Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Mehmet Salih Söğüt, yaptığı açıklamada, merkeze bağlı Göcenoluk, Seyitgazi ilçesinde Sancar ve Bardakçı, Odunpazarı ilçesinde Avdan, Çavlum ve Yörükkırka, İnönü ilçesinde Erenköy, Sivrihisar ilçesinde Kaymaz ile Tepebaşı ilçesinde Çavuşçeşme mahallelerinde büyükbaş hayvanlarda şap hastalığının tespit edildiğini bildirdi.
Söz konusu köylerde karantina uygulaması başlattıklarını belirten Söğüt, Tepebaşı ilçesinde bulunan hayvan pazarının da geçici süreyle kapatıldığını ifade etti.
Bakan’dan ’şap ve karantina’ açıklaması
Karantinaların artması üzerine Bakan Çelik'ten bir açıklama geldi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, TÜRK-İŞ’i ziyaret etti. Ziyaretin ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Çelik, hayvancılığı tehdit eden A-Nepal virüslü şap hastalığı nedeniyle bazı illerin karantinaya alındığı yönündeki haberlerin sorulması üzerine, “Hani Coğrafya da yaşadığımızı hepimiz biliyoruz. Maalesef hayvan geçişleri ile ilgili komşu ülkeler ilgili öteden bu yana yaşanan sorunlar var. Hastalıkların bir nedeni de bunlar olabilir. Şap ile ilgili bir farklı mikroptan bahsedildi. Onunla ilgili enstitülerimiz yeni bir aşı ürettiler. Onlar yaygın bir şekilde şuanda uygulanıyor. Çok abartıldığı gibi olmadığını da özellikle ifade etmek istiyorum” cevabını verdi.
Şap hastalığı nedir?
Halk arasında tabak hastalığı olarak bilinen, bütün çift tırnaklı hayvan türlerinde görülebilen bulaşıcı bir hastalıktır.
Aft Humması, ayak-ağız hastalığı (foot-mouth disease) isimleri de kullanılmaktadır.
Sığırlar, domuzlar, koyunlar ve keçiler hastalığa çok çabuk yakalanırlar. Bunun yanı sıra hayvanat bahçesindeki bazı hayvanlarla doğal hayattaki kirpi, fare, ceylan gibi hayvanlar da hastalığa yakalanabilmekte.
Öncelikli olarak hayvanın ağız içi, tırnaklar, memeler, işkembe de çeşitli (kesecikler) yaralarla karakterizedir. Hayvan, yaşına ve cinsiyetine göre hassasiyet gösterir. Şap hastalığının etkeni bir virüs olup, birbirinden farklı 7 tipi mevcuttur. Bunlar A, O, C, Sat 2, Sat 3 ve Asya 1 Tipi olarak adlandırır. Tiplerin içinde ayrıca çok sayıda alt tipler mevcuttur. Koruyucu aşılar buna göre hazırlanır.
Nasıl bulaşır?
Hasta hayvanların sağlamlara teması, idrar, gübre, süt, sparma ile bulaşma olur. Ayrıca hastalık etkeninin bulaşmış olduğu deri, yem, yataklık, ot, su, bakıcı, nakil vasıtaları, hastalıklı etlerden yapılan salam, sosis, gibi ürünler ile fare, kuş, yılan, kaplumbağa, gibi taşıyıcılarla da bulaştırma mümkündür.
Şap, sürüler arasında direk temas ve havadaki virüsün teneffüs edilmesiyle bulaşıyor. Sap virüsü, karada rüzgar yoluyla kilometrelerce uzaklara taşınabiliyor. Suda ise mesafe daha da artıyor. Hasta hayvanların hareket etmesi şapı ayrı sürülere bulaştırabiliyor. Araçlar, aletler, tarım ürünleri ve insanlar da taşıma görevi görüyor. Virüs uzun süre etlerde,iliklerde, iç organlarda ve pastörize edilmemiş ürünlerde yaşayabiliyor.
Hastalık Belirtileri
İçi su dolu kabarcıklar ilk belirtiler. Diğer belirtiler arasında ise topallık, uyuşukluk, iştah kaybı ve sütten kesilme bulunuyor.
Hastaların ağızlarından ip gibi salya akar, ateş 40 -41 C, ağız şapırdatması ve sütten kesilme, dilinde, dişetlerinde, dudağın iç kısmında mercimek veya fındık büyüklüğünde su keseleri (veziküller) görülür. Takip eden günlerde ayak tırnak aralarında, memelerde, boynuz diplerinde, burunda enfekte yaralar oluşur.
Kültür ırkı sığırlarda ve körpe buzağılarda hastalık çok çabuk seyreder. Hastalık belirtileri tam olarak meydana çıkmadan solunum güçlüğü ve kalp yetmezliğinden aniden ölebilirler.
İnsanlarda Hastalık Belirtileri
Hastalıklı hayvanların sütünü içen küçük çocuklarda, bulaşık yer ve eşyaları kullanan yetişkinlerde de ağız, göz ve parmak aralarında küçük su kesecikleri görülebilir.
İnsanlar için tehlikeli olmadığı düşünülmektedir. İngiltere de 1966 yılında, insanda sadece bir vakaya rastlandı. Nezlenin belirtilerine benziyordu ve ellerde kabarcıklar oluşmuştu.
İnsanlar, virüsten etkilenmiş bir hayvanın etini tüketmekle veya diğer insanlardan hastalığı kapamaz.
Etkenin (Virüsün) Dayanıklılığı:
1) Direkt güneş ışınları karşısında kısa zamanda harap olur.
2) Isıya dayanıksız olup, 60- 65 oC de, 30 dak. 85 oC de ise derhal ölür.
3) Çevre şartları: Etken, kuruluğu, soğuk ve karanlığı sever
4) Sığır derisi ve kıllarda, 4 hafta; Lastik çizmelerde, 14 hafta; Samanda, 15 hafta; Toprakta, 4 hafta; Kuru otlarda ve danelerde, 5 ay hastalık yapma gücünü korur.
5) 1 / 2000 lik konsantre formol; % 3-5 Çamaşır Sodası; % 4-5 lik Sodyum Karbonat (Soda); 1 / 10 oranında sulandırılmış sirke yahut %4 lük Alkol; 1 / 200 lük Potasyum Permanganat; 1 / 250 lik lodophore gibi antiseptiklere karşı hassastırlar.
Hasta hayvanların ağız, ayak ve memelerinde meydana gelen yaraların çabuk iyileşmesi için yukarıdaki antiseptiklerle yıkanması yanında, güçlü antibiyotikler ve pomatlar tatbik edilerek iyileşme hızlandırılır.
Sürü tedavilerinde, ahırın kapısına 15 -20 cm derinlikte uygun uzunlukta beton havuzlar yapılarak, içerisine %2 lik çamaşır sodası veya %5 lik formolün göz taşı doldurarak hayvanlar içerisinden geçirilir.
Hayvanlarda Koruyucu Önlemler:
1. Bir yaşına kadar olanlara 4 ayda bir, bir yaşından sonra 6 ayda bir kombine aşılar yapılmalıdır. Aşılar soğuk zincir içerisinde taşınmalı ve kurallara uygun tatbik edilmeli
2. Yeni satın alınan hayvanlar en az 10 gün karantinaya alınmalı.
3. Ahırlara hayvan bakıcısından başkasının girmemesi, bakıcının ahırda özel elbise, çizme kullanması
4. Sağım öncesi ve sonrası malzemelerin mutlaka sıcak su ile yıkanması
5. Hastalıklı bölgelerden asla hayvan alınmamalı
6. Ölen hayvanların yakılarak yahut derin çukurlara gömülüp üzerine kireç dökülmeli, kullanılan, malzemeler 70-80 oC kaynatılmalıdır.