Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan eski Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, sanık eski Yargıtay Üyesi Hüseyin Çolak, ikinci kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Çolak, avukatı ve yakınları katıldı.
Duruşmada, sanık hakkında ifade veren eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, ve eski HSYK Üyesi Mustafa Kemal Özçelik tanık olarak beyanda bulundu.
Erdem, sanığın yapı mensubu olduğu yönünde kanaatinin bulunduğunu ancak örgüt faaliyetine ilişkin bir eylemine tanık olmadığını söyledi.
Yargıtay üyeliği için 2011'de yapılan seçimde Hüseyin Çolak'ın adının o zamanki adayla cemaat mensubu üyeler tarafından gündeme getirildiğini belirten Erdem, "Cemaat ismini gündeme getirmese de seçilebilirdi. Yargıtayda uzun yıllar tetkik hakimliği yapmıştı. Üye seçildikten sonra kendisi hakkında olumlu ya da olumsuz bir şey duymadım." dedi.
Tanık Mustafa Kemal Özçelik de Yargıtaya üye seçildikten sonra tanıdığı sanığı, yapının herhangi bir toplantısında görmediğini savundu. Özçelik, sanığın bir cemaat toplantısına katıldığına, himmet verdiğine, talimat aldığına ilişkin bir bilgisinin bulunmadığını söyledi.
Eski beyanlarında geçen, "Kartal kod adlı 'Yargıtay imamı' İlyas Şahin'in iki bacanağı da aynı tarihlerde Yargıtay'a üye seçildi. Bunlardan biri Hüseyin Çolak'tı." şeklindeki ifadeyi düzelten Özçelik, ifadesi sırasında "Hüseyin Karagöl" adlı eski Yargıtay üyesinden bahsettiğini, soyadının yanlışlıkla "Çolak" olarak ifadeye geçtiğini söyledi.
- Devrimci Karargah Örgütü davası
Tanık beyanlarına karşı söz verilen sanık Çolak, ifadelerde aleyhinde bir beyan bulunmadığını, ByLock kullanıcı olmadığını, örgütle alakasının bulunmadığını savundu.
Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'ya, "Devrimci Karargah Örgütü" davasında "örgüt üyelerine yardım" suçundan verilen 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasını onayan eski Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinde yer alan Çolak, kararın "apar topar, örgüt talimatıyla verildiği" iddialarını da reddetti.
Bu davanın usulüne uygun, süresi içinde incelendiğini, kesinlikle talimatla değil, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, vicdani kanaatiyle karar verdiğini savunan Hüseyin Çolak, iddiaların gerçeği yansıtmadığının söz konusu dosya incelendiğinde görüleceğini öne sürdü.
Duruşmalı olarak inceledikleri dosyada karar verdikten sonra o dönemki Daire başkanına kararın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi gerektiğini söylediğini ileri süren Çolak, "Başkan bey de dönemin Yargıtay Başkanı ve Başsavcısına karara itiraz etmeleri ve dosyanın Genel Kurula gitmesi konusundaki talebimizi iletti, ancak yapılmadı. Talimatla karar vermiş olsak kurula gitmesini ister miydik?" savunmasını yaptı.
Çolak, 2 yılı aşkın süredir tutuklu olduğunu, şeker hastalığı nedeniyle tek kişilik koğuşta zorlandığını belirterek, tahliyesine karar verilmesini istedi.
Verilen aranın ardından toplanan mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Sanığa yurt dışına çıkış yasağı ve en yakın kolluk birimine haftada bir imza verme şartı getirildi.