Otuz bini aşan çivi yazılı kil tabletten (ya da tablet parçasından) oluşan Boğazköy arşivinin en önemli dili, aşağı yukarı yüzde sekseni, Hitit dilidir. Hitit kanunları, kral yıllıkları, antlaşmaların büyük kısmı, ülke içi yazışmalar, mitolojik metinler, dinsel içerikli binlerce metin, yüzlerce fal metni bu dilde yazılmıştır.
Hititçe vatar "su", İngilizce water "su", Slav dillerinde voda "su".
Maya dilleri, Kolomb öncesi Mezoamerika uygarlıklarından birini oluşturan Mayalar'ın vaktiyle kullanmış oldukları Klasik Mayaca dahil hepsi ana Proto-Mayacadan türemiş olan dillerdir. Ethnologue verilerine göre 68 dilden oluşur ve 6.038.172 kişi tarafından konuşulur.
Uto-Aztek dil ailesine sokulan bu dil, Orta Amerika'da, özellikle Meksika'nın Yucatan, Campeche ve Quintana Roo bölgelerinde halen Mayalar'ın torunları sayılan 6,5 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır.
Antik Yunanistan'da ve Doğu Akdeniz havzasında M.Ö. 9. yüzyıldan M.S. 6. yüzyıla kadar konuşulmuş olan ölü bir dildir. Arkaik, Klasik ve Helenistik dönemleri vardır. "Antik Yunanca" olarak da bilinir
Bugünkü Yunancanın atası sayılmakla beraber gerek farklı harfler ihtiva etmesi gerek telaffuz farkları gerekse gramer yapısı ve oldukça gelişmiş bir vurgu sistemi ile bugünkü Yunancadan oldukça farklıdır. Bu sebeple bugünkü Yunanca ile benzerliği sıradan bir Hint Avrupa diline olan benzerliği kadardır.
Antik Mezopotamya dili ve onun Babil ve Asur diyalektleri son 2 bin yıldır kimse tarafından konuşulmuyor. Ancak son dönemlerde kil tabletleri ve taş yazıtları deşifre eden bilim insanları bu dili yeniden canlandırmak konusunda boldukça yol kat etti.
Mısır yazısı, coğu nesnelerin resmi olduğundan rahatlıkla ayırt edilebilen 700’den fazla işaretten oluşmuştu. Her bir işaret, gerek özel bir nesneyi, gerekse belli bir sesi temsil ediyordu. Hiyeroglif yazısı soldan sağa ya da aşağıdan yukarıya yazılabilirdi. Hayvanların ya da insanların yüzleri sola dönükse soldan sağa, sağa dönükse sağdan sola okunurdu.
''Sümer dili hiç başka bir dil gurubuna ait değildir''derler ve yalıtık (izole) bir dil olarak tanımlarlar. Oysa ki hem cümle yapısı hem de sözcükler Türkçe ile büyük bir benzerlik içindedirler. Sümer dilini önce Sami dilleri ile, daha sonra Hind-Avrupa dilleri ile karşılaştırdılar. Fakat ne biri ne de diğeri Sümerce ile uyum sağlıyordu. Peki, ama neden Ural Altay dilleri ile karşılaştırmaya gerek duymadılar? Nedeni, onlara göre M.Ö. 3000 yıllarında Mezopotamya’da ne Türk toplulukları vardı ne de Macar, onlara göre Türk ve Macarların Anadolu’ya gelişleri en erken M.S. 900 yılları olmalıydı.
Sami dillerine ait eski Mezopotamya'da, özellikle Asur ve Babil imparatorluklarında kullanılan dil. Mezopotamya'da MÖ 3000 - 1000 yılları arasında konuşulan ölü bir Sami dilidir MÖ 2350'li yıllarda Akad'ların Sümer kentlerini ele geçirmelerinden sonra bölgede Sümer dilinin yerini aldı.
Aztek yazısı da Maya yazısı gibi, ideogramların ve sesleri belirten fonetik sembollerin bir karışımından oluşmuştur. Yani bazı resim karakterleri nesneleri ve düşünceleri ifade ederken, bazıları da sesleri ifade ediyordu.
Mezopotamya'ya bakan dağlarda bu dillin sesi taşlara harflerle dökülmüş şekilde hala yankılanmakta.
Persler'den İsa'ya bu dille pek çok dua okundu ve okunmaya devam etmekte.
Roma'nın kudreti bu dille betimlendi.
Denizlerin savaşcı çocukları düşmalarına bu dille korku saldı.
Orta Asya steplerinin sessizliğine bu dille karşı konulmuştu.
Savaşcı klanlar bu dille aynı nidalar ile birbirleriyle savaşmışlardı.