HABER

Eski yüksek yargı üyeleri hakim karşısında

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında meslekten ihraç edilen ve tutuklanan yüksek yargı üyelerinin yargılanmasına devam edildi - Eski Yargıtay üyesi Ural'ın yargılandığı davada, eski HSYK Başkanvekili Hamsici, eski HSYK üyeleri Okur, Tosun, Özçelik, eski savcı Bozkurt ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Erdem tanık olarak dinlendi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, önceki celsede suçlamaları reddeden eski Yargıtay üyesi sanık Sami Sezai Ural yeniden hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanık Ural'ın yakınları ve avukatı Erol Aras da katıldı.

Duruşmada, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK üyeleri İbrahim Okur, Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik, eski savcı Bayram Bozkurt ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem tanık olarak dinlendi.

Okur ve Bozkurt, tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile duruşmaya katılırken, diğer tanıklar salonda hazır bulundu.

Sanık hakkında ilk olarak eski savcı Bozkurt ifade verdi. Bozkurt, sanığı 2003'te hakim ve savcı eğitim merkezinde staj yaparken tanıdığını söyledi. O dönem eski HSYK üyelerinden Ahmet Kaya'nın eğitim merkezinin müdürü olduğunu anlatan Bozkurt, sanık Ural'ın da müdür yardımcısı olarak görev yaptığını ifade etti.

Ahmet Kaya ile daha samimi olduğunu belirten Bozkurt, sanık Ural'ın cemaat mensubu olduğunu Kaya'dan öğrendiğini kaydetti. Bozkurt, aynı şeyi eski HSYK Genel Sekreteri Muzaffer Bayram'dan da duyduğunu söyledi.

Staj yaptığı dönemde eşinin Sivas'ta olduğunu ve yanına gidip gelmesi gerektiğini dile getiren Bozkurt, "Ahmet Kaya ve Sezai Ural, cemaat mensubu olduğum için beni idare ettiler. İmza kartonuna sonradan Ahmet Kaya'nın önünde imza atıyordum." dedi.

İbrahim Okur da sanık ile Adalet Bakanlığında bir dönem birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Okur, 2010 Anayasa değişikliği sonrasında yeni HSYK'nın oluştuğunu ve Yargıtay ile Danıştay'a üye seçiminin gündeme geldiğini hatırlatarak, eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya ve diğer cemaat mensubu kurul üyelerinin getirdiği 350 isim arasından 80 kişi belirlediklerini, bu kişiler arasında sanığın da bulunduğunu aktardı.

Cemaat mensubu olmayan Yargıtay üyelerini bir araya getirerek bilgilendirdiklerini anlatan Okur, cemaatle birlikte hareket ettiği belirtildiği için Ural'ı bu toplantılara çağırmadıklarını kaydetti.

Sanık Ural'ın cemaat mensubiyeti konusunda doğrudan somut bir bilgisinin olmadığını ifade eden Okur, Ural'ı milliyetçi, muhafazakar olarak tanıdığını kaydetti.

Ahmet Hamsici ise sanığı Bakanlıktan ve Adalet Akademisinden tanıdığını bildirdi.

Birlikte görev yaptığı dönemde Ural'dan cemaate ilişkin hiçbir şey duymadığını kaydeden Hamsici, Ural'ın cemaat mensuplarıyla yakın arkadaşlık içinde olduğunu söyledi.

Hamsici, eski HSYK Genel Sekreter Yardımcısı Engin Durnagöl'ün sanık için "Bizden değil ama bize yakın" dediğini savundu.

Yargıtaya üye seçimi için Mehmet Kaya'nın evinde yapılan toplantıda sanığın ismini kendisinin gündeme getirdiğini belirten Hamsici, cemaat mensuplarının listesinde olup olmadığını hatırlamadığını anlattı.

Mustafa Kemal Özçelik ise sanıkla cemaat birlikteliğinin olmadığını, sanığı milliyetçi, ülkücü olarak tanıdığını ifade etti.

Sanık Ural'ın Yargıtaya seçilmesinden sonra cemaatçi olduğunun söylendiğini dile getiren Özçelik, internette yayınlanan cemaat mensuplarına ilişkin listede de ismini gördüğünü belirtti.

Kerim Tosun da sanığın cemaate yakın olduğunu duyduğunu, başka bir bilgisinin bulunmadığını söyledi.

Birol Erdem ise sanığın cemaat mensuplarıyla yakın arkadaşlığının bulunduğunu, Mehmet Kaya'nın evindeki toplantıda ismini Ahmet Hamsici'nin gündeme getirmiş olabileceğini kaydetti.

Erdem, bu yapıdan olmayanları bir araya getirdikleri toplantılara, cemaatle birlikte hareket ettiğinin söylenmesi nedeniyle sanık Ural'ı çağırmadıklarını anlattı.

Duruşmada örgütte "sohbetçi" olarak görev yaptığını belirten Nesip Yılmaz da dinlendi. Yılmaz, fotoğrafından teşhis ettiği sanığı duruşmada tanıyamadığını savundu.

Nesip Yılmaz, yargı mensuplarının bulunduğu 3 ya da 5'erli gruplarla 5 kez bir araya geldiğini söyledi.

Duruşma savcısı Müslüm Canpolat, tanığa savcılıkta 46 yargı mensubunu teşhis ettiğini hatırlatarak, "3 ya da 5'erli gruplarla 5 toplantı yaptığınızı söylüyorsunuz, 3'er kişi katılsa 15, 5'er kişi katılsa 25 kişi yapar. Siz 46 kişiyi teşhis etmişsiniz. Fotoğrafından teşhis ettiğiniz sanığı şimdi tanımadığınızı söylüyorsunuz. Yalan tanıklık mı yapıyorsunuz?" sorusunu yöneltti.

Tanık Yılmaz, yalan tanıklık yapmadığını, o zaman da "yüzde yüz budur" demediğini savundu.

Savcı Canpolat, "Ya o zaman yalan söylediniz ya şimdi yalan söylüyorsunuz. Etkin pişmanlıktan yararlanmak için tanığın beyanlarının tutarlı ve birbirini destekler nitelikte olması gerekir. Bu durum tanığın sanık olarak yargılandığı dosyaya bildirilsin." dedi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Sanığın tahliye taleplerini reddeden heyet, tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

En Çok Aranan Haberler