Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Orhan Yılmaz:

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Dr. Orhan Yılmaz, Kütahya'nın Hisarcık ilçesinde yaptığı açıklamada, ABD'nin bor üretiminde Türkiye'nin yarısı kadar olduğunu belirtti.Orhan Yılmaz, bayramlaşma ziyareti için geldiği Türkiye Maden İşçileri Sendikası Hisarcık Şube Başkanlığı'nda yaptığı açıklamada, Türkiye'nin üreten şirketlere ihtiyacı olduğuna vurgu yaparak, “Biz kendi çabamızla Türkiye’de değil, dünyada da yer edindik. 2003 yılında bor pazarında Amerikalıların yarısı kadardık. Dünyada 1 milyon ton bor mineralleri tüketimi artmasına rağmen Amerikalılar şu an bizim yarımız kadar oldular. Efsanelerle toplumların dinamiklerini baltalıyoruz. Yok, işte 'Yahudiler bizi engelliyorlar, gelişemiyoruz', 'yok Amerikalılar bizi bir bıraksalar uçacağız.' Bunlar aslında kendi sorumluluklarımızdan kaçmakla ilgili şeyler diye düşünüyorum. Biz yürüyoruz, hala kimse çıkmadı karşımıza, sizin bir senaryonuz var, bir metodunuz var, bir hedefiniz var da birileri sizleri engelliyorsa bu başka bir şeydir. Ama sizin böyle ne hedefiniz, ne senaryonuz, ne metodunuz ne vizyonunuz yoksa bu başka bir şey. Bu kaçıyorsunuz demektir. 'Bizi bıraksalar bordan uçacağız' böyle bir şey yok. Eğer uçacaksanız uçarsınız” dedi.Borun işlenecek bir tarafının kalmadığına dikkat çeken Yılmaz, ”Ben bu kurumun ilk Kimya Mühendisi Genel Müdürüyüm. Son zamanlarda gazetelerde işte 'Çinliler Balıkesir’e gelip boru işleyecek' şeklinde haberler çıkıyor. Özellikle sendikacı arkadaşlardan rica ediyorum bunları anlatın. Bor madenini işlemek ne demektir biliyor musunuz? Borik asit yapmak demektir. Bizim de yaptığımız borik asittir. Adam borik asidi alıyor LCD televizyon ekranı yapıyor. Bu da başka bir sanayi. Bu ekranı Türkiye yapabilir mi? Yapar. Türkiye şu anda çatır çatır cam yapıyor. Ama ölçek meselesi bu. Yani siz İtalyan kadar iyi cam yapamıyor olabilirsiniz, Japon kadar LCD ekran yapamıyor olabilirsiniz. Ama bunları Türkiye yapıyor. Buradaki konu ölçek. Mesela Amerika bizim yaptığımızın 10 bin katını yapıyor. Amerika’nın hem nüfuzu hem de nüfusu var. Adam gidip malını başka yerlere satabiliyor. Şimdi şöyle bir efsane uydurulmuş, bunun hiçbir tarafı doğru değil. Bunu ne olarak söylüyorum, 27 sene bu kurumun içinde bütün fabrikalarda ve bütün pozisyonlarda çalışmış biri olarak söylüyorum. Bor işlemeyle bizim bir miligram bile eksikliğimiz yok. Bu kadar işte, dahası yok. Adam alıyor bunu ilaç yapıyor, ilaç başka bir sanayi mi? Evet. İşte bundan başka bir rivayet çıkarttılar, 'ah bir boru işleyebilsek.' Borun işlenecek tarafı kalmadı. En büyük rakip firma Amerikalı idi, Amerikalılardan ürün çeşitliliğinde, pazarda ve kârlılıkta da kat ve kat öndeyiz. 2002 yılında 400 bin ton bor kimyasalları üretme kabiliyetimiz vardı, şu anda 2,5 milyon ton kapasitemiz var. Kurulu kapasite, kurulacak değil ve ürettiğimizin 97'sini dünyanın 84 ülkesine ihraç ediyoruz. Yani bizim bunu alıp da, 'bilmem ne formuna dönüştüremiyoruz, ah bir dönüştürsek' diyeceğimiz ne bir madde var, ne bir kullanım alanı var. Dünyanın cevher tüketimi sadece 4 milyon ton, tüm dünyanın cevheri 4 milyar ton. Bunun yüzde 70’i Türkiye’de. 4 milyar ton cevher ama 4 milyon ton tüketim. Biz ne yapmalıyız? Kimyasal madde yapsak biz bunları tüketiriz modundan çıkıp, yeni kullanım alanları bulmamız lazım. Biz nasıl büyüdük? Biz böyle büyüdük. Son 8-9 senede 26 kat büyüdük. Kurumun kârı 26 kat arttı. 17 milyon dolar idi, şu anda 434 milyon dolar. Bu ortalama Avrupalı bir şirketin 15-20 milyar dolar ciro ile yapacağı bir kârdır. Tekrar söylüyorum borun geliştirilecek bir tarafı yok. Bor bu sektörlere tedarikçi olarak hizmet eder” diye konuştu.