçti, "Bu tanıtım malzemelerinin, belirlenen adreslere dağıtımı, 15 Kasım-15 Aralık tarihleri arasında yapılacaktır. Merkez Bankası olarak, çeşitli meslek kuruluşları ile sanayi ve ticaret odaları üyelerinin YTL hakkında bilgilendirilebilmesi için bir eğitim ekibi oluşturduk. Ekibimiz, 14 Ekim 2004 tarihinde Konya Ticaret Odası işbirliğiyle düzenlenen toplantıyla çalışmalarına başladı. 23 Ekim 2004 tarihinde Antalya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen toplantıyla çalışmalarını sürdürdü. Bu çalışmalar, Anadolu'nun önde gelen kentlerinde, imkanlar elverdiği ölçüde devam ettirilecektir" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'DE KİŞİ BAŞINA DÜŞEN BANKNOT SAYISI ÇOK FAZLA"
Birinci emisyon grubu banknotların tedavüle çıkarıldığı 1927 yılından bugüne kadar, toplam 7 emisyon grubunda, 21 farklı değerde 114 tertip banknotun dolaşıma çıkarıldığını anlatan Serdengeçti, "İlk 4 emisyon grubundaki banknotların tamamı ile 5. ve 6. emisyon grubundaki banknotların bir kısmı yurt dışında bastırılmıştır.
Banknot Matbaamızın 1958 yılında faaliyete geçmesiyle birlikte, genel olarak tüm banknotlarımızın basımı Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilmiştir. Matbaamızda basılan ilk banknot 5. emisyon grubu 3. tertip 100 TL'lik banknottur" diye konuştu. Halen kullanılmakta olan 7. emisyon grubu banknotlar ise ilk defa 1979 yılında tedavüle çıkarıldığını ifade eden Serdengeçti, "Burada dikkat çekici olan konu, 1927 yılından 1981 yılına kadar, yani 54 yıllık dönemde, 50 Kuruş ile 1.000 TL arasında 10 farklı değerde banknot tedavüle çıkarılmışken, enflasyonist sürecin etkisiyle, 1981 yılından bu yana, son 23 yıllık dönemde, üst değerde 11 yeni kupürün tedavüle çıkarılmış olmasıdır" şeklinde konuştu. 1990'lı yıllardan itibaren, her üst kupür tedavüle çıkarıldığında, genel teamül ve uluslararası uygulamalar dikkate alınarak, en alt değerdeki kupür dolaşımdan çekildiğini ve tedavüldeki kupür sayısının 6 ile sınırlandırıldığını belirten Serdengeçti, şunları söyledi:
"Tüketici fiyat endeksi ile emisyon hacmi arasındaki ilişki, üst değerdeki yeni kupür ihtiyaçlarını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Yüksek enflasyonist süreç, doğal olarak yeni sıfırları ve yeni kupürleri de beraberinde getirmiştir. Üst değerde yeni kupürlerin dolaşıma çıkarılmasının genel olarak dolaşımdaki banknot sayısını azaltması beklenmektedir. Bununla birlikte yüksek enflasyon ortamında, bu azaltıcı etki, 1995 yılının başında 1 milyon TL'nin ve 1999 yılının sonunda 10 milyon TL'nin dolaşıma çıkarılmasında olduğu gibi, ya hiç hissedilememiş ya da 2001 yılının sonunda 20 milyon TL'nin dolaşıma çıkarılmasında olduğu gibi kısa süreli bir azaltıcı etki ile karşılaşılmıştır. Son 23 yıllık dönemde, tedavüldeki banknot sayısı ortalama yaklaşık 1 milyar adet civarındadır. 2004 yılının Eylül ayı sonu itibariyle tedavülde yaklaşık 13,9 katrilyon TL değerinde, 1 milyar 355 milyon adet banknot bulunmaktadır. Tutar olarak tedavüldeki banknotların yaklaşık yüzde 84'ünün 20 millyon TL'lık banknotlardan oluşması dikkat çekicidir. Son 23 yıllık genel durum dikkate alındığında, özellikle vezne işlemlerinde ihtiyaç duyulan kolaylığın sağlanabilmesi için 50 ve 100 YTL'nİn tedavüle çıkarılmasının gereği açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan, 2003 yılı sonu İtibariyle, Banknot Baskıcıları Konferansına üye toplam 20 ülkedeki kişi başına düşen banknot adedi incelendiğinde, gerek adet olarak, gerekse Euro bazında tutar olarak, kişi başına düşen banknotların ülkemizde en düşük seviyede olduğu görülmektedir."
Serdengeçti, sonuç olarak, Yeni Türk Lirası'na geçiş ve ekonomik istikrar ortamıyla birlikte; paramızın değişim ve kıymet saklama aracı olma fonksiyonlarının yeniden işlerlik kazanması ve banknot kullanımının orta değerdeki kupürlerde yoğunlaşmasının beklendiğini söyledi. Serdengeçti, Yeni Türk Lirası'na geçilmesiyle piyasada bulunan banknot ve madeni paraların 2005 yılı sonuna kadar gebçerli olacağını belirterek, "Halen kullandığımız banknot ve madeni paralar 2005 yılı sonuna kadar geçerlidir. Diğer bir ifadeyle, 2005 yılı boyunca hem bugünkü Türk Liraları hem de Yeni Türk Liraları birlikte tedavül edecektir. Dolayısıyla, vatandaşlarımızın bu değişim için acele etmelerine gerek yoktur" dedi. Serdengeçti, değişimin işlemlerin doğal akışı içinde gerçekleşeceğini vurgulayarak, "Şubat ayı sonu itibariyle, tedavüldeki banknot tutarının yaklaşık yüzde 90- 95'inin Yeni Türk Lirası'na dönüşmesi beklenmektedir. Türk Lirası banknotlar 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren tedavülden kaldırılacak, ancak, bu tarihten itibaren 10 yıl boyunca, yani zamanaşımı süresince, Merkez Bankası Şubeleri, (Merkez Bankası Şubesi bulunmayan yerlerde Ziraat Bankası Şubeleri) tarafından değiştirilecektir" diye konuştu.
"YTL KARŞILIĞINDAKİ TÜRK LİRASI'NA ÇOK BENZİYOR"
Kupür kompozisyonu 1, 5, 10, 20, 50 ve 100 Yeni Türk Liralık değerde olan yeni banknotların tüm tasarım, kalıp ve baskı çalışmalarının Banknot Matbaası'nda gerçekleştirildiğini ve basılan banknotların büyük bir kısmının Merkez Bankası şubelerine dağıtıldığını ifade eden Serdengeçti, şöyle konuştu:
"YTL'ye geçişte banknotların daha kolay tanınması ve karışıklığa neden olunmaması için aynı satın alma gücüne sahip kupürler hem TL hem de YTL için benzer renk ve tasarımda üretilmiştir. YTL banknotlarda, özellikle görme engelli ve görme bozukluğu olan vatandaşlarımız için, banknotlarımızda bulunan kabartma baskı etkisi ve kontrast renk uygulamasının yanı sıra mevcut tasarımların elverdiği ölçüde kısmen ilave ayırt edici özelliklere de yer verilmiştir. Bildiğiniz gibi, görme engelli vatandaşlarımız için en önemli ayırt edici unsur, banknot kupürleri arasında boyut farklılığının yaratılmasıdır. Ancak, yüksek enflasyon ve bunun doğal bir sonucu olarak sık sık üst değerde yeni kupür çıkarma ihtiyacı, olumsuz etkisini burada da göstermiş ve halen dolaşımda bulunan banknotlarımızda bu hususta arzu edilen farklılaştırma yapılamamıştır. Yeni kupür kompozisyonunda bu proje kısmen hayata geçirilerek 50 ve 100 YTL'de boyut farkı oluşturulmuştur. Yeni Türk Lirası'ndaki "Yeni" ibaresi kaldırılırken tüm kupürlerde böyle bir farklılığın yaratılması planlanmaktadır. Tüm ülkelerde merkez bankalarının üzerinde hassasiyetle durduğu konulardan biri de sahtecilikle etkin bir şekilde mücadele edilmesidir. Zira, sahtecilik faaliyetleri, teknolojik gelişmelerin de etkisiyle uluslararası bir boyut kazanmış durumdadır. Ülkemizde de özellikle büyük kupürlü banknotlarda, zaman zaman sahtecilik olaylarıyla karşılaşılmaktadır. Yeni Türk Lirası'na geçişte 50 ve 100 YTL değerinde yeni kupürlerin dolaşıma çıkarılacağı dikkate alındığında, banknotların güvenlik özelliklerinin kontrol edilmesi daha büyük önem kazanmaktadır. Sahtecilikle mücadelede kapsamında, banknotlarımızda, gerçeğini sahtesinden kolaylıkla ayırt etmeyi sağlayacak uluslararası standartlarda, halka yönelik çok sayıda güvenlik özelliği bulunmaktadır. Tanıtım kampanyasının bu aşamasında, daha önceki yıllarda tedavüle çıkarılan banknotlar için yapıldığı gibi, halkımızın bu özellikler konusunda bilgilendirilmesi amacıyla yoğun bir çalışma yapılacaktır. Vatandaşlarımızın mağdur duruma düşmemeleri için biraz sonra detaylı bir şekilde açıklanacak olan güvenlik özelliklerini bilmeleri büyük önem arz etmektedir. Merkez Bankası'nca tespit edilen veya savcılıklar kanalıyla incelenmek üzere gönderilen sahte banknotlar değerlendirildiğinde, açıklanacak güvenlik özelliklerinden 3'ünün kontrol edilmesi ile sahte banknotların rahatlıkla tespit edilebileceği anlaşılmaktadır."
Serdengeçti, Merkez Bankası'nın teknik donanımı itibariyle sahte bir banknotun tekrar tedavüle çıkarılmasına imkan vermeyecek bir yapılanmaya sahip olduğunu belirterek, "Bununla birlikte bu mücadelenin en ön cephede, vatandaşlarımız tarafından yapılması en etkin mücadele yöntemi olarak görülmektedir" diye konuştu.